İlan masrafına değmedi!

Haberin Devamı

Merkez Bankası “radikal” davranmaktan çekindi, “tedrici” indirimi tercih etti. Aslında radikal davranması; PPK toplantısının yapıldığı gün gazetelere tam sayfa ilan veren ihracatçıların istediği gibi yüzde 3-5’lik (300-500 baz puanlık) indirimler değildi.

Olması gereken; bileşik bazda bono getirileri ile Merkez Bankası (MB) gecelik faizi arasındaki 250-300 baz puanlık farkın en azından yarısının kapanmasıydı. Bu da yapılmadı. Hem de piyasaların bu denli büyük “fırsat maliyetine” katlanmaya razı olduğu, risk primi talep etmek yerine; adeta YTL cinsinden varlık edinebilmek için “üste prim” verdiği bir ortamda... MB, cari açığın fonlanmasındaki en büyük “yardımcısı” yurtdışı fonların desteğini kısa bir süre dahi olsa kaybetmeyi göze alamadığı için 50 baz puanlık zamana yayılmış indirim politikasını tercih etti. Oyuna katılamamış olanlar da gelsinler, daha önceden katılmış olanlar da daha uzun süre kalsınlar diye böylesi bir politika izleniyor olsa gerek.

Halbuki 100-150 baz puanlık “önden beslemeli” bir indirim yapılmış olsaydı da piyasalarda hiç bir değişiklik olmayacaktı. Böylesi bir indirim ancak geçen sene Haziran ayındaki “olağanüstü” artışlar sırasında oluşan “faiz köpüğünün” sadece bir bölümünü alacaktı.

Eylül’deki ne için olduğu anlaşılamayan 25 baz puandan sonra bu ay gelen 50 baz puanla birlikte; “her türlü” radikal indirim beklentilerine veda etmek gerek. MB, böyle bir şey olmayacağını söylemiş oldu. Reklamlar olmasaydı indirim, 25 baz puanda bile kalabilirdi. Beş kişilik bir kurulun bir toplantısı için yapılan en büyük ilan masrafı da bu olsa gerek. Ama sonuç nafile. Son iki toplantıdan sonra yapılan açıklamalarda da yüzde 4’lük hedefe ulaşabilmenin şartlarının oluştuğu belirtilmesine rağmen halen daha “ürkek” davranmayı da anlamak pek mümkün değil. “Yarın öbür gün bir şey olursa yine faiz artırmak zorunda kalmayalım” diyerek faizleri yüksek tutmaya devam ettiğimiz sürece bu maliyetler dönüp yine bizi vuracaktır.

Korkunun ecele faydası yok! Göbeğimizden dış piyasalara bağlandığımızdan, olacaklardan zaten kaçışımız yok. Bundan sonra dış dünyadan gelebilecek sert bir “dalgaya” ne faiz, ne de rezervler dayanabiliyor!

Tek savunmamız, kırılganlığı azal(tıl)mış bir ekonomik yapı. Bunun da yolu tabii ki sadece faiz indiriminden geçmiyor! Devam edeceğim...

DİĞER YENİ YAZILAR