Piyasalar bu hafta merkez bankalarıyla yatıp kalkacak. Fed Çarşamba günü, Merkez Bankası da Perşembe faiz kararlarını açıklayacak. Fed’den bir sürpriz beklenmiyor. Sıkı para politikasına devam eden TCMB’nin nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu
Çarşamba günü ABD Merkez Bankası Fed’in toplantısı sona erecek. Bu toplantıdan herhangi bir “aksiyon” beklenmiyor. Yani ne Fed’in bilanço daraltmaya başlaması ne de faiz artışı ile ilgili bir karar çıkması öngörülmüyor. ABD’de son aylarda açıklanan enflasyon, perakende satış ve büyüme verileri; her ne kadar Fed üyelerinin önemli kısmı bilanço daraltma ve faiz artışı fikrindeyse de; Fed’in bir aksiyon almasını geciktiriyor.
Nitekim ABD tahvil piyasaları da varlık fiyatları da Fed’in bilanço daraltmasını Eylül’e, faiz artışını da Aralık ayına “ertelendiğini” söylüyor. Fed endişeleri ile Temmuz başında yüzde 2.40’a kadar yükselen ABD 10 yıllık tahvil getirileri 2.23’lere, 5 yıllıklar da 1.96’dan, 1.79’a (50 ve 200 günlük BHO) kadar geriledi. Gelişen piyasaları “coşturan” da bu düşüşler oldu.
Perşembe günü bizde de Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı var. Başkan Murat Çetinkaya’nın son günlerde yapmış olduğu sunumlar “sıkı para politikası” duruşunun korunacağı yönünde. Bir başka deyişle bu PPK’dan herhangi bir politika değişikliği beklenmiyor.
Tarihe not düşmek ba’abından... Hazır Fed etkisi “yine” azalmış, faiz artışı ihtimali yıl sonuna kalmışken bizdeki Geç Likidite Penceresi’ni politika aracı haline getirmiş olan uygulamadan vazgeçilerek, herkesin anlayabileceği, yeni hareket alanı kazandıracak “Ortodoks” politikalara aşina olanlarında anlayabileceği bir para politikası yapısının tesis edilebileceği uygun günlerdeyiz. Bu fırsat kaçmamalı diye düşünüyorum.
Fitch sürpriz yapmadı
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin ‘BB+’ olan notunu ve ‘durağan’ olan görünümünü aynen korudu, değişiklik yapmadı. Açıklamada Türkiye’nin notunun; yüksek dış finansman imkanlarındaki kırılganlıklarının, göze çarpan politik ve jeopolitik risklerinin, yüksek enflasyon ve makroekonomik oynaklığının; uzun zamandır devam eden finansal disiplin ve sağlam büyüme performansıyla desteklenen düşük kamu borcu ile dengelendiği ifade edilmiş.
bGeçtiğimiz hafta Euro/dolar paritesi 1.1684’e kadar yükseldi, haftayı 1.1662’den kapattı. 1.1650 önemli eşikti, tam olmasa da aşılmış görünüyor. Bu haftadan başlayarak 2-3 haftalık süreçte 1.1765-85 bandı önemli bir hedef olacak. Doların değer kazanması veya paritenin yatay seyretmesi durumunda iç ve dış politik gelişmeler dolar/TL kuruna yansıyacaktır. Geçtiğimiz hafta paritenin yükselmesine rağmen dolar/TL ancak 3.5130’lara kadar geriledi ancak uzun süre kalamadı. Ağırlıklı işlem seviyesi 3.53’lerde gerçekleşti. Bu hafta için de aşağıda 3.5150 yukarıda 3.5450-75 seviyeleri önemli. Almanya geriliminin tırmanmaya devam etmesi durumunda 3.5450 seviyelerinin yukarı yönde kırılması ve 3.5750-3.5850 bandının test edilmesi olasılığı artacaktır.
Gerilim fiyatlanır mı?
Fitch’in not kararını verirken temel iki varsayımından ilki Brent petrolü ortalamasının 2017’de 52.50, 2018’de 55, 2019’da da 60 dolar olacağı yönünde. İkincisi daha da önemli: Kilit öneme sahip ticari partnerleriyle olan ekonomik ilişkilerinin ciddi bir şekilde kötüleşmeyeceği. Bu varsayım için ülke(ler) ismi belirtilmemiş ancak geçtiğimiz hafta boyunca Türkiye ile Almanya arasındaki siyasi ilişkilerin her geçen gün daha gerilmesi bu varsayımı daha da önemli hale getirdi.
AB’nin lider ülkesi konumundaki ve dış ticarette Rusya’dan sonra en büyük ikinci partnerimiz Almanya. Almanya ile ekonomik ve ticari ilişkilerimiz, hibir ülke ile olmadığı kadar yoğun ve daha da önemlisi çift taraflı. Almanya Federal Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel Alman Bild Gazetesi’ne Türkçe demeç vererek “... şu anda Türkiye’de suçsuz Alman vatandaşları tutuklanmaktadır. Alman Hükümeti olarak tepki vermeden seyirci kalmamız mümkün değildir. Vatandaşlarımızı korumak zorundayız. Bu nedenle Alman Hükümeti’nin Türk siyaseti karşısındaki politikaları değişecektir. İşbirliğimizi ve özellikle Türkiye’ye yapılan ekonomik yardımları yeniden gözden geçireceğiz ve Avrupa’da da net bir tutum için girişimlerde bulunacağız” demiş.
Alman Ekonomi Bakanı Brigette Zypries de “Eğer Alman şirketleri kara listeye alınıyor ve terörün destekçisi olarak damgalanıyorsa bu durum Türkiye’de yeni iş ve yatırım yapmayı son derece zorlaştırır” açıklamısın yapmış. Devamında da “ Güven kaybının çok büyük olduğu ve ekonomide en önemli şeyin güven olduğunu” belirtmiş. Alman şirketlerine karşı bir yaptırım olmadığı Cumhurbaşkanı tarafından dile getirilmiş olsa da Alman Zeit Gazetesi, Alman Federal Polisi’ne (BKA) dayandırdığı haberinde 68 firmanın ismini yayınlamış.
Uzun zamandan beri zımni olarak başta Avusturya ve Almanya olmak üzere AB ülkelerinin Türkiye’ye silah ve mühimmat satmadıkları haberi son gerginlik ile birlikte gelen açıklamalar ile resmiyet kazanmış görünüyor. Bu denli önemli ticari bağlarımızın olduğu Almanya ile ilişkilerin gerilmesi, doğal olarak AB ile de ilişkilerin gerilmesi anlamına geliyor. Piyasalar bu gerilimi geçtiğimiz haftanın ikinci yarısında fiyatlamaya başladılar. Bu hafta da devamı gelecek mi derseniz, eğer bir yumuşama; tutuklu Alman vatandaşlarının salıverilmesi, Konya’daki Alman askerlerinin ziyaretine izin verilmesi gibi; olmaz ise bu fiyatlamanın daha da sertleşmesi ihtimali artacak.
BIST için dinlenme zamanı mı?
Geçtiğimiz haftanın ilk yarısını yükselişle geçiren ve 20 Temmuz Perşembe günü 107.749 ile tarihi (nominal) rekorunu “yenileyen” BIST 100 endeksi Cuma gününü nerdeyse açıldığı yerden (Doji) kapattı. Almanya gerginliğine “direnişi” takdire şayandı. Bu hafta için Almanya meselesi önemli olacak. Yukarıda önceki hafta belirtmiş olduğum 112.800 halen daha var. Ancak Almanya gerilimi ve kurdaki olası hareketler ile birlikte kısa vadeli bir düzeltmenin gelmesi olasılığı da artıyor. Bu düzeltmenin ilk aşamada 103.900-104.800 bandına ardından da 102.750 seviyesine kadar devam etmesi olasılığı mevcut.
Altın yükselir mi?
Fed’in bu haftaki toplantıda bir faiz artışına gitme ihtimalinin azalması, bu ihtimalin Aralık ayındaki toplantıya “ertelenmesi” ve yanda da belirttiğim üzere ABD tahvil getirilerinin düşmesi herhalde en fazla altına yaramıştır. 10 Temmuz’da 1.205 dolara kadar gerileyen altının ons fiyatı geçtiğimiz haftanın başında 1.229.50’deki 200 günlük BHO’nı yukarı kırmasıyla yükselişini hızlandırdı. Cuma günü de 1.249.35’deki 50 günlük BHO’nı da yukarı hızlı geçen altın 1.255 dolara oldukça yakın bir seviyeden haftayı kapattı.
Bu hafta için 1.259-63 bandı ilk önemli direnç seviyesi olacak. Bu seviyeyi de aşacak olursa 1.285-87 yeni hedef olacak gibi görünüyor. Ancak bu seviyelere ulaş(a)madan yaşanacak bir geri dönüş, altına sert satışlar getirebilir.