Geçen hafta açıklanan ABD enflasyon verileri yaklaşan yıl sonunda piyasaları yukarda kapatmaya çalışan katılımcıların ’tekerlerine çomak sokacak’ tarzdaydı. Yıllık bazda ABD Üretici Fiyat Endeksi’nin (ÜFE) yüzde 6 beklenirken yüzde 7.2’ye yükselmesi, tüketici fiyatlarında (TÜFE) yüzde 4.1 beklentiye karşın yıllık bazda 4.3’e yükselmesi moralleri bir kez daha bozdu.
İndirim beklentisi azaldı
Her ne kadar FED; “Gıda ve Enerji Hariç ÜFE” rakamındaki hedefine ulaşıyor olsa da; sıradan Amerikalı’nın muhatap olduğu enflasyon yıllık bazda yüzde 4.30’a ulaşmış durumda. FED’in faizleri 4.25’e indirdiği bir ortamda ÜFE’nin yüzde 7.2’lere çıkması çok önemli bir nokta. ÜFE’nin bir kısmının tüketiciye ve de FED’in takip ettiği endekslere yansıması önümüzdeki dönemde kaçınılmaz.
Yıl sonu yaklaşırken piyasaları yukarıda kapatmaya çabalayan katılımcılar, bu rakamlarla yeni bir FED faiz indirimin azaldığını düşünmeye başladı. Haksız da sayılmazlar. Piyasaları kısa vadede kurtaracağı düşünülen faiz indiriminin dönüp dolaşıp yine piyasaları enflasyon olarak vurması kaçınılmaz. Faiz indirimleriyle yapılmaya çalışılan; sorunu ileriye erteleyip, zaman kazanmak ve düzelmesini ummak! Erteleme ABD ekonomisine ve de nihayetinde bireylere yansıyacak maliyeti arttırmaktan başka bir işe yaramayacak.
Kârlar dolara dönüyor
Faiz indirim ihtimalinin azalması borsa cephesinde moralleri bozarken, döviz cephesinde doların “aşınmasını” durdurmaya başladı.
23 Kasım’da dolar karşısında 1.4966 ile zirveye çıkan euro psikolojik de olsa 1.50’yi göremeden döndü. Cuma günü 2.5 centlik bir düşüşle 1.4410’lara kadar değer kaybetti. Önümüzdeki dönemde dolar değer kazanacak gibi görünüyor. 1.4315 ile 1.4115 arasındaki bir seviyeye, özellikle de 1.42 seviyesine inilmesi söz konusu. Doların değer kazanmasının ardında; euronun hızlı yükselişinden AB’nin şikayetçi olması, hızlı yükselişin ardından gelen kâr realizasyonu, bilançolarını daha başarılı göstermek isteyen çokuluslu şirketlerin yurt dışındaki kârlarını dolara çevirerek ABD’ye göndermelerinin yaratacağı dolar talebi sayılabilir. Sebep ne olursa olsun önümüzdeki 1-2 aylık süreçte doların daha fazla talep edilen para olacağı kesin.
Bono piyasasında yabancı ilgisi giderek azalıyor
Kurlardakİ muhtemel hareketi destekleyen bir diğer nokta da Hazine bonolarına yabancı taleplerin azalması. Buna karşın satışların artıyor olması. Döviz almasalar bile, yeni satış yapılmaması kurların daha fazla düşmesini engelliyor. Soldaki grafikte son altı aydır negatif carry’nin (yani fonlama faizinin altında getiri ile bono taşınma döneminin) sonuna yaklaşıldığı görülüyor.
Çok büyük olasılıkla 16.60 bono faizine karşın 17.05’lerdeki fonlama faizi arasındaki 40-50 baz puan arasındaki negatif fark da önümüzdeki 2-4 haftada; ya bonolara gelen satışla ya da Ocak ayında PPK’dan gelecek bir faiz indirimiyle “sıfırlanacaktır”.
Dolar 1.26 YTL’ye kadar yükselebilir
DolarIn uluslararası arenada değer kazanması ister istemez YTL kurlarını da etkiliyor. Aşağıdaki grafikte doların euro ve YTL karşısındaki değerleri ve yılbaşından bu yana izledikleri seyir yer alıyor. Dünya piyasalarında euro daha değerli bir para olduğundan kurlar euro bazında, YTL’ye baktığımızda da dolar daha değerli olduğundan kurlar dolar bazında açıklanıyor.
Bu durumda euro ve YTL grafikleri birbirlerinin tam tersi bir seyir izlemiş gibi görülüyor. Halbu ki ker ikisi de dolar bazında ifade ediliyor olsaydı, grafikler neredeyse birbirleriyle aynı yönde olacaktı.
Hareket YTL’ye henüz yansımadı
Yine de aşağıdaki grafiğe baktığımızda, doların euro karşısında değer kazanması, benzer şekilde YTL kurlarına henüz yansımamış görünüyor. Önümüzdeki hafta ya da haftalarda bu denge yine sağlanacak ve dolar YTL karşısında değer kazanacaktır. 1.16 seviyelerinde dip oluşturan YTL kurlarının önümüzdeki bir kaç ayda sırasıyla 1.2060, 1.2350 ve hatta 1.26 seviyelerine kadar yükselmesi bile söz konusu. Tabii ki bu hareketlerin ön koşulu paritede 1.42’li seviyelerin görülmesi olacaktır. Bu arada, Kurban Bayramı tatili nedeniyle piyasalar 19 Şubat öğleden sonra tatile girecek.
Havalarla birlikte piyasalar da soğuyor
Soğuyan havalarla birlikte piyasalar da ’soğumaya’ başladı. Her iyi haber “soğuk” bir satışla karşılaşıyor. Kârlarını sadece kağıt üzerinde değil de “cepte” görmek isteyenlerin sayısı giderek artıyor
Haberin Devamı