Yazın ilk ayının başındayız. Bir zamanlar motor sporlarıyla uğraşmış ve Formula 1 fanatiği olarak benim için yarış ayı. Yarışlara katıldığım sırada İstanbul’a bir F1 pisti kurulacak dendiğinde bunun bir hayal olduğunu düşünmüştüm.
Hayal gerçeğe dönüşmeye, inşaat yükselmeye başladığında yakın dostlarımdan biriyle böylesi bir pistin yapılmasının anlamlı olup olmadığına dair tartışmıştık. O; Türkiye’de motor sporlarına ilginin az olduğunu, önce yerel go-kart ve küçük yarış pistleri kurarak bu spora ilginin artırılması gerektiğini iddia etmişti. Bense böylesi bir tesisin kurulmasının öncelikle bu sporun yapılabilirliğini arttıracağını söylemiştim. Diğer yandan Avrupa’nın otomotiv üretim üssü olma yolunda ilerleyen Türkiye’nin böylesi bir yatırımla bu imajını güçlendireceğini iddia etmiştim.
Geriye baktığımızda her ikimizin de haklı olduğu bazı noktaların olduğu ortaya çıktı. Evet böylesi bir tesis otomobil sporuna olan ilgiyi arttırmakta tek başına yeterli ol(a)madı. Diğer yandan Türkiye’nin bölgesindeki konumu, imajı açısından katkıları olduğuna inanıyorum.
Yarın İstanbul Park’ın 5. yarışını izleyeceğiz. Bu yarışın son olacağı dedikoduları vardı. TOSFED başkanı Mümtaz Tahincioğlu 2011’deki yarışa dek sözleşmenin ve de tabii ki yarışların süreceğini söylüyor. Bu arada iki sene önceki Sayın Talat’ın kupa vermesi, katılım parasının ödenmemesi gibi kural ihlalleri yaşanmazsa diye eklemeyi de unutmuyor.
Her ne kadar F-1 takımları arasında bu yılki rekabet eskiyi aratsa, bütçe sınırlamalarının Ferrari’nin tepkisini çekse, seyirci ilgisinin azaldığı konuşulsa da halen daha Rusya, Hindistan, G.Kore gibi ülkelerin takvimde yer alabilmek için sırada olmaları F-1’in cazibesinin sürdüğünün bir kanıtı. Petrol Ofisi’nin başarılı sponsorluğundan sonra şimdi sırada ING Bank var. Umarım onlarda başarılı olurlar ve sponsorlukları sürer.
Ben bir şekilde orada olacağım. Sizlerin de bu muhteşem motor spor şovunda bulunmanız, bu şovun devamı açısından önemli.
Kabataş’ın Pilav günü
Yarının benim için bir başka önemi daha var. Mezun olduğum Kabataş [Erkek] Lisesi’nin geleneksel pilav günü. Sadece bir pilav günü değil. Beşiktaş’ın efsanevi başkanı Sayın Süleyman Seba’nın büstünü açılacak. Kabataş’ın daha önce hayattayken büstlerini diktiği efsanevi öğretmenleri Sayın Zeria Bali ve Sayın Oktay Tuncer’den sonra Seba’nın da büstü kendisi hayattayken açılıyor.
Acaba bu gelenek okula ve de öğrencilerine 30 yılını vermiş, halen daha fizik laboratuvarını iyileştirmek için çabalayan sevgili fizik hocamız Cumhur Işın için de devam edecek mi diye merak ediyorum. Hani henüz daha kendisi de hattayken...
Hafta sonu yarış ve nostalji!
Haberin Devamı