Faizler düştü, parayı nereye yatırmalı?

Haberin Devamı

Yatırımcılar tarafından son zamanlarda en sık sorulan soru bu. Faizlerin düşeceğini görmüş ve bugüne kadar borsaya yönelmiş olanlar kazançlı çıktı. Bundan sonraki dönemde borsaya girilir mi? Sırf faizler düştü diye tepe noktalardan hisse senedi almak, muhtemel düşüşler nedeniyle de “uzun vadeli yatırımcı” olma ihtimali artırıyor.

Borsaya girmemiş ve de genelde girmeyenler için döviz bir alternatif. Döviz dönem dönem risklerden korunmak için sığınılacak bir liman olabilir. Ben dövizin uzun vadeli “bir yatırım ürünü” olmadığına inananlardanım.

Risk almak istemeyenler için geriye kala kala bono ve mevduat kalıyor. Mevduat faizleri de yazının başlığındaki sorunun sorulmasına neden olacak denli düşmüş durumda. Bono faizlerinin de reel getirleri hayli düşük seviyelerde. Yıllık bonoların bileşik faizleri yüzde 9.25 civarında iken, Merkez Bankası’nın son açıkladığı anketine göre, önümüzdeki bir yıllık dönem için enflasyon beklentisinin ortalaması yüzde 6.37’de. Bu verilere göre, tahmin edilen “reel getiri” 2.70’e denk geliyor. Mevduatın reel getirisi de benzer seviyelerde.

Bu denli düşük faiz ortamında bile kamuoyunda çok da fazla bilinmeyen ve bilinenlere oranla çok daha cazip getiri vaadeden bir menkul kıymet daha var: Enflasyona endeksli devlet tahvilleri. Bu tahviller konusunda yazmakta oldukça geç kaldığımı itiraf etmeliyim. Yine de zararın neresinden dönülürse kârdır. Gelelim sadede...

Bu tahviller şu andaki piyasa koşullarında bile yüzde 6.05 civarında reel getiri

vaadediyorlar. Dikkat edin nominal değil, enflasyondan arındırdıktan sonra reel getiri. Farklı bir alternatif sunan bu tahviller enflasyondaki değişmelere rağmen değişiklik göstermeyen öngörülebilir net getiri sağlaması bakımından yatırımcılar açısından cazip bir alternatif. Tahvile ilişkin tüm ödemelerde, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından ilan edilen Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) kullanılıyor. Anapara ve kupon ödeme tarihlerinde enflasyon değerleme farkı TÜFE kullanılarak hesaplanıyor ve yatırımcıya ödeniyor. Şu anda piyasada bu cinsten ihraç edilmiş üç ayrı tahvil var. 15 Şubat 2012, 14 Ağustos 2013 ve 21 Mayıs 2014 vadeli bu tahvillerin toplam ihraç tutarı 23.3 milyar TL’ye ulaşmış durumda.

Söz konusu tahviller her altı ayda bir kupon ödüyor. Bu açıdan bakıldığında, sabit ya da değişken kuponlu tahvillere benzemekle beraber, kupon faizi hesaplama yöntemi konusunda ayrılıyor.

Vergi açısından; mevduat ve repoda yüzde 15 stopaj varken; enflasyona endeksli tahviller de diğer devlet tahvil/bonoları gibi yüzde 10 stopaja tabi. Hem faiz hem de alım satım kazançları aynı oranda vergilendiriliyor. Mevduattan ayrıştığı en önemli yönü, her an alınıp satılabilmesi.

Şubat 2007’de yapılan ilk ihalede yüzde 9.95 reel getiri ile ihraç edilmiş olan bu tahvillerdeki reel getirinin yüzde 6 seviyesine inmiş olması yeni yatırımcılar açısından cazip görünmeyebilir. Yine de diğer bono alternatifleri göz önüne alındığında halen daha cazibelerini koruyorlar.

En önemli risk nerede ortaya çıkıyor? Faizlerin ya da enflasyonun hızlı yükselmesi durumunda bu farkların kupon ödemelerine 3 aylık bir gecikme ile yansıyacak olması. Herhalükarda enflasyonun faizlere yakınsayacağını varsayan ve uzun vadede yüzde 6’lık bir “reel getiriye” razı olanlar için rahatlıkla göz ardı edilebilecek bir risk bu.

Piyasalarda kısaca TÜFEX olarak anılan bu tahviller uzun vadeli bono yatırımcıları için iyi bir alternatif oluşturuyorlar. Düşük faiz ortamında bile...

DİĞER YENİ YAZILAR