TC Merkez Bankası bünyesindeki Para Politikası Kurulu, 17 Temmuz Perşembe günkü toplantısında gecelik borçlanma faiz oranını 50 baz puanlık artışla yüzde 16.25’ten 16.75’e yükseltti. Faiz bileşik bazda yüzde 18.23’e yükselmiş oldu.
MB’nin faizleri 50 baz puan artırdığı aynı gün bono bileşikleri 60 baz puanlık düşüşle yüzde 21 bileşikten 20.40’a geriledi. Yani Merkez’in faiz artırdığında, piyasa faizi düşürdü!
Tüm bunlar olurken, dolar kurları 1.20’nin hızla altına inerek, 1.1870’e kadar geriledi. Ne gam... MB’nin faiz kararı sonrasında yapılan açıklamada, “Bu çerçevede, enflasyonun kısa bir süre yüksek seviyelerde seyrettikten sonra kademeli bir düşüş eğilimine girerek 2009 sonunda yüzde 7.5 olan hedefe yakın gerçekleşeceği öngörülmektedir.” Faiz artışının ardındaki en önemli motif de bu değil miydi?
Bu arada MB’nin internet sitesinin en tepesinde “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın temel amacı fiyat istikrarını http://www.tcmb.gov.tr/yeni/evds/konusma/tur/2002/konusma.php sağlamak ve sürdürmektir” yazar. Sanki kur bir fiyat değilmiş gibi...
Dünyadaki petrol fiyatları bir yıl içinde yüzde 150 artıyor. Yurtiçindeki petrol fiyatlarındaki “istikrarı” sağlamak için denklemde tek değiştirilebilir parametre (YTL/dolar kuru) ile “oynanarak” arzu edilen “istikrar” sağlanabiliyor. YTL değerli hale getirilerek, enflasyonla mücadele ediliyor. Peki bunun için faiz artırmaya gerek var mı? Bu denli bol kepçeden, bu denli bonkör faiz artışlarına gitmeden de bu amaca ulaşılamaz mı? Pekala mümkün! Neden mi? Dolardan fazla faiz veren her para birimi, dolara karşı değer kazanıyor. (Emtia fiyatlarındaki artışların ardındaki sebeplerden birisi de bu değil miydi?) YTL’nin ekürisi para birimlerine baktığımızda Brezilya Reali, G. Afrika Randı ya da Macar Forinti de dolar karşısında değer kazanıyor. Peki bunların hepsi mi faiz artırıyor?
Tabii ki değil. Mesele “doların zaafiyeti” meselesi. Bizim MB bunu da dikkate almadan, enflasyon hedefinin türünde de (oranında değil nev’inde) değişiklik yapmadan, adeta ‘kör değneğini beller gibi’ sadece faiz silahıyla enflasyona karşı mücadele ediyor.
Yel değirmenlerine karşı mızrakla savaşan Don Kişot misali...
Bu ayki toplantıdan yine gereksiz ve bonkörce bir faiz artışı geldi! Çok daha ucuza ve çok daha itibarlı bir “mücadele sürdürmek varken, yine Londra’nın ” dümen suyunda “bir politika izlenerek maliyet artırılıyor. Elini veren MB şimdi kolunu kurtaramıyor. “İlahlar kurban istemeye” devam ediyorlar. Önümüzdeki iki ayda yapılacak toplantılarda da 25’er baz puanlık artışlar yapılması gerektiğini şimdiden yazıyorlar.
Dolar euro karşısında bile 1.60’ın üzerinde kalamıyor ve değer kazanıyor. Neden YTL karşısında değer kaybederek yeni zirvelere gidiyor? (1.1755 teknik olarak yeni hedef. Bir sonraki 1.13, ardından da 1.07 var)
Tek cevabı var: YTL’nin gerekmediği kadar yüksek olan faizi!
Cari açığı daha da “kamçılayacak” bu denli değerli YTL’yi
1 ) Hakediyormuyuz?
2 ) İhtiyacımız var mı?
Bonkör Merkez Bankası!
Haberin Devamı