Kur savaşının varlığını kabul etmeyen G-20 liderleri, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri ilgilendiren parasal genişlemelerin devam edeceği mesajını verdi.
Moskova’da biten G-20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanları toplantısında; bana göre; önemli adımlar atılmış. Temel olarak 2008 krizi sonrası önerdiğim “Finansal Birleşmiş Milletler” aşamasına gelin(e)mese de küresel işbirliği adına önemli kararlar alınmış. Bu kararların Eylül’de St. Petersburg’da yapılacak G-20 liderler zirvesinde onaylanması gerekiyor. Peki nedir bu önemli kararlar...
-Sürdürülebilir parasal genişlemeye devam edilecek! (Bedava para paketlerini henüz daha geri çekmeyeceğiz!)
-Ülkelerin kendi ekonomileri için aldıkları parasal genişleme önleminin özellikle gelişmekte olan ülkelerde yarattığı “serpintinin” yakından gözlendiği ve bu serpintinin olumsuz etkilerini en aza indirmek için özen gösterileceği...
-G-7’nin aksine G-20’nin sonuç bildirgesinde kur rejimlerindeki “birlikte büyümeyi” engelleyen ve “istenmeyen” volatilitenin azaltılması için birlikte çalışılacak denilmiş. Buna bağlı olarak “rekabetçi devalüasyonlardan” kaçınılıp, “korumacılığa” karşı her türlü önlemi alarak piyasalarımızı “açık” tutacağız görüşü var.
-Dünya Bankası, OECD, IMF ve diğer ilgili uluslararası organizasyonlarla birlikte çalışacak bir “çalışma grubunun” kurulması konusunda anlaşılmış. Bu çalışma grubu; özel sektörü destekleyecek “uzun vadeli finansmanın” nasıl sağlanacağına dair araştırmaları yapıp, liderlere raporlayacak!
-Finansal İstikrar Konseyi (Financial Stability Board-FSB) “batmayacak kadar büyük” olarak adlandırılan finansal kurumlardaki problemlerin nasıl çözümleneceğine dair görüşlerini St.
Petersburg zirvesi öncesi hazırlayacak.
-FSB, tezgahüstü türev piyasasındaki reformların nasıl yürütüldüğünü denetleyecek.
“Küresel finansal entegrasyona” yönelik daha organize adımlar atılması konusunda olumlu kararlar çıkarken (bunlar ABD’ye rağmen hayata geçer mi bilemiyorum!) G-7’ye oranla kur savaşları konusunda daha “belirgin” bir tavır sergilenmiş. Üstü kapalı olarak para birimi yenin değer kaybetmesi yönünde kararlar alan Japonya’ya “sarı kart” değilse de “ilk hakem uyarısı” gelmiş. Japonya bildiğinden şaşar mı? Sanmıyorum, ancak kısa vadede yendeki değer kaybı duracaktır. Japon yetkililer artık söylemlerinden çok, politikaları ile piyasalara mesaj vermek zorunda kalacak.
İMKB derin düzeltme ihtimaline dikkat!
Gelelim G-20’nin piyasalara etkisine...
Parasal genişleme “yanlısı” kararlar piyasalara moral verirken, daha fazla “organize denetim” yaklaşımı kısa vadede olmasa da orta-uzun vadede piyasaları mutsuz edebilir.
Bugün ABD’de piyasaları kapalı. Çin’de ise yeni yıl tatilinden sonraki ilk işgünü. Bir yandan G-20 kararları, diğer yandan Japonya ve Çin’in bu kararlara ilk tepkileri açısından haftanın ilk 2 günü önemli.
Beklentim Japon yeninde 94.40’daki zirvenin korunması ve kısa vadeli bir düzeltme yaşanması yönünde. Yende önce 92.50 test edilmesi ardından da haftanın ikinci yarısında 90.40 seviyelerine kadar bir “düzeltme” yaşanması ihtimali artacaktır!
G-20’den çok da “piyasa dostu” bir yaklaşımın gelmemesi zaten yorgunluk emareleri gösteren küresel piyasalarda bir “kâr realizasyonunu” tetikleyebilir, İMKB’de bundan etkilenebilir. İMKB’de 4.40 dolar seviyesi aşağı kırılacak olursa düzeltme derinleşebilir.
Altında düşüş sürecek mi?
Altın fiyatlarında 1.630 dolar kritik bir eşikti. Geçtiğimiz hafta bu seviyenin altına inilmiş olması, altın fiyatlarının çok daha önemli ve de ”sağlam” görünen 1.525 seviyesine kadar bir inişin önünü açacaktır. Bu seviyenin önümüzdeki üç ay içinde görülmesi olasılığı oldukça yüksek. Eğer bu seviye kırlacak olur ise altın fiyatlarında benim yaklaşık iki senedir dile getirdiğim 1.450 dolar seviyesinin görülme olasılığı artacaktır.
Yukarıda ise 1.695-1.715 seviyesi önemli bir direnç seviyesi. Bu seviye geçilmedikçe altın fiyatlarında bu yıl içinde yeni yükseklerin (bu yıl yeni bir tarihi rekor beklemiyorum!) görülmesi olasılığı oldukça az!