Güney Kıbrıs Offshoreleaks ve IBAN

Haberin Devamı

Avrupa Birliği’nin G.Kıbrıs’ta izlediği politikalar; kısa zamanda değilse bile orta-uzun vadede bankacılık sistemine “güven krizi” olarak geri dönecektir. “Servetten vergi alınması” tasarruf sahiplerinin kısa zamanda unutabilecekleri bir travma değil. Aradan en azından bir 10 yıl, yani bir nesil geçmesi gerekir. Başta Almanya ve Hollanda olmak üzere ısrar edilen politikanın, finans sektörü üzerindeki etkilerini bir yana bırakıp bu sefer olaya başka bir noktadan bakmak istiyorum.

Herkesin malûmu G. Kıbrıs, AB içinde bir vergi cenneti idi. Başta Ruslar ve Ukraynalılar olmak üzere Ortodoks dünyasının ve de AB içindeki bazı ülkelerin “vergiden kaçırdıkları” fonlarını park ettikleri, vergiden “kaçınmak” için şirketler kurdukları bir “bölge” idi. Merak ediyorum, AB’nin aldığı bu kararda bu “off-shore” ülkenin bu imtiyazını elinden almak da var mıydı? Geçtiğimiz hafta açıklanan “Offshoreleaks” belgeleri 130 bin kişilik bir listeden bahsediyor. Eğer bu kişilerin de dahil olduğu cenaha karşı bir hamle başlatılmış ise sırada Malta, Lüksemburg, Liechtenstein, Andorra, Latvia ve hatta Monako var demektir. Eğer AB kendi sınırları içinde veya çeşitli anlaşmalarla yakın ilişki kurduğu bu vergi cennetlerine; G. Kıbrıs kadar “gaddarca” olmasa da; bazı yaptırımlar getirecekse o zaman G.Kıbrıs’taki hamle daha bir anlam kazanacaktır. Yok eğer G. Kıbrıs’ta sadece mevduatlara el koyma ile yetinecek olurlarsa, güvenilirlikleri her geçen gün daha fazla sorgulanacak ve ileride başlarına gelecekleri çoktan hak etmişler demektir.

Eğer; G. Kıbrıs’ta sadece Rusya’yı “hırpalamak” amaçlanmamış; tam tersine vergi kaçırma ya da kaçınma konusunda top yekun bir hareket başlamışsa bu AB için iyi bir adım.

Aslında bunun için gereken “alt yapı” kurulmuş durumda: IBAN! Bizde 1 Ocak 2010’da kullanılması zorunlu hale gelen, dünyada 2007’de son halini alan “International Bank Account Number IBAN- Uluslararası Banka Hesap Numarası” ile tüm dünyadaki para trafiği (nakit hariç) artık izlenebilir hale geldi. Ülkelerin nakit ödemelere sınırlama getirmeleri ve finansal sistemi tamamen bankacılık sistemi ve dolayısıyla IBAN altına almalarıyla her türlü denetim mümkün hale gelmiş durumda. Şimdi sıra bu sistemi tüm dünyanın kabul ettiği “standart” haline getirmekte!

Belki 5 yıla değil ama 10 yıla kadar bu da mümkün olabilecek. Hele ki ülkelerin vergi toplayarak borçlarını azaltma ihtiyaçları arttıkça, finansal sektör ve iş dünyasına yönelik düzenlemeler sıkılaştırıldıkça bu süreç kaçınılmaz hale gelecektir!

DİĞER YENİ YAZILAR