Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) toplantısı haftanın indikatörü olacak. 2012’nin son çeyreğinde ECB faiz indirmeliydi. Almanya’nın baskısı ile bu kararını sürekli erteleyen ECB artık köşeye sıkıştı
Avrupa Birliğin’de (AB) geçen hafta açıklanana rekor işsizlik verileri, bir türlü toparlanamayan büyüme rakamları Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz indirimi anlamında elini güçlendiriyor. Gerçi Alman Başbakanı Merkel, ‘AB’nin geneli için düşük faiz talebinin olduğunu buna karşın Almanya’nın daha yüksek faizlere ihtiyacı olduğunu’ söyleyerek uzun zamandan beri ilk defa tartışmaya katılmış ve ‘düşük faize’ bir anlamda karşı olduğunu dolaylı yoldan söylese de Perşembe günkü toplantıda ECB’den bir faiz indirimi gelecek gibi.
Güven ortamı oluşmadı
Önceki aylarda ECB nezdinde tutulan banka mevduatlarına faiz ödemeyi bırakarak bankaların paralarını ekonomiye kanalize etmelerini teşvik etmeye çalışmıştı. Ancak bir türlü oluşturulamayan güven ortamı nedeniyle bankalar ECB’den çektikleri fonları Alman ve Kuzey Avrupa devlet tahvillerine ya da bizim de aralarında bulunduğumuz gelişmekte olan ülkelere yönlendirerek bu salvoyu da savuşturmayı başarmışlardı.
Yüzde 0.50’ye inebilir
ECB’nin bu hafta yapacağı toplantıda yüzde 0.75 olan politika faizlerini 0.50’ye düşürmesi olasılığı bence hayli yüksek. Önceki hafta sonu yapılan G-20 toplantısından Japonya’ya herhangi bir ‘tenkit’ gelmemiş olması da aslında ECB’nin elini güçlendiriyor. Diğer yandan faiz indirimi de tek başına yeterli olmayacak. Zira çok geç kaldılar.
Faiz indiriminin yanı sıra bankaları iyiden iyiye kendinden uzaklaştırmak için; Danimarka’nın yaptığı gibi; bankaların ECB nezdinde tuttuğu mevduata ‘negatif faiz’ uygulaması da devreye girebilir. Böylelikle bankaların ECB’de tuttukları mevduat için üste para vermeleri gerekecek ki bu da bankalar için önemli bir caydırıcı unsur olacak.
Bankalara yeni önlemler yolda
ECB’nin reel ekonomi ile bankacılık sektörü arasındaki akışkanlığı arttıracak önlemler de alması söz konusu olabilir. Nedir bunlar derseniz; ECB varlığa dayalı menkul kıymet alımına gidebilir ki bu da bankacılık sektörünün reel sektöre ve özellikle de konut kredilerine biraz daha esnek bakmasını sağlayabilir.
ECB; Almanya’nın etkisinden kurtulup da bu önlemleri alabilir mi? Meçhul, ancak alınan önlemler her ne olursa olsun reel ekonomiyi kısa zamanda etkilemesini beklemek safdillik olur.
Euronun seyri faiz kararına bağlı
Faiz indiriminin kısa vadede etkisi euro/dolar paritesinde görülecektir. Dolar ve yen karşısında faiz avantajının da yardımıyla ‘güçlü gibi duran’ euronun bu avantajı kapatmasıyla bir süredir koruduğu 1.30’lu seviyelerden aşağı inmesi ihtimali artacak. 1.2950 ilk destek (200 günlük HO). Bu seviyenin kırılması ile asıl önemli destek seviyesi olan 1.2850-70’in test edilme olasılığı artacaktır. Asıl gürültü bu seviyenin kırılması ile 1.2645’e doğru başlayacak yolculuk sırasında çıkacak.
Ola ki ECB; Merkel’in sözünden çıkmaz ve faizleri de indirmez ise euronun 1.3220-50 bölgesini dahi test ettiğini görebiliriz. Yukarıdaki seviyelerin görülmesi birkaç hafta ertelenecek demektir. Bu arada piyasalar 1 Mayıs’ta Fed’in toplantısında faizlerde bir değişiklik beklemiyor, olsa olsa likiditenin devam edeceği yönünde ‘ılımlı’ mesajlar çıkacaktır.
Mayıs yine ‘satış’ ayı olur mu?
Mayıs ayı geldi çattı. Küresel piyasalar için yılın geleneksel “Mayıs’ta sat, uza-Sell in May, go away” dönemine geldik. Gelişmekte olan ülke piyasaları zaten son 8-9 aydır kötü bir performans sergiliyor. Gelişmiş ülke piyasaları daha ‘başarılıydılar’. BIST ise hemen hepsine fark attı.
Nedeni de ‘not artışı’ meselesi. 16 Mayıs’ta Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Obama ile görüşecek. Eğer notumuz artacak ise bu tarihten önce, kötüsünden de Mayıs sonuna kadar gelmesi olasılığının yüksek olduğu fiyatlanıyor. Bu da BIST’in üstün performansını açıklıyor. Bu hafta; 84.139 ile 84.535 arasında geride bıraktığımız boşluğu kapatacak düzeltmeler görsek de güçlenen ‘not artırımı beklentisi’ sayesinde 86.200’lerin test edildiğine şahit olabiliriz.
Avrupa Merkez Bankası faiz indirecek mi?
Haberin Devamı