Japonya’nın yeni başbakanı Shinzo Abe seçimlerden önce yenin değerlenmesine karşı olduğunu, bu amaçla gerekirse Japon Merkez Bankası’nın (BoJ) enflasyon hedeflemesini “gevşetmesi” gerekebileceğini söylemişti. Abe’nin iktidara gelmesine kesin gözüyle bakan piyasalar da yen satmaya başladılar. Dolara karşı 77.50 seviyelerinden başlayan bu hareket, önceki gün 88.40’a kadar devam etti.
Japonya’nın yeni Maliye Bakanı Taro Aso da dün yaptığı konuşmada Japonya’nın “Avrupa İstikrar Mekanizması” (Avrupa Finansal İstikrar Fonu’nun yerini alacak olan “European Stabilit Mechanism ESM) tarafından çıkarılacak bonoları alacağını açıkladı. (Piyasalar tarafından bu yıl çok daha yakından takip edilmeye başlanacak olan Japonya’nın atacağı adımlar; “doğuda” en az Çin kadar; dikkatle izlenmesi gerekecek.)
Japonya 1990’ların başından bu yana durgunluk ile başetmeye çalışıyor. Abe’nin açacağı paket geçtiğimiz 20 yılda “açılan” 5. ya da 6. paket olsa gerek. Öncekiler çok da işe yaramadı. Yarasaydı yen 125’lerden 75’lere iner miydi? Peki bu son paket işe yarayabilir mi?
Başarılı olabilmesi için hükümet ile BoJ’un birlikte çalışma ortamını yaratması belki de ilk şart. Bu durumda BoJ’un bağımsızlığının “rafa kalkması” ihtimali artacak. Diyelim ki bu “sorun” aşıldı. Aso’nun açıkladığı ESM bonolarına yatırım; varolan uluslararası rezervlerden yapılacak ise çok da işe yaramayacaktır. Yen karşılığında euro alınarak bu bonolara yatırım yapılırsa belki kısa vadede işe yarayabilir.
Bu ihtimali düşünen piyasalar dün euroya talep gösterdi ve 1.3140’a kadar bir yükseliş yaşanırken, yen 87.25’e kadar geriledi. Piyasalar yende son haftalarda yaşanan değer kaybının bir kısmını geri vereceklerdir. Yenin 85.75 seviyesine kadar değerlenmesi olasılığı hayli yüksek. Ancak sonrasında 89.70 seviyesi yeni hedef gibi görünüyor. Bu seviye aşılacak olur ise 94.10 seviyesi nihai hedef olacak gibi görünüyor.
Abe’nin finansal piyasalara yönelik bu “müdahalenin” başarılı olma şansı bence oldukça az. Neden derseniz Japonya’nın iki temel probleminin çözümü hayli zor. İlki 1990’lı yılların başında yaşanan kriz sırasında iflâs etmiş olan şirket ve bankalar, sağlam olanlara “yamandı”. Bu sorunlu kurumları sistemden çıkarıp yola devam etselerdi, bugün Japonya’nın çok daha farklı bir ekonomisi olabilirdi
İkinci temel sorun ülke nüfusunun artık “yaşlı” olması. Geçen ayki bir haberde; yaşlılar için olan “alt bezi” satışları, bebekler için olanları geçtiği yer alıyordu!
Bu iki “dev sorunun” yanı sıra Japon markalarının da dünyada pazar kaybetmesi Abe’nin işini iyiden iyiye zorlaştıracaktır!
Japonya’da Abe başarılı olabilecek mi?
Haberin Devamı