Dün 2013-2015 yılları için Orta Vadeli Programı (OVP) açıklandı. Programın temel öncelikleri:
“Ekonomik büyümeyi potansiyel seviyesine çıkartmak,
İstihdamı artırmak,
Enflasyonla mücadeleye devam etmek,
Cari işlemler açığındaki düşüş eğilimini sürdürmek,
Yurtiçi tasarrufları artırmak ve böylece makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirmektir” olarak açıklandı.
2012 yıl için yüzde 4 olarak açıklanmış olan bir önceki OVP hedefi 3.2’ye revize edilirken 2012 hedefi de yüzde 5’te yüzde 4’e indirilmiş durumda.
Programın detaylarına bakıldığında “temkinli iyimser” bir politika izleneceği söylenebilir. Her ne kadar Türkiye için “ideal ortalama” kabul edilebilecek yüzde 5’lik bir büyümenin bir kaç yıl daha altında kalınacak ancak “pozitif” büyümenin süreceği varsayılıyor.
Bu yılki zamlardan sonra enflasyonun yüzde 7.4 ile yılı bitireceği, ancak önümüzdeki yıl 5.3’e 2014-15 yıllarında da yüzde 5’e ineceği öngörülüyor. Geçmiş enflasyon hedefini yakalamadaki zaafiyetin önümüzdeki yıllarda da nüksetmesi olasılığı bence yüksek. Zira gerek enflasyon, gerekse de 2013’te Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’nın yüzde 7.1’ine, 2015’te de 6.5’ine gerileyeceği varsayılan cari açığın hesaplanmasında en büyük ithalat kalemimiz olan enerji için petrolün varili; OVP boyunca; 110 dolar varsayılmış. ABD seçimlerinin olduğu bir yılda bile 113 dolar ortalamay yaklaşan Brent petrolünün önümüzdeki yıl İran gerginliğini ve Fed’in Bedava Para Paketleri’ni de göz önüne aldığımızda bu ortalamada gerçekleşmesi olasılığı düşük görünüyor!
Merkezi yönetim bütçe açığının GSYH’ye oranının 2012’de yüzde 2.3 öngörülürken, 2013’te bu oranın 2.2’ye gerilemesi bekleniyor. Bir hesaplamaya varsayılan gelir artışları ve yapılan zamlardan sonra bütçe açığının yüzde 1.5’e yaklaşması mümkünken yüzde 2.2 hedefi kamu harcamalarında sınırlı da olsa bir artış olabileceği izlenimini uyandırıyor. Her ne kadar kamu borcunun GSYH 2013’te yüzde 35’lere düşürülmesi hedeflenirken yerel seçimlerin erkene alınması planlanan 2013 için bu iki hedefin aynı anda tutturulması zor olabilir.
Programın geneline bakıldığında büyümenin sürüdürüldüğü ancak ayağın frenden çekildiği ancak gaza basılmadığı izlenimi oluşuyor. Ben buna “Az gaz” programı demeyi uygun buldum. “Az gaz” yarış terminolojisindeki “throttle”a denk geliyor. Yarış sırasında aracı devirden düşürmeden, mümkün olan en az gaz ile motorun gücünü tekerleklere iletmeye devam etme durumun ifade ediyor. (Dört çeker araçların ayağınız az da olsa gazda olmadığı durumlarda dört çekmemesi gibi bir durum bu!)
Yeni OVP tam da bu durumu ifade ediyor. Ayak gazdan çekilecek ancak kesinlikle “tam gaz” verilmeyecek, olabildiğince kontrollü bir gazla “büyüme yarışı sürdürülecek”!
Az gaz programı olmuş...
Haberin Devamı