Dün piyasalar açısından oldukça yoğun bir veri trafiği yaşandı. Bu veriler, başta hisse senedi piyasaları olmak üzere tüm göstergeleri dalgalandırdı. Bu verilerin şifrelerini ortaya koyarsak sanırım, piyasaları daha iyi anlayabiliriz...
Veri 1: İngiliz Merkez Bankası 25 baz puanlık indirimle politika faizlerini yüzde 5.25’e indirdi.
Beklenti dahilindeydi. Northern Rock olayında geç ve yetersiz önlem almakla suçlanan İngiliz Merkez Bankası adeta ‘günah çıkarıyor’. Piyasaları toparlamaya yeterli olmadı ve İngiliz FTSE endeksi yüzde 2.34 kayıpla günü kapattı. FED’in faiz indirimlerinin ABD piyasalarını tutmaya yetmemesi gibi, sınırlı bir indirim de İngiliz piyasalarını toparlayamayacak.
Veri 2: İngiltere’de Northern Rock devlet kontrolüne geçti!
Subprime krizinin ilk kurbanlarından olan Northern Rock’ın satışı gündemdeydi. Anlaşılan kimse altından nelerin çıkacağını bilemediğinden olsa almaya yanaşmayınca, İngiliz hükümeti şirketin kontrolünü ele aldı. Tıpkı 2001 yılında TMSF’nin bankalara el koymasını anımsatan bir durum. Gelişmiş ülke piyasaları; 2001’deki Türkiye krizini pek hatırlamadıklarından, kendileri için yeni olan bu durum karşısında karamsarlıkları daha da arttı. Satışları hızlandıran bir unsur oldu.
Veri 3: Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz oranlarını değiştirmeyerek yüzde 4’te tuttu.
ECB Başkanı Trichet, euro bölgesinde büyüme risklerinin aşağı yönlü olduğunu söylemesine rağmen enflasyon endişeleri nedeniyle faizlerini değiştirmedi. Trichet; hafta başından bu yana süren piyasa ‘şantajına’ şimdilik prim vermedi. FED’in ve İngiliz Merkez Bankası’nın yaptığı gibi bir faiz indirimi bekleyen piyasalar beklediğini alamayınca satışlara hız verdi.
İyi tarafı Trichet başkanlığında ECB, daha dirayetli bir görüntü çizmeye çalışıyor. Kötü tarafı işler daha da sarpa sararsa, çok daha sert bir faiz indirimi gereğiyle karşı karşıya kalabilirler. Bu da ‘karizmayı çizdirmeyen’ son merkez bankası başkanını da tarihin sayfalarına ekler...
Euro bölgesinde büyümenin tehdit altında olduğunun açıklanması; faizi değişmemiş olmasına rağmen euronun değer kaybetmesine 1.45’in bile altına inmesine neden oldu. Düşüşün önce 1.4360 ve ardından 1.42’lere kadar devam etmesi büyük olasılık.
Veri 4: Deutsche Bank’ın (DB) Yatırım Bankacılık faaliyetlerinden elde ettiği kârlar gerilerken 2007 son çeyrek kârı yüzde 48 azaldı.
Hem kredi piyasalarının karışması, hem de subprime krizinin, tahvil/bono piyasalarını da bozmasıyla, yatırım bankalarının faaliyetleri azaldı. Doğal olarak gelirleri de...
En azından bir kaç yıl daha yeni satın alma ve birleşmelerin (batanların ya da kelepir hale gelenlerin ucuza alınması dışında) yatrım bankacılarının işi zorlaştı. Hem kârlar düşmeye devam edecek hem de işlerini kaybedenlerin sayısı artacak. Bu bile moralleri bozmaya yetiyor. Bu arada DB; piyasaların ne yöne gideceği netleşmeden büyümeye yönelik planlarını dondurduğunu da açıkladı.
Veri 5: ABD’de de işsizlik başvuruları beklentilerin üzerinde arttı.
Beklenti 340 binlik bir artış iken 356 bin açıklandı. Benkentiye oranla çok az bir sapma olmasına rağmen, gelen haber yine “olumlu değildi”. Bir önceki rakam da negatif yönde revize edilince keyifler yine kaçtı.
Beklentilerden iyi bile gelseydi yine de yeterli olmayacaktı. Hatta yeni bir satış fırsatı yaratacaktı. Şu anda moraller son derece bozuk ve her haberin olumsuz yönü öne çıkıyor. İşler iyi giderken kimsenin olumsuz haberleri duymadığı görmediği gibi...
Veri 6: ABD’de Cisco ve Wal Mart’ın kârları beklentilern altında geldi.
Birisi bilişim, diğer perakende alanındaki bu iki önemli şirketin kârlarının beklentileri karşılamaması; bir taraftan “resesyon” korkularını arttırırken, diğer yandan da krizin finans sektöründen reel sektöre sıçradığının kanıtı olarak algılandı. Bu ikisi ne ilk ne de son olacak. Beklentilerin altında kalan daha çok isim duyacağız. Taa ki beklentiler “makul” seviyelere inene kadar!
Dünkü verilerin gizli şifreleri
Haberin Devamı