Piyasaların gözü kulağı Güney Kıbrıs’ta. Bir sonuca varılması Güney Kıbrıs açısından olumsuz gibi gözükse de euro/dolar paritesi 1.3009-1.3075 arasındaki boşluğu kapatacak
Müthiş bir haftayı geride bıraktık. Diyarbakır’daki Nevruz’da okunan Öcalan’ın mektubu yeni bir dönemin habercisi oldu. Ardından PKK’nın ateşkes ilan etmesiyle “barış süreci” işlemeye başlamış görünüyor. Ardından gelen sürpriz İsrail’in özrü de bölgemizde dengelerin yakın zamanda değişeceğine dair önemli işaretler veriyor. Henüz daha her “iki büyük olayın” perde arkası netleşmemiş olsa da bunların Türkiye’nin lehine olması en büyük temennimiz. Bu gelişmelerin hem politik alanda hem de ekonomi cephesinde olumlu sonuçlar vereceği umutları yüksek.
Ulusal ve uluslararası arenada bunlar yaşanırken küresel ekonominin can kulağıyla dinlediği, yakından izlediği Güney Kıbrıs’taki gelişmeler finansal piyasalardaki gerilimi artırıyor. Güney Kıbrıs, 16 Mart’tan bu yana “sorunu” çözmeye çalışıyor!
Bugün Güney Kıbrıs’ta “bahar tatili”. Bu yazı yazıldığı sırada halen daha AB’de değişik seviyelerde toplantılar yapılıyor ve henüz daha nihai bir karara varılabilmiş değildi. Bu arada bizim Dışişleri Bakanlığı’mız da hafta sonu yaptığı bir deklarasyonla “Güney Kıbrıs’ın tüm Kıbrıs’a ait olan doğalgaz haklarını kurtarma paketi içine koyamayacağını” söyleyerek çözüm alternatiflerini daha da sınırlamış durumda.
The Economist dergisi daha fazla “güven kaybına” yol açmamak adına bankaların; AB’nin ESM mekanizmasıyla kurtarılmasını ve sonraki aşamada da KKTC ile barış yaparak en azından turizm gelirlerini artırarak Güney Kıbrıs’ın ekonomisini toparlamasını önermiş.
Hemen hepsinde çok geç kalındı!
Hafta sonu ATM’lerden para çekme limiti bile 260 eurodan, 100 euroya inerken artık dükkanlar da sadece “ekonomik durum netleşene kadar” nakit kabul eder hale gelmişler.
Güven erozyonu yaşanıyor
Siz Güney Kıbrıs’taki bir mevduat sahibi olsanız durur muydunuz bu saatten sonra?
Sorun da burada zaten! Her ne yapılırsa yapılsın GK’da açıklanacak önlemler AB’deki tüm tasarrufçuların güvenini sarsacaktır. Hafta sonu İspanya’daki bir kamuoyu yoklamasında mevduat sahiplerinin yüzde 89’u Güney Kıbrıs benzeri bir “soygundan” korkuyorlarmış, yüzde 62’si de tasarruflarının güvende olmadığını düşünüyormuş. Böylesi bir “güven erozyonunun” olduğu bir ekonomiyi nasıl toparlarsınız?
Avrupa Birliği zararın tümünü kapatamaz
Güney Kıbrıs’ın elinde artık; Rusya’nın devre dışında kalmasından sonra; tek AB seçeneği kaldı. Henüz AB toplantısından karar çıkmadı ancak olası planda:
- Garanti altındaki 100 bin euronun üzerindeki mevduatlara yüzde 20-25 vergi getirilmesi, ya da
- 100 bin euronun üzerindeki mevduatların yüzde 50’sine 10 yıllık “faizsiz” bono verilmesi,
- Yarın bankalar açılmadan önce hesaplardan para çekilebilecek miktarlara sınır getirilmesi,
- Yurtdışına yapılacak transferlerin 3 ay dondurulması, ve benzeri sert sermaye kontrolleri ve vergiler olacaktır. Bu saatten sonra AB’nin tüm zararı kapatması mümkün görünmüyor.
Katı sermaye kontrolleri gelmez ise bu sefer de ihtiyaç duyulacak rakam 17 milyar euroda kalmaz en azından iki katına rahatlıkla çıkar.
Euro bu hafta nasıl bir seyir izleyecek?
Piyasalar bir yandan Güney Kıbrıs’ı; özellikle de ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernake’nin yorumundan sonra; “küçük bir sorun” olarak görürken, diğer yandan euronun bekâsı için AB’nin her şeyi yapacağını “varsayıyor”! Dün gelmediyse, bugün bir karar verilecektir. Kararın verilmesi; her ne kadar Güney Kıbrıs için hiç de iyi bir karar olmasa da yine de piyasalarca pozitif karşılanacak ve euro şaşırtıcı bir şekilde toparlanacak beklentisi hakim. Bu beklentiye ben de katılıyorum ve geçen haftayı 1.2980’deki kritik seviyesinin üzerinde kapatan euroda 1.3009-1.3075 arasındaki boşluğu kapatacak bir yükseliş bile yaşanabilir.
Ola ki AB’den bugün de bir karar çıkmadı ve Güney Kıbrıs bir süreliğine kendi kaderine terkedildi. O zaman euroyu 1.2640’dan önce durdurabilecek pek fazla “teknik seviye” gözükmüyor!
Güney Kıbrıs için tek kurtuluş kaldı!
Haberin Devamı