Çocuklarımızın geleceği ve kontratlar

Haberin Devamı

Buğday ile birlikte geniş halk kesimlerini yakından ilgilendirdiğinden, son iki haftada spot ışıkları pirincin üzerindeydi. Son iki haftada rekor kıran sadece pirinç değildi. Euro ve petrol fiyatları da yeni rekor kırdılar bu hafta. Euro, dolar karşısında dün 1.60’ı da geçerken, ABD ham petrolünün (WTI) ilk kontratının varil fiyatı dün 118 doları da aştı.
Gelelim asıl konuya... Bugün 23 Nisan. Sizler bu yazıyı okurken büyük olasılıkla ben 4 yaşındaki kızımla 23 Nisan gösterilerini izliyor olacağım. Bir taraftan da aklım son yıllardaki bazı gelişmelerin yeni nesile olası etkilerinde olacak.
Son yıllarda bono-döviz-hisse senedi üçgeninde marjların daralmasıyla yüksek getiri hedefleyen hedge fonlar, emtia piyasalarına yöneldiler. Diğer piyasalara oranla daha sığ olmalarından dolayı kolay speküle/manipüle edilebiliyorlar. Bu da hedge fonlar için iyi bir “oyun alanı” haline gelmelerine neden oluyor. Kolay paranın tadını almış olan küresel piyasanın “büyük emtia spekülatörleri” (daha doğru tanımla manipülatörleri) bu işin peşini kolay kolay bırakmıyor, her alana giriyorlar. Açlık ya da halk kitleleri onların hiç mi hiç umurlarında değil! Pirinçten sonra yeni girdikleri alan “et” kontratları. Fiyatı artacak yeni ürün de doğal olarak “canlı hayvan eti”. Sırada ne var derseniz, artık çok az “yeni” alan ya da ürün kaldı. Çok büyük olasılıkla daha önceden speküle edilmiş olanları yeniden “ziyaret” edeceklerdir. Taa ki sıradan insanlar abartılı seviyelere yükselmiş olan ilgili emtiayı satın almayana, “ikâmesine” yönelene kadar.
İşlem hacmi tüm dünyadaki gerçek alım satımlarla kıyaslandığında çok küçük olan kontrat piyasalarında, hedge fonlar para kazanabilsinler diye sıradan insanlar en temel ihtiyaçları için çok daha yüksek paralar ödüyorlar. Serbest piyasa ekonomisinde bunların olması “doğal” denilerek, hükümetlerin de aksine adımlar atmaları engelleniyor. Meydan üç beş hedge fon yöneticisinin insafına kalıyor. Asıl sorun, yeni nesillere yönelen tehlike. Türkiye; on yıl öncesine kadar “kendi kendini besleyebilen” bir ülkeyken; bir taraftan yanlış tarım ve tohum politikaları, diğer yandan kuraklık ve küresel ısınma nedeniyle gittikçe dışarıya bağımlı hale geldi. Bu da bizi, fiyatların sığ piyasalarda oluştu(ruldu)ğu kontrat piyasalarıyla karşı karşıya getirdi. Sorun daha da büyüyecek gibi. Atatürk’e borçlu olduğumuz ve dünyada tek örneği olan 23 Nisan şenliklerini izlerken büyük ihtimal aklımdan bunlar geçiyor olacak.
Yine de tüm çocuklarımızın bayramını keyifle kutlayalım!

DİĞER YENİ YAZILAR