Geçen hafta sanayi üretimi açıklandı: Yüzde 5.5 gerileme. Önemli düşüşler ihraç pazarlarındaki daralmalar nedeniyle ihracata yönelik sektörlere aitti. 22 alt sektörden 17 tanesinde düşüş yaşanmış. Geçen Ekim ayında yüzde 83.1 olan kapasite kullanımı, bu yılın Ekim ayında yüzde 76.7 olarak açıklandı. Asıl çarpıcı gerileme otomotiv sektöründen geldi. Üretim bazında Ekim ayındaki gerileme yüzde 20.5 azalırken, otomobil satışları da yüzde 39.2 düşmüş.
TÜİK/TCMB tarafından açıklanan Tüketici Güven Endeksi, açıklanmaya başladığından bu yana en düşük seviyesi olan 74.24’e gerilemiş durumda. Aylık bazda işsizlik oranı yüzde 9.8’e yükseldi. İşsizlik verilerinde son iki aydaki artış sürüyor. Toplu işten çıkarma haberleri gelmeye başladı. Tüm bunlar “hard landing” haberleri, adeta ekonomi paraşütsüz çakılıyor.
Halen daha IMF programı olacak mı, olmayacak mı? Şöyle mi olacak, böyle mi? Olsun mu, olmasın mı? Önlem almak için çok vakit kaybedildi! IMF ile bir program yapılsa bile etkisi sınırlı olacak. Ya IMF’nin şartları “zorlu” olacak, ya da programın başarı şansı az olacak!
Dünya (daha doğrusu ABD piyasaları) yeni bir dip görecek! Biz de onlardan ayrışamayacağımızdan, IMF olsa da olmasa da bizde yeni bir dibe doğru gidiyor gibiyiz. Hem borsada hem ekonomide... Bu tahmin gerçekleşir ise hükümet kendi geç kalmasının faturasını, IMF ile program yapılsın diyenlere mi çıkaracak? Geç kalındığı için işe yaramayacak programı “Bakın siz istediniz diye IMF ile program yaptık, onlar yüzünden her şey kötü oldu” mu diyecek?
Haa bu arada unutmamak gerek! IMF ile bir anlaşma yapılsa ve IMF’den 20-30 milyar dolar gelse bile, bunun sıradan Türk vatandaşına pek bir faydası olmayacak. IMF parası MB’deki rezervlere dahil edilecek, reel ekonomiye aktarılamayacak ki!!!
Sırf “yerel seçim körlüğü” nedeniyle yine tüm halk olarak gereğinden fazla bir “eğitim masrafı” daha ödeyeceğiz.
Yerel seçim körlüğü yaşanırken, hafta başından bu yana “gecikecek (belki de etkisiz kalacak) IMF anlaşması” fiyatlanmaya başladı piyasalarda. 1.60’ın altına in(e)meyen dolar kurları bunun ilk göstergelerinden.
Başbakan, S&P’nin görünüm indiriminin “ısmarlama olduğu” fikrinde haklı olabilir. Ancak anlamadığım hükümetin bunları öngör(e)meyip, halen daha “Bize bir şey olmaz” havasını sürdürmesidir. Art arda gelen “hard landing” haberleri hiç de hükümetin bu “havasını” destekler nitelikte değil!
Merkez Bankası’nın piyasaların hiç beklemediği bu faiz indirimiyle bu ortamda neyi amaçladığını anlamak neredeyse imkansız. Son bir yılda aklının nerde olduğunu anlamadığım Merkez Bankası’nın bu kararına yarın değineceğim.
Ekonomide sert iniş
Haberin Devamı