Fortune 500 ‘Teğet geçmedi’ diyor!

Haberin Devamı

Fortune Türkiye, 2008 yılı bilançolarını baz alarak hazırladığı Türkiye’nin en büyük şirketlerinin listesi olan Fortune 500 Türkiye’yi yayınladı. Banka, finans kurumu ve holdingler dışında kalan sanayi ve ticaret şirketlerinin yer aldığı liste, önemli bulgular içeriyor.

İlk ve belki de en temel bulgu, krizin hiç de teğet geçmediği Fortune 500 Türkiye; küresel krizin Türk firmalarına olan etkileri konusunda bir ilk teşhiş niteliğini taşıyor. Listede yer alan şirketlerin net satışlarının toplamı 2007’ye göre yüzde 16.3 artarak 337.2 milyar TL’den, 392.3 milyar TL’ye yükselmiş. Net satışlardaki bu artışa karşın 500. sıradaki şirketin cirosu geçen yıl 89.5 milyon TL iken bu yıl 78.7’ye gerilemiş.

Asıl çarpıcı olan ciro artışına karşın toplam net kârlar yüzde 35.5 azalmış.

Bilançolar üzerinden yapılan incelemelerde de şirketlerin “sağlığının” da pek iyiye gitmediği görülüyor. Finansal rasyolardaki kötüleşme oldukça dikkat çekici.

İlk 10’a altı enerji ve petrol şirketinin girdiği listede yer alan şirketlerin cari oranlarının bozulması; kısa vadeli varlıklarının, kısa vadeli borçlarını karşılama yeteneğinin azalması anlamına geliyor. Bu oranın 1’in altında olması şirketlerin iflâs etme olasılıklarının hızla artıyor olması anlamına geliyor.

Kârlılık açısından bakıldığında durum çok daha vahim. Satış, özkaynak ve aktif kârlılıklarının hepsinde çok ama çok ciddi gerilemeler var. Bu durum özellikle listenin alt sıralarında daha da dikkat çekici. Üst sıralardaki; diyelim ki ilk 100’deki şirketler, krize karşı daha dayanıklıyken, listenin “KOBİ’leri” krizden çok daha fazla etkilenmişler. Kârlılıklarda son sıralardaki şirketlere bakıldığında oran negatife, yani zarara dönüyor. Oranlar bazında tek artış; borç/özkaynak oranında. Bu da hiç hayra alamet değil. Şirketler çok daha fazla borçlanmaya başlamışlar demektir.

Gönüllü katılım esasına ve şeffaflığa dayalı olarak hazırlanan bu çalışmaya bazı şirketler katılmamış. Bunlardan bazıları kâr ya da cirolarının krizden olumsuz etkilenmesi nedeniyle çalışmaya katılmazken, krizi fırsata çevirip kârlarını normalden fazla artıranlar da katılmamışlar. Sadece Fortune 500 Türkiye listesinde yer almayı başaranları değil; gönüllülük esasıyla hazırlanan bu çalışmaya katılan tüm şirketleri kutlamak gerek. Çoğunluğu halka açık olmayan bu şirketleri hem şeffaflığa ve yönetim ilkelerine verdikleri önem hem de kurumsal öz güven adına kutlamak gerek. Şeffaflığın ne kadar önemli olduğunun önümüzdeki günlerde daha iyi anlaşılacağını umuyorum.

Bu çalışmanın bence en çarpıcı noktası; Türkiye’nin 500 büyük şirketi ile ABD’nin 500 büyük şirketinin kıyaslaması. 2008 yıl sonu Merkez Bankası dolar alış kuruyla hesaplandığında listenin toplam net satışları 258.7 milyar dolar. Bu rakamla Türkiye’nin 500 şirketi ancak ABD’nin üçüncü büyük şirketi Chevron’a (2008 satışları 263 milyar dolar) yetişebiliyor.

Bir bardakta kopan fırtınaları düşündükçe...

DİĞER YENİ YAZILAR