Hayır çay saati değil, “Çay Suyu Saati”...
Anlatacağım... Borusan Holding’in artık emekliye ayrılmış olan başkanı Asım Kocabıyık’ın doğduğu köyünde TEMA Vakfı ile birlikte yürüttükleri projenin açılışını izlerken duydum... 11 Temmuz’da Afyon’un Tazlar Köyü’nde TEMA vakfı ile birlikte; toprak islahı, yaşanan heyelanları engellemek ve sulama amaçlı inşa edilen göleti ve de buna bağlı olarak su tasarrufu sağlayan damlama su sistemiyle köyde değişen üretim ve yaşam biçimini görme şansına sahip oldum. Çiftçilerin eğitiminden, toprak analizi yapılarak doğru ürün/tohum seçimine kadar tüm süreçleri kapsayan; adeta “toplam kalite çemberi” mantığıyla ele alınmış bir çevreci dönüşüm projesi örneği.
Tazlar köyü Asım Kocabıyık’ın desteği sayesinde şanslı. Buna bir de Kocabıyık’ın TEMA’nın kurucularından, eski sınıf arkadaşı Hayrettin Karaca ile dostluğu eklenince ortaya örnek bir proje çıkmış. TEMA birebir aynısı olmasa da benzer projeleri onlarca köyde daha uygulmaya koymuş, sürdürmeye çabalıyor.
Üstelik TEMA bu çabayı 80 yaşını aşmış Hayrettin Karaca ve Nihat Gökyiğit gibi bu işe gönül vermiş ak saçlı delikanlılarla yürütüyor. Geçtiğimiz hafta sonunun benim için en güzel görüntüsü, konuşma kürsüsüne ancak ağır adımlarla yürüyerek çıkabilen, üç (neredeyse) asırlık çınarın duydukları coşkuydu.
Hayrettin Karaca 354 bin kilometre katederek köy köy dolaşmış Türkiye’yi. “Kalkınma köyden başlar” denip de bir türlü başlamayan kalkınmayı, TEMA’nın kırsal kalkınma projeleriyle TEMA’da başlatmayı hedeflemiş. Toplumsal barışın topraktan başlayacağına inanmış olan TEMA’nın kurucularının heyecanı inanılmazdı.
İnanılmaz olan asıl ne biliyormusunuz? Tembellik etmeyip; herkesin ama az ama çok değişim için, daha iyiye gitmek için, değişmez denileni değiştirmek için mutlaka yapabileceği birşeyler olduğuna inanlardanım. Bazen umutsuzluğa kapılmıyor değilim. Karaca ve Gökyiğit’in o yaştaki şevklerini görmek, heyecanları görmek ve hissetmek bu umutsuzluğu unutturdu. Asıl inanılmaz olan onların halen daha bu heyecanı duyuyor olmalarıydı...
Karaca Van’dan bir anısını aktardı. İlkokul öğrencisi bir kız soruyor: “Yasalar mı önde gelir, bilgi mi?” Karaca, “Buna sen cevap vereceksin” diyor. Ufak kız, “Biz uzun zamandan beri bunu arkadaşlar arasında tartışıyoruz. Ama iki arkadaşımızı henüz daha ikna edemedik. Onlar yasanın önde olduğunu savunuyorlar. Ama onları da ikna etmeye çalışacağız” demiş. Van’daki öğrencilerin uygarca tartışmaları, ikna kültürünü benimsemiş olmaları ve bilgiye verdikleri önem gelecek nesiller konusunda umut verici diyor Karaca... Katılmamak elde mi...
“Çay suyu saati” mi? Asım Kocabıyık, çocukluğunda sulama suyunun sorun olduğu zamanlarda annesinin yarım saatlik su için gecenin yarısında uyanıp, tarlayı suladığını anlattı. Bana, çocukluğumda yaz aylarında tarımla uğraştığım, anne ve babamın Akhisar’ın Pınarcık köyündeki su sıkıntısını hatırlattı. Köyün kıyısından; sulama ihtiyacının önemli kısmını karşıladığı küçük bir çay akıyordu.
Hava sıcak. Yaz aylarında su azalıyor. Bir yandan pamuk, tütün sulanacak, bir yandan sebze bahçeleri sulanacak. Herkesin bol bulamaç kullanacağı kadar su yok. Ancak sulama salma su yöntemiyle yapıldığından da çok su gerek. Mecburen herkese münavebeli olarak su verilebiliyor. O yüzden de geceleri de çalışmak, sulamayı gece de yapmak gerekiyordu. Tazlar’da o günler aklıma geldi...
Bugün Pınarcık’taki çay kurudu, sulama derin kuyulardan ancak yapılabiliyor. Ürün deseniz; tütün yasaklarını bir yana bıraksak bile; sırf sulama sorunlarından dolayı değişti, daha az su gerektiren tahıla ve zeytine kaydı. Bu sorun birçok bölgede yaşanmaya başladı. TEMA’nın çabaları bu yüzden de çok ama çok kıymetli.
Başta ak saçlı delikanlılar, TEMA, yavru TEMA, mezun TEMA olmak üzere bu uğurda çabalayanlara ve onlara destek olanlara müteşekkir olmamız gerek.
Çay suyu saati?
Haberin Devamı