Çin’deki “kayıt dışı” bakır stoklarının 5 milyon tona ulaştığını iddia ediyor 50 yıldır bakır madenciliği ile uğraşan Simon Hunt. Madencilik alanında bir danışmanlık şirketi olan Hunt, geçtiğimiz yıl ilk kez bu rakamın 1.5 milyon ton olduğunu iddia etmiş. İlk başta sektörde kesin bir dille reddilse de; benim de katıldığım Şangay’daki 8. Asya Bakır Konferansı’nda International Wrought Copper Council başkanı Mark Loveitt tarafından kabul edilmiş durumda. Ancak 5 milyon ton rakamını onaylamıyor.
Bu konferans sırasında ilk kez duyduğum “kayıt dışı stok” meselesi, bakır fiyatlarının neden baskı altında kaldığını az çok açıklıyor. Sadece bakır için değil, endüstriyel metallerdeki fiyatların bir türlü toparlanamamasının ardında başka nedenler de var. Bunların bir kısmı küresel, bir kısmı da yıllık 20 milyon ton olan küresel bakır üretiminin 6 milyon tonunu tek başına tüketen Çin’e has sebepler. Çin’li önemli bakır şirketlerinden Jiangxi Copper Corp.’dan Wu Yuneng’in bazı tespitlerinin ilginç ve önemli olduğunu düşünüyorum.
-Küresel ekonomide süregiden durgunluk ve bunun beraberinde getirdiği “artan korumacılık”,
-Gelişmiş ülkelerin işsizliği azaltma çabaları,
-Avrupa’daki talep daralması ve ABD’deki “Finansal uçurum” endişeleri,
-Çin ihracatının ithalatçı ülkelerde resistans ile karşılaşması
-Üretimin Çin’den, Güneydoğu Asya ülkelerine kayması,
-Çin’deki çevre baskılarının artması,
-Çin’in şirketlere ve yeni yatırımlara sağladığı teşvik ve vergi avantajlarının azalması,
-Çin’de yavaşlayan iç talep,
-Çin’deki bakır işleme kapasite kapasite fazlalığı,
-Tonu yaklaşık 8,000 dolar olan bakırın, yüksek fiyatı nedeniyle başka madenlerle “ikame edilmesi”...
-Küresel olarak artan bakır üretimi.
Çin’deki bakır üreticilerinin en önemli sorunların başında stoklarının büyük ve yüksek fiyatlı olması. Çin Hükümeti yakın geçmişte zor duruma düşen 2 büyük şirketin ellerindeki stokları “ulusal rezerv” olarak satın alarak bu şirketleri kurtarmıştı.
Çinli sektör temsilcilerinin dikkat çektikleri bu fiyatlama problemi için bazı çözüm önerileri de var. Bunlar Çin’in önümüzdeki dönemdeki stratejilerini de yansıtması açısından bence önemli.
-En önemli “tüketici” konumundaki Çin uluslararası fiyatlamada etkin ol(a)mamaktan dolayı rahatsız. Bu konuda; Japonya’dakine benzer şekilde; ticaret, endüstri, hükümet ve finans kesimini bir araya getirecek “yapılar” kurarak, fiyatlama konusunda baskı unsuru olabilmeyi tartışıyorlar.
-Metal “fiyatlaması” konusunda en önemli “merci” konumundaki London Metal Exchange’in (LME) Hong Kong Borsası (HKEx) tarafından satın alınması önemli. Her ne kadar HKEx, ‘LME’nin yapısını aynen koruyacağız’ dese de “fiyat oluşumu” konusunda Çinli katılımcıların etkisi ileride artacağa benziyor!
-2011 yılında 2.6 trilyon yuan bazındaki dış ticaret hacminin daha da arttırılması. Yuan gittikçe artan oranda bölgesel bir para birimi olmaya aday.
-Bakır üretim ve işleme teknolojisi konusunda uzun yıllar dışa bağımlı kalmış olan Çin, yeni teknolojiler geliştirerek daha fazla kendi kendine yeterli hale gelmeye başlamış.
-Ve son olarak belki de en önemli hamle yetersiz yerel maden kaynaklarının yarattığı dışa bağımlılığı, diğer ülkelerdeki maden kaynaklarına ulaşım sağlayarak, maden sahalarını ve haklarını satın alarak geliştirme stratejisi en önemli adımları olacak gibi.
Çin’deki gelişmeler de dahil olmak üzere konferans katılımcıları önümüzdeki yıl bakır fiyatlarında kayda değer bir artış beklemiyor.
Çin’deki kayıtdışı bakır...
Haberin Devamı