2004 yılından beri takip ediyorum, 2007 yılında ilk kez bu konuda yazmaya, konuşmaya başladım. Kuzey Amerika’da enerji konusunda çok ama çok önemli bir “devrim” gerçekleşiyor. Üstelik bu çok da sessiz sedasız değil, bayağı gürültülü bir şekilde geliyor!
Nedir bu “devrim” derseniz, ABD’nin petrol ve doğal gazda dışarıya bağımlı olmaktan çıkması, önce kendi kendine yeterli olması ve ardından da ihracatçı olması söz konusu. Bunu da “Kayaç Gazı/Petrolü’ndeki (ShaleGas/Oil)” teknolojik gelişmelere borçlu.
Basit olarak bunu çanağa daldırılan “pipete” benzetebilirsiniz. Eski teknolojide yer altında bir “rezerv yani havuz” bulmanız gerekiyordu. Önce yer altında bir petrol havuzu (rezerv) buluyor, bunu “pipet” ile çekiyordunuz! Eğer “havuz” küçük ve kârlı değilse “pipet”i daldırmıyordunuz bile. Yeni “kayaç gazı” teknolojisi ile ise eskiden ekonomik olarak verimli olmayan alanlar bile “kârlı” hale geldi! Nasıl mı?
Kaya katmanları (kayaç) arasındaki petrolü bulsanız bile üretmek ekonomik olmadığından bulduğunuz “havuzun” üzerini örtüyordunuz. Ancak yeni teknoloji ile kayaçlar arasındaki sıkışmış/birikmiş olan gazı (veya petrolü) ekonomik olarak üretmek mümkün.
Bunu için verev olarak sondaj yapılıyor, yatay olarak borular döşeniyor. Bu borulardan müthiş bir basınç verilerek kayaçlar kırılıyor ve aralarında sıkışmış olan gaz ve petrol “emiliyor”! Yerine tatlı su basılıyor ki depreme yol açılmasın! (Aşırı tatlı su kullandığından çevreciler külliyen bu teknolojiye karşı)
Üretimi oldukça ucuz. Bu yüzden ABD (Polonya ve İsrail de buna dahil) ucuz ve kolay enerjiye ulaşmış görünüyor. Bunun iki sonucu olacak:
İlki, enerji yoğun sektörler ABD’ye geri dönecek. Özellikle de çevrecilik ve “ölçek ekonomisi” nedeniyle ülkeyi terk etmiş olan demir-çelik endüstrisi başta olmak üzere enerji yoğun endüstriler...
İkincisi de enerji konusunda 2015’te kendi kendine yeter duruma gelmesi beklenen, 2020’de; Suudi Arabistan’ı geçerek; dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olması beklenen ABD’nin Ortadoğu’ya ilgisinin kaybolması! ABD sırf enerji konusunda kendine yeterli hale geldikçe, Ortadoğu ile; İsrail hariç; sair sebeplerle ilgilenmesi gerekmeyecek, ilgisini Uzak Doğu’ya yöneltebilecek. Bu da bölgedeki “haritaların” önümüzdeki 5 (belki o kadar da sürmeyebilir!) yıl içinde yeniden çizilmesi anlamına gelecek.
Bu gelişmeleri atlamayalım, takip edelim!
Bu takip sırasında bir de Türkçe terminolojideki bir hatayı düzeltmek gerekiyor. Yeni kaynağın adına “kaya gazı” dendiği oluyor! Hâlbuki gaz, “kayadan” çıkmıyor. “Kayaçlar” arasında sıkışmış olan kaynaklardan çıkarılıyor. Kayadan gaz mı çıkar?
Ancak “kayaçlar” arasında sıkışmış gaz ve petrol çıkarılabiliyor. Bu nedenle bu kaynağın adına “Kaya Gazı” demekten vazgeçelim ve adını “Kayaç Gazı” koyalım ve bununla devam edelim. Aksi takdirde dilimize pelesenk olacak hatalı bir adın yerine ileride doğrusunu koymak zor olacak.
Nasıl başlarsak öyle gider!
Bu gazın adı “kaya gazı” değil “kayaç gazı” olmalı. Bir harfin (ç) ne önem var demeyin, torunlarımız tarafından alay konusu olmak istemiyorsak, bugünden dikkatli olalım ve doğrusunu kullanalım:
“Kayaç Gazı”...
Kaya Gazı değil, ‘Kayaç Gazı’!
Haberin Devamı