Bu haftanın “finansal göstergesi” yarın ve Çarşamba günü yapılacak olan Fed’in “Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC)” toplantısı olacak. “Mecburen” haftanın göstergesi dedim ama aslına bakarsanız, piyasalar çok da önem vermiyorlar. Neden derseniz, 27’sinde yapılacak açıklamanın satır aralarına bakılacak, gelecek toplantıda ya da toplantıların hangisinde faiz artışı olabileceğine dair ipuçları aranacak. Ancak bu haftaki toplantıdan hemen hemen hiç bir katılımcı bir faiz artışı beklemiyor.
Geçtiğimiz Aralık ayındaki faiz artışı sonrasında Yellen’in, ‘2016 yılı içinde 4 faiz artışına gidebiliriz’ açıklaması sonrasında piyasa çok kısa bir süre bunu fiyatladı, ardından 2016 yılı boyunca “hiç” faizi artışı olmayacağını fiyatlamaya başladı. Fed üyeleri bu kadar olmasa bile onlar da artık 4 kez faiz artışı olasılığını sıfırlamış durumdalar. Piyasa onları da ikna etmiş görünüyor. Adeta “Piyasa yazdı, Fed okudu.”
Fed’i ‘ertelemeye’ ikna ettiler
Piyasa Fed’i de faiz artışlarını ertelemeye ikna etti. ABD ekonomisi; gerek AB gerekse de Japonya’ya göre patinajdan kurtulmuş, büyüme ve hatta enflasyon yaratmayı başarmış durumda. Ancak finans piyasalarının katılımcıları devam etmekte olan “düzenin” bozulmaması için Fed’in tekerleğe çomak sokmasını hiç mi hiç istemiyor. Fed’i de bu yıl faiz artışına gitmek için olabildiğince yavaş davranmaya ikna etmişe benziyorlar. Daha önceki yazılarımda FOMC toplantıları öncesi Fed’e adeta “şantaj” yaparcasına düşen piyasaların, bu haftaki toplantı öncesinde hiç mi hiç buna ihtiyaç duymadıkları görülüyor. Geçtiğimiz 19 olağan ve 2 olağanüstü toplantının 18’inden önce, piyasalar biraz Fed korkusu, daha çok da şantaj edasıyla düşmüşlerdi. Bu haftaya girilirken ortada ne endişe, ne şantaj var. Piyasa, Fed’in bu toplantıda faiz artırmayacağından o kadar emin ki...
Piyasaların ardına takılmış görünen Fed, bu toplantıda bir sürpriz yapar da yeniden “öncü” rolüne geçer mi? Tıpkı piyasalar gibi ben de bunu beklemiyorum. Aralık’taki faiz artışının yapıldığı toplantı sonrasındaki Yellen’den eser kalmamış; piyasaların dümen suyuna girmiş, iyiden iyiye “güvercinleşmiş” bir Yellen ve Fed var. Hatta değil elini, kolunu dahi piyasalara kaptırmış bir Fed var karşımızda, ne zaman öncü rolünü yeniden üstlenecek kestirmek zorlaştı.
Lira değer kazanmaya devam eder mi?
Geçtiğimiz hafta yeni Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın ilk PPK toplantısı vardı. Başkan faiz koridorunun üst bandını 50 baz puan indirerek işe başladı. Faiz düşüşüne karşın TL, dolar karşısında değer kazandı. Ancak Cuma günü bizim piyasalarımızın kapanmasına yakın dolar/TL’de 2.8275’lerden 2.8530’lara kadar süren yükseliş oldu. Bu yükselişte 1.1220’lere gerileyen paritenin yanı sıra Dilma Rouseff’in görevden alınması tartışmalarının sürdüğü Brezilya’nın para birimi Real’in hızlı değer kaybıyla güne başlamasının da etkiliydi.
Önümüzdeki ay yapılacak PPK’dan yeni bir 50 baz puanlık indirim gelir mi düşünceleri, TL’nin bundan böyle aşağı yönlü potansiyelini azaltıyor. 2.8250 seviyesi genel anlamda dolar/TL kurlarında 3.00 seviyesi de Sepet Kur’da önemli “destek” seviyeleri oldu. Bu seviyelerin kalıcı olarak aşağı kırılamıyor olması; Fed’den faiz artışı gelmese dahi; herhangi bir olumsuzlukta kur seviyelerinin yukarı yönlü hareket etme olasılığını artırıyor. Dolar/TL’de 2.8650 seviyesi daha önceki önemli desteklerden biriydi, şimdi de yukarı geçilmesi zor olabilecek dirençlerden biri. Bu seviye korunacak diye düşünüyorum. Yukarı yönlü geçilmesi durumunda bu hafta için ilk aşamada 2.8825 ardından da 2.9090 seviyeleri önemli eşikler olacak.
Altın 1.200 $’ın altına iner mi?
Fed faiz artırmayacaksa bundan en fazla “hoşnut” olması gereken herhalde altın olsa gerek, değil mi? Ancak durum pek de öyle değil. Geçtiğimiz hafta uzun bir süreden sonra ilk kez gelen “gümüş desteği” ile Perşembe günü 1.270 dolar/ons seviyesine kadar yükselen altın, haftayı 1.233 seviyesinden kapattı. Böylesi bir kapanış; 1.046 dolardan, 1.283 dolara kadar yükselen altın fiyatlarında bir düzeltmenin gelebileceğini söylüyor. Cuma günü test edilen ve altına inilmeyen 1.227 dolar seviyesi ilk önemli seviye. 1.227’nin altına inilmesi durumunda 1.200 doların da altına inilerek 1.193 dolar/ons seviyesinin test edilmesi olasılığı artacaktır.