Piyasalar seçim sonrası için farklı senaryolar yazıyor. AK Parti’nin tek başına iktidar olamaması durumunda CHP ile büyük koalisyona sıcak bakılıyor. Böyle bir olasılık dolar/TL kurlarını 2.65’e kadar geriletebilir. Üçüncü seçimi ise piyasalar kaldıramaz
Geçtiğimiz hafta faiz kararlarının öne çıktığı bir hafta oldu. Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından herhangi bir yeni “karar” çıkmadı. Fed ve küresel piyasalardaki gelişmeleri “bekleyen” TCMB, üstüne bir de seçimleri beklemeyi, bu “bekleyiş” sırasında da herhangi bir adım atmaya tercih etmeye devam etti.
Ancak geçtiğimiz haftanın fark yaratan açıklamalarının ilki Avrupa Merkez Bankası’ndan (ECB), ikincisi de Çin Merkez Bankası’ndan (PBoC) geldi.
ECB Başkanı Mario Draghi, Aralık ayında “parasal genişlemeyi gözden geçirebileceklerini” söyleyince piyasanın algısı, ek bir parasal genişlemenin geleceği şeklinde oldu. Beklenen enflasyon hedefine ulaşmak bir yana “deflasyon ile mücadele” noktasına gelinmiş olması ECB’ye; olası bir parasal genişlemeye sıcak baktıkları mesajını verdirmişe benziyor.
Draghi’nin açıklaması euronun, dolar karşısından 11 Ağustos’tan bu yana en düşük seviyesi olan 1.0997’ye kadar gerilemesine neden oldu.
İkinci açıklamayı geçtiğimiz Cumartesi’nden geçerli olacak şekilde Çin Merkez Bankası yaptı. Açıklamaya göre PBoC;
Bir yıl vadeli borç verme faizini yüzde 4.6’dan yüzde 4.35’e düşürdü.
Bir yıl vadeli mevduat faizini yüzde 1.75’ten yüzde 1.5’e çekti, Asıl önemlisi, mevduat faiz tavanı kaldırıldı.
Faiz gündeme oturacak
Faizlerdeki düşüş, Çin’in bir süredir başına bela olan sermaye çıkışlarına yol açacak bir adım olsa da, mevduat faizlerine uygulanan tavanın kaldırılması, çıkmak isteyenlerin “faiz ile ikna edilmesine” olanak sağlayacak bir adım. Çin’in para birimi Yuan’ın IMF’nin SDR’ına (Special Drawing Right-Özel Çekme Hakkı: Bir para birimi gibi düşünülebilir) dahil edilmesi bir süredir tartışılıyor .(Eylül ayında bekleniyordu, Çin’in adımlarına bağlı olarak ertelendi. Ancak son adımlar, bu konuda Çin’in elini güçlendiriyor)
Nihayetinde Çin’den gelen kararlar; faiz ile iş yapan piyasalardaki serbestliğe izin verilmesi adına önemli adımlar oldu. Kısa vadede; gerek gelişen ülke piyasaları, gerekse de Türk piyasaları adına çok da anlamlı bir adım değil. Ancak, uzun vadede Çin’in global bir “aktör” veya “faktör” olması adına önemli adımlardan birisi olacak.
Süper Mario nasıl etkiler?
ECB Başkanı Draghi’nin yorumları sonrasında Cuma günü euro, dolar karısında 1.0997’ye kadar geriledi. Bu haftanın başında 1.0890 seviyesinin altına inilmediği takdirde ilk aşamada 1.1110-15 bandına kadar bir toparlanma/düzeltme olabilir. Eğer bu seviye aşılacak olursa; ki bence aşılacak; ilk aşamada 1.1190 ve ardından da 1.1245-80 bandına bir hareket görebiliriz.
Euronun değer kaybetmesinin ardında Draghi’nin açıklamaları sonrasında oluşan “euronun arzının artacağı” beklentisi var. Haksız bir beklentisi değil. Ancak, dolar tarafında işler çok mu yolunda ki değer kazanıyor? Rezerv para olması sebebiyle euro tabii ki dolar ile yarışamaz. Bu özelliğinden dolayı Fed ve ABD de doların aşırı değer kazanmasına sıcak bakmaz.
Seçim sonrası senaryolar
BU hafta kısa bir iş haftası olacak 29 Ekim resmi, 30 Ekim de “idari tatil”. Üstüne üstlük 2 Kasım da “idari tatil” ilan edildi (Ne zaman çalışacağız biz?). Piyasalar açısından bakıldığında son 4 gün (30 Ekim’de piyasalar açık) ne olacak derseniz, geçtiğimiz hafta Pazartesi günü olası tahminlerim yazmıştım. Her ne kadar “Ankara Katliamı” sonrasında yapılmış bazı anketler AK Parti’nin oy oranının arttığını söylüyorsa da, “ortalama tahminler” tek başına bir AK Parti iktidarını göstermiyor. Tek başına AK Parti iktidarı piyasalar için iyi mi, yoksa kötü bir haber mi tartışmaları 7 Haziran’daki seçim öncesinde olduğu gibi devam ediyor.
- Piyasaların tercihi ve beklentisi AKP-CHP tarafından kurulacak bir “Büyük Koalisyon” hükümeti yönünde. Geçtiğimiz hafta piyasaların ağırlıklı olarak satın aldığı beklenti; AK Parti’nin tek başına iktidar olamaması durumunda CHP ile bir koalisyona sıcak baktığı haberiydi. Böylesi bir olasılık dolar/TL kurlarını 2.65 seviyelerine kadar geriletebilecek denli önemli bir adım olacak.
- Diğer seçeneklerde 2.8250-2.8500 bandı daha büyük bir olasılık. Büyük Koalisyonun “fiyatlaması 100 güne kadar devam edebilecekken, diğer alternatiflerin iyimserliği bir hafta ile en çok bir ay arasında sürebilir.
- Üçüncü bir seçim olasılığı piyasaların ve de ülke ekonomisinin “kaldıramayacağı” bir seçenek olacaktır. Nitekim geçtiğimiz Cuma günü dolar/TL kuru teknik olarak belirsizliği fiyatlamaya başladı. 29 Eylül’deki 3.0687 zirvesinden geçtiğimiz Perşembe gününe kadar devam eden düşüş trendi, geçtiğimiz Cuma günü yukarı yönde kırıldı. Cuma günkü 2.9078 seviyesinden gerçekleşen kapanış, 2.8975’ten geçen düşüş trendinin üzerinde gerçekleşti. Bu da seçim öncesindeki düşüş olasılıklarını sınırlayan, belirsizliği satın almak istemeyenlerin tercihleri nedeniyle dolar/TL kurunun 2.94-2.9450 seviyelerine kadar bir yükseliş ihtimalini artıracaktır. Aşağıda ise (ola ki seçim sonuçlarının “piyasa dostu olacağına” inanan veya inanılmasından fayda sağlayacaklarına inananlar “pozisyon alacak” olurlarsa) 2.8350-75 bandı önemli bir “destek” olacaktır. Her ne olursa olsun; piyasa katılımcılarının akşam yastığa koyduklarında nasıl rahat hissedeceklerse, o pozisyonu almaları yerinde olacak.
BIST katılımcıları için zor bir hafta
Karar vermenin gerçekten zor olduğu, pozisyon almanın daha da zor olduğu bir haftaya giriyoruz. Draghi ve PBoC sonrasında küresel “risk hevesinin” yeniden artmasıyla başta gelişmiş ülke borsaları olmak üzere varlık piyasaları yükseldi. Her ne kadar emtia tarafı buna eşlik etmiyor olsa da hisse senedi piyasaları için sorun değil, onlar toparlanıyor.
Küresel risk hevesi, BIST’i “teğet geçmişe” benziyor. Cuma günü yükselerek açılan BIST 100 endeksi, Cuma gününü düşerek kapattı. Geçtiğimiz hafta 79.450 seviyesinin önemli olduğunu yazmıştım. 81.310 (200 günlük BHO) geçtiğimiz hafta “dirençti”, ve bu hafta için önemli bir “direnç” olacak! Eğer bu seviye aşılacak olur ise ilk aşamada 81.750 ve sonrasında 84.100 seviyeleri yeni hedefler olacak.
Eğer 81.310 seviyesi aşılamaz ise BIST 100’de riskten kaçınma ağırlık kazanacak ve ihtimaldir ki 78.400 seviyesi test edilecektir. Bu seviyenin kırılması durumunda; bu ihtimalin düşük olduğunu tahmin ediyorum; 76.750-800 seviyesi resmin içine girecektir.
Seçim sonuçları konusunda net bir beklentiniz ya da sonuçlarına razı olacağınız kuvvetli bir tahmininiz yoksa bu hafta olayları dışarıdan seyretmekte fayda olabilir.