Kasım 2006’daki “Spekülasyonun üçer aylık yolculukları” başlıklı yazıdan: “... değerli metaller ve petroldeki bu hareketler olurken, sıranın tarımsal emtialara da gelecek...” Aynı yazımda, “yüksek fiyattan petrol ve altın satan üreticilerin biraz daha pahalı kahve içmesi onları pek de rahatsız etmeyecek” savının da bu spekülasyona dayanak olacağından bahsetmiştim.
Şubat 2007’de “Bu yıl mısır üreticisi şanslı!” başlıklı yazıdan: “ABD’nin mısır üretiminin gıdaya mı, bitkisel yağ yada biodizele mi yoksa etanol üretimine mi yeteceği tartışmalarının, dünyanın en büyük mısır ihracatçısı ülkenin ihracatını da azaltacaktır. Bu da ABD’deki artışla birlikte, dünya fiyatlarının da yükselmesine neden olacaktır.”
2006’da “Büyük emtia spekülasyonu” adını verdiğim ve o günlerde pek de fazla insanın dikkatini çekmeyen gelişmeler; Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick’in bir eline bir somun ekmek, diğer eline de küçük bir pirinç çuvalı alarak çarpıcı pozlar vermesine kadar getirdi bizleri.
Filipinler’in Devlet Başkanı Arroyo, Haiti’deki isyanı da görünce; 2001’deki bankacılık krizinde gişenin arkasına para tomarlarını dizen banka misali; halkı sakinleştirmek için pirinç çuvallarının önünde basın toplantısı düzenliyor.
Dünyayı bu duruma getiren sebepler muhtelif. Artan nüfus şüphesiz ilk ve asıl sebep. Doların değer kaybı bir başka önemli sebep. Elinde mal bulunan ya da üretenler, doların değer kaybına karşın fiyatlarına “zam yaptılar”.
Haziran 2006’daki “Emtia piyasaları yeni başağrısı” başlıklı yazıda, hedge fonların derinliği diğer piyasalara oranla daha sığ olan ve spekülasyona açık emtia piyasalarına yöneldiklerine değinmiştim.
Bugünkü açmazın çözümü hayli zor! İş bu noktaya gelmeden yapılması gerekenler vardı. Global piyasanın “büyük emtia spekülatörleri, daha doğru tanımla manipülatörleri” kolay paranın tadını aldılar, peşini kolay kolay bırakmayacaklardır. Açlık ya da halk kitleleri onların hiç mi hiç umurlarında değil!
Tarımsal emtialarda fiyatların normale dönmesi “doğal olarak” bir zaman meselesi. Fiyatlar bu denli hızlı çıkınca tarım çok kârlı hale gelecek, hemen her karış ekilebilir arazide üretim yapılacak. Arz artışıyla da bir süre sonra da fiyatlar “makul” seviyelere gerileyecektir. Ancak bunun için dramatik bir kuraklık yaşanmaması kaydıyla birkaç yıla ihtiyaç var.
O zaman kadar ise yapılabilecek en akılcı hareket, manipülasyonu zorlaştırmak için tarımsal emtia kontratlarının hem parasal büyüklüklerinin, hem de işlem yapılması için gerekli olan teminat miktarlarını (borsaların gelirlerindeki kayıpları hiç bakmadan) artırılması olsa gerek.
Asya’yı ayağa kaldıran pirincin Şikago Borsası’ndaki yaklaşık 90.7 tonluk kontratının bugünkü parasal karşılığı 44 bin dolar civarında. Bu kontratta işlem yapmak için yatırılması gereken toplam teminat ise sadece 2.350 dolar. Benzer büyüklükteki buğday kontratındaki teminat ise 10.500 dolar civarında. Buğdayda yaklaşık yüzde 25 olan teminat zorunluluğu, pirinçte yüzde 5 civarında.
Pirinçteki spekülatif harekette teminatın az olması, kontrat piyasasının sığ olması da spekülatörlere, pardon manipülatörlere, yardımcı oluyor. Olan sıradan halka oluyor... Kimin umurunda?
Bir elinde somun bir elinde pirinç...
Haberin Devamı