Bombanın fitilini “Bonus Sistemi” ateşledi!

Haberin Devamı

Amerikan rüyasının modern zamanlardaki karşılığı yöneticilerin, kazandırdıkları kârdan aldıkları ikramiyeler, bedava yada indirimli alacakları hisse senetlerinden oluşan “bonus paketleri” olsa gerek..

Profesyoneller için “şeker sepeti” ya da önlerine konan “havuçtu” bu paketler. Ne kadar çok kâr, o kadar çok bonus! Yıl sonunda hesaplanan toplam kârın belli bir yüzdesi (hatta kâr arttıkça artan yüzdelerle) verilen yıl sonu bonusları, profesyonellerin altından kalkılamayacak büyük riskleri almalarına yol açtı. Yol açtı demekten çok, teşvik etti, hatta tahrik etti demek daha doğru olacaktır.

“Kâr” tanımı da önemliydi. Yıl içinde realize edilen kârlarla yıl sonundaki pozisyonların, piyasa fiyatlarından değerlenmesiyle (mark-to-market) bulunan realize edilmemiş kârların toplamı olarak hesaplanıyordu. Şimdi piyasaların başına dert olan “fiyat dahi bulamama” durumu, işler yolundayken hiç de sorun olmuyordu. Amerika’daki birçok kurumun yıl sonu kapanışı olan Kasım ayı ya da Aralık ayında piyasaların genellikle yüksek ya da yatay seyretmesinin ardında hep bu kâr hesaplama ve bunun doğal türevi olan bonus sistemi yatıyordu.

Alınan uzun vadeli riskler, subprime kredilere dayalı menkul kıymetler, büyük riskler içeriyormuş... Ne gam! Yaratılan sentetik finansal ürünler, türev ürünler ya da yapılandırılmış ürünler, işler ters giderse şirketleri bile batırabilirmiş...

Kimin umurunda!

Nasılsa piyasalar hep yukarı gidiyor! Ne türevler patlar, ne de subprime kredilere dayalı “süpersentetik” menkul kıymetleri patlar! Biz alacağımız yıl sonu bonuslarına bakalım denince “ölçüsüz, kontrolsüz” riskler fütursuzca alındı. İşin ilginci, alınan riskler hep ileriye “ötelendi”. Yeter ki yıl sonlarında alınan bonuslara bir şey olmasın. Bonuslar peşin alındı, riskler vadeye yayıldı! Tıpkı “’gelecek de bir gün gelecek” diyen sigorta reklâmındaki “vade de bir gün geldi” ve iskambil kuleler birbiri ardına devrildi.

Lehman’ın işini kaybeden yatırım bankacılarının eşyalarını koymakta zorlandıkları Ferrari’ler, Porsche’ler hiç dikkatinizi çekti mi? Televizyonlarda yayınlanan bu görüntülerden daha iyi durumu bu denli net anlatan bir görüntü yok. Şirket iflâs etti bugünlere kadar “şişman bonusları” cebe indirmiş olan yöneticiler değil!

Hatta batmakta olan ya da “kovulan” üst düzey yöneticiler bile “altın paraşüt” adı altında yüz milyon dolarlara varan “veda paketleriyle” ayrıldılar.

Neden? Peşin anlaşılmış bonus paketleri yüzünden. (Bu veda paketlerinin şişkinliğinde yumuşak karnı olan bazı şirketlerin, bu zaaflarının ortaya dökülmemesi için ayrılanlara bir “sus payı” ödemeleri de bir etken olsa gerek!)

Artık asr-ı saadet sona erdi!

1.5 trilyon dolara ulaşacak (700 milyara onay bir türlü çıkmadığından şimdilik 800’de kalan) kurtarma paketleri, batan ya da batmanın eşiğinden satınalınma ya da birleşme yoluyla kurtulan finansal kurumlardaki “bonus sistemi” çok ciddi bir revizyona tabii olacaktır. Resmi düzenlemeler bir yana, batış ya da birleşmelerle bir çok bankacı ya da finans çalışanı işlerini kaybedecek, ya da kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Kim ki “daha az bonusa” razı olacak ya o işini koruyacak ya da daha kolay iş bulacak. Son yıllarda en çok kazanan ve en rahat yaşayan yatırım bankacıları önümüzdeki dönemde daha dikkatli olmak zorundalar. Yoksa ya FBI, ya SEC ya da FED artık sistemi daha sıkı kontrol edecek.

Hakettiklerinden “hızlı” gelen (bana Hollywood yıldızları ve futbolcular için de geçerliymiş gibi geliyor bu durum) kazançları bir daha kolay kolay bulamayacaklar.

Zira kredi büyümesi sayesinde elde edilen bu fayda, kredi büyümesi durunca tarih oldu.

DİĞER YENİ YAZILAR