Geçtiğimiz hafta gelişmekte olan ülkelerden Polonya, Çek Cumhuriyeti, Rusya ve Macaristan para birimlerinde yeni zirveler görüldü. TL, G. Afrika ve Brezilya para birimlerinde kısa süreli yükselişler olsa da “yeni zirvelerden” uzak bir seyir izlendi.
Yeni zirve görmemiş olan para birimleri arasında TL en “rahatsız” olanı. Brezilya Merkez Bankası’nın 100 baz puanlık indirimi sonrasında; Türkiye, en yüksek faiz veren ülke olma liderliğini yeniden kazandı. “Global sıfır faiz” politikasının uygulandığı günümüzde; bu denli yüksek faiz, en azından “kurlara” olan baskının sınırlı kalmasına yardımcı oluyor!
Peki faiz nereye kadar destek olabilir?
Çok da uzun boylu değil!
Faiz kadar, IMF anlaşmasının bu hafta ya da önümüzdeki hafta imzalanacak olması önem kazanacak. IMF anlaşmasının “nihayetlendirilmesi” için çok da fazla bir zaman kalmadı! Bu hafta içinde IMF ile yeni bir stand-by anlaşması imzalanmazsa; dolar/TL kurlarında yeniden 1.7530 seviyelerinin test edilmesi şaşırtıcı olmayacak!
Dolar/TL kurlarındaki “rahatsızlık” faizle “tedavi edilmesi” tam olarak mümkün değil. Yine de en iyi tedavi aracı olarak IMF anlaşması öne çıkıyor!
Yanlış anlaşılmasın! Bu hafta içinde, özellikle de haftanın ikinci yarısında anlaşmanın imzalanması, kurları bir anda 1.50’nin altına indirecek değil! Sadece 1.75’in aşılmasının ve “yeni zirve” görülmesini engelleyecektir. Eğer anlaşmanın imzalanması gecikir, ya da diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinde (özellikle Brezilya ve G. Afrika) yeni zirveler görülecek olursa; ya da Rusya’da devalüasyon hızlanacak olursa; TL kurlarında da 1.84 ya da 1.91 görülebilir.
IMF ile anlaşılması durumundaysa kısa süreli bir “rahatlama” ve bu sırada da 1.5270 seviyelerine kadar bir düşüş yaşanabilir.
Aldatıcı olmasın, bu seviyenin uzun süre korunması; diğer gelişmekte olan ülkeler göz ününe alındığında; söz konusu değil.
Rus Rublesi, Polonya Zlotisi, Çek Kronası ve Macar Forint’i yeni zirve görürken TL’nin uzun süre “değerli” kalması söz konusu olamaz! Hatta kısa süreli “IMF baharı” sonrasında, TL’nin de diğerlerine katılması kimseyi şaşırtmasın!
İMKB için de bir yol ayrımı söz konusu!
Geçtiğimiz haftayı, düşüşe en fazla direnen borsa olarak geçiren İMKB adeta IMF anlamasını bekler gibiydi! Dow Jones aşağı, İMKB yukarı, Dow Jones aşağı, İMKB yatay!...
Geçen hafta İMKB; sırf IMF aşkına; başarılı bir direniş gösterdi. Anlaşmanın bu hafta içinde resmi olarak imzalanması ya da “anlaşıldığının” resmi olarak açıklanmasıyla İMKB 100 Endeksi kendine bir yol çizecek.
Teknik ve de temel olarak bu hafta için İMKB 100’ün önünde iki seçenek var. Anlaşma imzalanır, hava “bahara çalarsa” düşüş sırasında 27.727 ile 27.360 boşluğu kapatacak bir yükseliş yaşanabilir. Yok eğer anlaşma gecikecek, ya da diğer piyasalarda olumsuz bir hava yaşanacak olur ise bu kez de 22.257 ile 22.603 arasındaki boşluğu kapatacak bir hareket görülebilir.
İMKB 100 için; Dow Jones’un geçtiğimiz hafta 8.000’in altına inmemek için gösterdiği direnç de önemli destek sağlayacak. Bu denli “inatçı” direnç, ABD piyasalarını bile yukarı döndürebilir. Dow Jones’ta yeniden 8.480-8.550 aralığının test edilebilir. 8.450’nin üstüne geçilememesi “yeni dip” ihtimalini büyük oranda artıracaktır. İMKB de bundan nasibini mutlaka alacaktır. Malum Türkiye’nin IMF ile yapacağı anlaşma, ABD piyasalarının pek umurunda değil, hatta hiç umurunda değil. Sakın ola ki aldanmayalım, “uzun atlamayalım”!
Bu hafta “yeni zirve” görür müyüz?
Haberin Devamı