Altında alım yapılacak seviye yaklaşıyor mu?

Haberin Devamı

Geçen hafta 1.180 doları gören altında 1.150 dolar hâlâ ihtimal dahilinde. Diğer değerli metallerin altındaki düşüşe iştirak etmemesi ‘dibe yaklaşıldı’ sinyali veriyor.

Altının ons fiyatı 6 Eylül 2011’de tarihi zirvesi olan 1.921 doları gördü. Yaklaşık 1 yıl 1.520-1.796 arasında salındıktan sonra 5 Ekim 2012 yılında gördüğü 1.796 seviyesinden bugüne kadar “istikrarlı bir düşüş” trendine girdi. Tarihi rekorlar kırıldığı sırada herkesin “güvenli liman“ ya da “altın 2.400’ü görecek” dediği sıralarda altının yeni rekorlar kırmayacağını ısrarlı bir şekilde dile getirdim. Hatta bunu neredeyse tüm piyasaya ve piyasa katılımcılarına karşı yaptım. İlk hedefim 1.450 dolardı, ancak bu rakamı telaffuz etmeye gücüm yetti.

Asıl hedefim ise 1.280 dolardı ancak bunu dile getirdiğimde bir çok kimseden “küfür ediyorcasına” tepki alınca “resmi hedefimi” 1.450 ile sınırladım! Yanlış anlamayın, ben bildim demek için yazmıyorum bunları.

Önceki yazılarımı okuyanlar altına atfedilen “özel öneme” karşı olduğumu, altını da “sıradan” bir finansal olarak gördüğümü ve aramızdaki “husumeti” bilirler.

Uzun süren altına karşı olma durumum ilk kez geçen hafta yumuşadı. 1.260-1.280 dolar bandı kritik seviyelerdi. Geçen haftaki yazımda bu seviye kırılacak olursa sırada 1.150 dolar var demiştim. Geçtiğimiz Cuma günü Uzakdoğu’da 1.180 dolar seviyesi görüldü ve altın haftayı 1.234 dolar seviyesinden kapattı!

Teknik olarak bakıldığında 1.150 dolar (+/- 10 dolar) seviyesi halen daha resmin içinde.

Ancak geçtiğimiz hafta gümüşün seyri ilginçti. Gümüş altındaki düşüşe katılmadı, hatta haftayı hemen hemen başladığı seviyeden (19.65 dolar/ons) kapattı!

DÖNÜŞ İÇİN 1.150 DOLAR UYGUN SEVİYELER

Gümüşün ve de değerli metaller grubunun diğer üyelerinin (platin, paladyum) altındaki düşüşe iştirak etmemeleri altın fiyatlarında yavaş yavaş dibe yaklaşıldığı izlenimini uyandırıyor. Buna bir de altının çıkarma maliyetleri tartışması başladı ki bu da “altında dibe mi gelindi?” sorusunu gündeme getiriyor! Gerçi altının “küresel ortalama çıkarma” maliyeti muğlak! Dünya Altın Konseyi 930 dolar derken, Cumartesi günkü Vatan Gazetesi’nde yer alan Ufuk Korcan’ın haberine göre en büyük altın üreticisi firmanın ağırlıklı ortalama maliyeti 773 dolar. Wikipedia’da yer alan 10 büyük altın üretici firmanın; ki bunlar yıllık altının yaklaşık yüzde 35’ini üretiyorlar; ağırlıklı ortalama maliyeti 720 dolar. Bu 10 firmanın madenlerinin durumuna göre ons başına “toplam çıkarma maliyetleri” 483 dolar ile 1.009 arasında değişiyor.

Maliyetler bazında bakıldığında daha “inilecek çok yol” var. Ancak teknik analiz 1.150 doların önemli bir destek olduğunu söylüyor. Cari fiyat seviyesinden bakıldığında (1.235 dolar/ons ) düşüş “sınırlı” görünüyor. Bu arada herhangi bir finansal ürün “sonsuz düşmez, sonsuz çıkmaz” prensibiyle, altının da bir yerden dönmesi gerekiyor. Gümüşe de bakarak altında ya cari seviyeler ya da burası olmasa bile 1.150 dolar seviyeleri dönüşün başlaması için uygun seviyeleri olarak karşımıza çıkıyor. (Başımıza taş yağacak, ben altında yükseliş olabilir diyorum!)

Toparlanma 1.450 $’a kadar sürebilir

Cuma günü görülen 1.180 dolar/ons seviyesini dip kabul edecek olursak altının ons fiyatının ilk aşamada 1.325-1.340 seviyesine kadar çıkması olasılığı yüksek! Bu bandın kırılması ilk denemede olmayabilir. Ancak ikinci veya sonraki denemelerde kırılacak olur ise altın 1.450 dolara kadar çıkabilir! Ancak Fed’in gölgesi piyasalarda oldukça bu hareketin kısa zamanda olması düşük bir olasılık.



Cumhuriyet mi çeyrek mi yoksa gram altın mı?

Bu da nasıl bir soru demeyin. Altın yatırımı yapmak isteyenler için külçe (gram) altın, Cumhuriyet, Ata Lira, bilezik ya da altına dayalı borsada işlem gören ve görmeyen yatırım fonları gibi değişik alternatifler var!

Altını yakından takip edenler bilir. Özellikle “çeyrek” altında son zamanlarda dönem dönem “karaborsa” yaşanıyor! Bunun ardında Darphane ve Damga Matbaası’nın “çalışma düzeni” yatıyor. Darphane’ye Salı günü teslim edilen külçe altınlar Perşembe veya Cuma günü “basılı Ata Lira veya Cumhuriyet” olarak veriliyor. Darphane’nin çalışma rejiminden dolayı altının kilosundaki “işçilik farkı 1 kilo altında 20-2.800 dolar arasında değişebiliyor. Geçtiğimiz Cuma günü bu farklar çeyrekte 2.500 dolar (Gramda 5 TL), Cumhuriyet’te 3.000 dolar civarındaydı. Özel rafinerilerde de kiloda 600 dolara kadar çıkıyor bu “işçilik”.

İstanbul Mücevherciler Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Darphane’ye “randevu ile” altın teslim edip,

Darphane’nin “stoklu çalışması” ve külçe teslim edip, hazır basılmış durumdaki altınları almak üzerine bir öneri götürmüş. Ancak bu konuda henüz bir ilerleme kaydedilmediğinden dolayı gerek gram altında olsun, gerekse de “milli altınlarda” olsun “spekülatif işçilik” oluşuyor!

Borsada işlem gören altın fonları avantajlı

Düğünlerde fiziki altın takmak isteyenler olacaktır. Bu fiziksel talebin de yararlanabileceği, ama asıl altını bir yatırım aracı olarak görenlerin, ya da önümüzdeki günlerde altının yükseleceği fikrinde olanların alabileceği bir “başka altın” daha var. O da borsada işlem gören yatırım fonu (BigF) olan “altın”. Alım-satım farkı; BIST’teki hisse senedi fiyat aralıkları kadar ve diğer hiçbir altın formunda olmadığı kadar düşük! Fark sadece 23 kuruş. Çeyrek altında ise işçilik nedeniyle fark şu an 5 TL’ye yakın. Borsada iki adet altına dayalı, bir adet de gümüşe dayalı BigF var!

Bunlar fiziksel olarak altın ve gümüşlerini İstanbul Altın Borsası’ndan alıyor ve onun kasalarında saklıyorlar. Fonların katılma belgeleri de Merkezi Kayıt Kuruluşu’nda kişisel hesaplarda bulunuyor.

Evet, düğünlerde bu fonların katılma belgelerini takamıyorsunuz. Evet, bu fonlarda kazançtan yüzde 10 stopaj var! Ancak altına finansal olarak yatırım yapmak isteyenlerin; fiziksel altında alım-satım yaparken ödedikleri farklar (işçilik), bu olumsuzlukların hepsinin çok çok üzerinde! Fiziksel olarak altın bulundurmak istiyorsanız, siz siz olun BigF’leri ciddi olarak düşünün!

DİĞER YENİ YAZILAR