Aylardır beklenen “Demokratikleşme Paketi” nihayet açıklandı. Seçim sisteminin tartışmaya açılması, siyasi partilere yapılan Hazine yardımı için gerekli oy barajının yüzde 7’den yüzde 3’e indirilmesi ve kamuda kıyafet serbestisi benim gözüme çarpan en pozitif adımlar. Diğerler adımlar ya uzun zamandan beri hayata geçmiş olan, pratikte yaşananların; eş başkanlık, kendi dilinde propaganda, harfler v.b. önündeki kanuni engellerin kaldırılmasıydı.
Süryanilere iade yapılırken Hıristiyan Ortodokslara farklı davranılması, Alevilerin taleplerinin göz ardı edilmesi, Kürtlerin kendi dilinde eğitim hakkının “özel okullarla” sınırlanması aslında paketin “ruhunun bir bütün” olmadığı imajını yaratıyor.
Bu başlangıçtı, devamı gelecek denebilir. Aleviler için yeni bir paketten söz ediliyor. “Yeni” bir paket beklenecek... Aslında hepsi aylardır beklenen, paket öncesinde bilinen talepler. Taleplerin daha geniş yer bulduğu, çok daha “güçlü” bir paket açıklanabilirdi?
Bu arada seçim sisteminin tartışmaya açılması olumlu. Ancak bu tartışmaların 2014 Haziran ayından önce sonuçlanmış olması gerekiyor. Zira var olan; “seçimlerden bir yıl önce yapılan seçim kanunundaki değişikliklerin, gelen seçimde uygulanmaz” kuralından dolayı tartışmaların uzaması durumunda 2015’teki seçimlere de yine eski sistem ile girebiliriz. Bunun için bir zamanlama verilmesi daha doğru olacaktı. Hatta bir sonraki genel seçimlerin varılacak “mutabakat” sonunda oluşacak yeni sistemle yapılacağının kararlılığı gösterilmesi de isabetli olabilirdi.
Kabul etmek gerekir ki; açılan paketin herkesi memnun etmesini beklemek hata olurdu. Toplumun çoğunluğunu memnun etmesi yeterliydi. Paket üzerinde tartışmalar daha sürecek. Ancak ilk açıklamalar memnuniyetten çok “yetersizlik” yönündeydi!
Benim asıl bakmak istediğim bu paketin Türkiye için yeni bir “hikâye” yaratıp yaratmadığı. “AB üyeliği” ve “Ortadoğu’nun örnek ülkesi” hikâyelerimiz mazide kalmış görünüyor. Türkiye’yi dünyada öne çıkaracak yeni bir “hikâyeye”, yeni bir “temaya” ihtiyacımız var.
Her ne kadar ABD’nin “kepenk kapatmasından” sonra Fed’in yakın zamanda bir “daraltma” kararı alması zor olsa da bizim de içinde olduğumuz gelişmekte olan ülkeler için bu “tehdit” devam ediyor. Yılsonuna kadar sallan-yuvarlan gideriz. Ancak yeni yıl ile birlikte yeniden Fed’in “parasal genişlemeyi daraltması” daha yüksek sesle konuşulacak. Bu da bizim piyasalarımıza giren para miktarını olumsuz etkileyebilir. Bir de bunun üzerine; yerel seçimler, Çin füzeleri, Suriye, İran-ABD yakınlaşması gibi stratejik önemimizi doğrudan etkileyen faktörler devreye girdiğinde “yeni hikâye” ihtiyacımız daha da artacak.
Demokrasi paketi bu konuda bir şanstı. Paketin ruhu seçim kaygılarından arınıp; toplumu daha çok birleştirici;basın, düşünce ve gösteri hürriyeti ve özellikle de iş dünyasını yakından ilgilendiren yargı reformunu da içeriyor olsaydı kendi başına “yeni bir hikaye” olarak ekonomiye çok daha olumlu etkileri olacaktı.
Demokratikleşme Paketi yeni bir ‘Hikâye’ yaratır mı?
Haberin Devamı