Diken üstündeki piyasaların kaderi AB ve ABD’ye bağlı

Haberin Devamı

ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin seyrinin yanında Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkilerindeki gelişmeler, bu hafta piyasalar açısından en önemli iki gündem maddesi

İki hafta önce yazmıştım, ‘Son 10 yılın en zor haftasına giriyoruz’ diye. Gezi olaylarının nasıl yönetileceğini ve bunun da piyasalara olası etkilerini anlamak açısından önemli bir haftaydı. Umudum politika yapıcılarının da bu durumu anlayacakları ve Gezi Parkı ile başlayan olayları “sakin kafayla” değerlendirmeleri yönündeydi. Öyle olmadı. Başbakan olayı “faiz lobisine” ve “dış mihraklara” bağladı, çok da fazla okumayan ve dışarıda olan bitenleri yakından analiz etmeyen/edemeyenlerce bu söylemler “kabul görünce” oldukça önemli fırsatlar kaçırdık ülke olarak.

Bedava paranın sonu

Geçtiğimiz hafta bir de bunun üzerine ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke’nin açıklamaları geldi. Her ne kadar Bernanke ekonomik verilere bakıp bir karar vereceğiz dese de devamında “Bedava Para Paketi (BPP) Çağı’nın” sonuna gelindiğini “ilân etti”. Her ne kadar geçtiğimiz üç hafta içinde ABD’ye yaptığım iki ziyaret sonrasındaki gözlemlerime dayanarak; ABD ekonomisinin Bernanke’nin varsaydığı hızla toparlanamayacağını düşünsem ve III. BPP’nin tahmin edilenden daha uzun süreceğini düşünüyor olsam da piyasalar böyle düşünmediler. Onlar Fed’in verdiği ucuz paranın sonuna gelindiğine inandılar ve “varlıklarını” ellerinden çıkardılar.

Hemem tüm varlık kalemlerine gelen satıştan en çok bizim de içinde bulunduğumuz gelişmekte olan ülke piyasaları etkilendi. Başta Hindistan, Rusya, Brezilya, Güney Afrika olmak üzere tüm gelişmekte olan ülke para birimleri değer kaybederken, bu ülkelerin merkez bankaları müdahale etti veya bunun hazırlığına başladı! Merkez Bankası da bunlardan biriydi. Geçtiğimiz hafta 1.95’lere dayanan dolar/TL kurlarını “baskılayarak” 1.9350’lerde ancak tutabildi.

10 yıllıklar % 2.50’yi aştı

Bu arada geçtiğimiz hafta Fed’in toplantısı öncesinde dolar karşısında 1.3416’ya kadar çıkan euronun da 1.3121 seviyelerinden haftayı kapattığını unutmayalım.

Bizim piyasalarımız açısından belki de en hayati hareket gösterge bono bileşik faizlerinde yaşandı! Gösterge bono bileşikleri yüzde 8.10 seviyesine kadar yükseldi. Üstelik de bunu derinliğin ve likiditenin kaybolduğu bir anda yaşadı ki en fazla “yatırımın ve katılımcının” olduğu bu piyasada derinliğin kaybolması hiç de iyi bir haber değil!

Geçtiğimiz haftanın en kritik gelişmesi bence ABD 10 yıllık tahvil getirilerinin Cuma günü yüzde 2.5459’u gördükten sonra haftayı yüzde 2.5310’dan kapatmasıydı. 2.47-2.50 seviyesi çok önemliydi! Bu seviyenin üzerinde günlük, daha da önemlisi haftalık bir kapanış olması bu haftayı kritik hale getiriyor!

Altında düşüş sürecek mi?

Yurt sathında mitinglere devam eden Başbakan ile Gezi Parkı ve devamında Taksim’deki tepkilerin ne yöne evrileceği iç piyasa açısından önemli olacak. Belki de bunlardan da önemlisi AB’den gelecek “müzakereler tamam mı, devam mı” kararı olacak! Eğer AB “Ara veriyoruz” derse bunun piyasalara etkisi son derece olumsuz olabilir! Yok eğer “Biz Türkiye’deki demokrasinin gelişmesi için (açılacak “fasıllar” bu konu ile ilgili) müzakereye devam edeceğiz” derler ise piyasalar adına “iyi” bir haber olacaktır. Diğer önemli “indikatör” de ABD 10 yıllık tahvil getirileri. Bu hafta içinde yeniden 2.50’nin altına bir geri çekilme olmaz, hele ki bir sonraki teknik “direnç” seviyelerinin olduğu 2.75-2.88 bölgesine doğru hareket edecek olur ise bu tüm piyasalar adına kötü bir haber olacaktır. 1.301 dolar/ons seviyesinin üzerinde haftayı kapat(a)mayan altının hafta içinde yeniden 1.280’e geri dönmesi hatta 1.260 doları aşağı kırması durumunda 1.150’deki “hedefine” yol alması ihtimali yüksek! Benim bu haftaya dair tahminim aslında altın pozitif! 1.305 dolar aşılırsa 1.380’e kadar “onurlu” düzeltme olabilir!

Euro/dolar paritesinde 1.3080 seviyesi önemli

ABD 10 yıllıkların “doğrudan” en fazla etkileyeceği enstrüman euro/dolar paritesi olacak. 1.3080 seviyesi hem 50 hem de 200 günlük hareketli ortalama açısından önemli. Bu seviye ilk denemede tutacaktır. Tuttu tuttu, bu durumda 1.3205 ya da 1.3285’e kadar bir “düzeltme” görülebilir. Yok eğer bu seviye tutmazsa bu hafta içinde 1.2975 seviyesini görebiliriz. Bu seviye aşağı kırılırsa çok daha sert bir “dolar rallisi” görebiliriz.

Not: Vatan Gazetesi’ndeki dostlarım geçtiğimiz Perşembe günkü “Dolar’ın 1.9765’i aşması zor” başlıklı yazımın girişinde “Piyasayı en iyi okuyan ve tahminleri yüzde 100’e yakın doğru çıkan yazarımız Ali Ağaoğlu” ile başlayan bir giriş yapmışlar. Kendilerine teşekkür ederim. Ancak ben bu kadar iddialı değilim, olamam. Her zaman söylediğim gibi “ben piyasalardaki gelişmelerin hepsini öngörebiliyor olsaydım, siz beni tanımazdınız!”

DİĞER YENİ YAZILAR