Değerli euro bizim için iyi mi?

Kasım ayının ortalarında yazmış olduğum “Nereye kadar euro ?” başlıklı yazımı; “euro; 1.29 seviyesini 2007 yılının ilk çeyreğinin sonuna kadar kırmayı başaramaz ise, önümüzdeki yıl yeniden 1.21 seviyeleri konuşuluyor olabilir.” diye bitirmiştim

Haberin Devamı

Kasım ayının ortalarında yazmış olduğum “Nereye kadar euro ?” başlıklı yazımı; “euro; 1.29 seviyesini 2007 yılının ilk çeyreğinin sonuna kadar kırmayı başaramaz ise, önümüzdeki yıl yeniden 1.21 seviyeleri konuşuluyor olabilir.” diye bitirmiştim.

Yanıldım! Çin faktörünü tam olarak göz ardı etmesem de Çin para yöneticilerinin; tıpkı kendi paralarını ’revalüe“ etmekte olduğu gibi; işi “ağırdan” alacaklarını düşünmüştüm. Belki tam olarak ulusal rezervlerinin bir kısmını euroya geçirmeye başlamadılar bile. Ama yine dedikodusu piyasaları hareket ettirmeye yetti. Buna bir de ABD 10 yıllık tahvil getirilerinin kritik seviye olan yüzde 4.50’nin altına inmesi, euro bölgesindeki faiz artışlarının devam edebileceği beklentisi eklenince euro dün dolar karşısında 1.3367’ye kadar değer kazandı. Eurodaki artış yine euro bölgesinin ekonomik başarılarından kaynaklanmadı. Dolar karşındaki en ciddi alternatif olmanın avantajını kullandı. Önümüzdeki yıl için temel olarak iki senaryo söz konusu. İlki ABD ekonomisindeki yavaşlamanının Asya ve Latin Amerika ülkelerinden çok AB bölgesini vuracak ve euro çok da fazla değer kazanmayacak. İkincisinde ise, AB bölgesinin Amerika’ya yapmakta olduğu ihracatın, AB bölgesinin GSMH’nın ancak yüzde 4’üne tekabül ettiğinden dolayı; ABD’deki yavaşlamadan çok da fazla etkilenmeyeceği yönünde.

Dünkü yazısında Sn. Ercan Kumcu; euronun değer kazanmasıyla Türkiye’nin düşük dolarla ithalat yapıp değerli euroyla satacağından dolayı avantajlı gibi görünse de, özellikle hammadde fiyatlarında meydana gelebilecek artışlar nedeniyle bu avantajın ortadan kalkabileceğine değinmiş. Mutlaka bu arbitrajdan fayda sağlamamış söz konusu. Ancak bir kısmını ya da daha fazlasını da kaybediyor olabiliriz. Değerli euronun bizim için yaratabileceği bir soruna daha dikkati çekmek istiyorum.

ABD ekonomisindeki bir yavaşlama global büyümeyi düşürecektir. Ne AB’nin ne de Asya ülkelerinin hızlı bir tüketim dönemine girip bu açığı kapatmaları söz konusu değil. Büyümedeki sorun risk algılamalarını değiştirebilir. Risk arttığında da piyasalardan çıkış yaşanabilir ve bu kez çıkış ABD yerine euro bölgesine olabilir. Tıpkı geçtiğimiz Mayıs ayındakine benzer bir sorunla karşı karşıya kalabiliriz.

Bu da değerli euronun hammadde fiyatlarındaki etkisinin yanı sıra bizim piyasalarımıza giren fonların tercihlerini, dolayısıyla da bizdeki ” varlık “ fiyatlamalarını etkileyebilir.

Teknik olarak euro’da kısa süreli bir düzeltme görülmesi mümkün. Ancak 1.3546 seviyesi yeni hedef gibi görünüyor. Öncelikle düzeltme yaşanır ise; dünkü tepeyi baz alırsak; parite 1.3030 veya 1.2925’e kadar düşebilir. Böyle bir düzeltme olduğu takdirde 1.3546 ya da bir önceki zirve olan 1.3667 seviyelerine kadar yükselen euro buralarda kalabilir.

Yük eğer önce 1.3540’lı seviyelere gidilir ve ardından düzeltme gelirse yeni zirvelerin görülmesi dahi söz konusu. Faizleri ve Çin’i ’atlamadan’izlemeye devam.

DİĞER YENİ YAZILAR