25 bankanın Avrupa Merkez Bankası’nın yaptığı stres testini geçememesinin, piyasaları etkileme ihtimali zayıf. Ancak Fed toplantısı öncesi ortaya çıkan tablo gerginliği artırır.
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 31 Aralık 2013 bilançoları üzerinden 130 banka için yaptığı stres testini geçemeyen banka sayısı ve toplam sermaye açığı beklentilerinin biraz üzerinde geldi.
25 banka testi geçememiş durumda. Testi geçemeyen bankalardan 9’u İtalyan bankası, Kıbrıs ve Yunanistan’dan 3, Slovenya ve Belçika’dan 2 banka, Almanya, Avusturya, İspanya, Fransa, İrlanda ve Portekiz’den de 1 banka stres testini geçememiş durumda. Bu bankalardan 12’si 2014 yılı için de atılması gereken adımları atmış durumda. Testi geçemeyen ve sermaye açığını gideremeyen 13 banka, önümüzdeki 2 haftada regülatörlere açıklarını kapatmak için ne tür planlarının olduğunu açıklamak zorunda.
Tedbirler işe yaramadı
Bir yılı aşkın süredir devam eden zahmetli süreç, Avrupalı yöneticilerin kıtada bankacılık konusundaki endişeleri yok etmek, bankacılık sistemine olanı güveni yeniden tesis etmek için bir anlamda “son çare” olarak görülüyor. Zira AB’deki “büyüyememe” sorunun temeli olarak bankacılık sitemindeki sorunlar görülüyor. Bankacılık sistemi içinde kim sağlam, kim çürük bilinemediğinden; bir türlü güven tesis edilemiyor. Güven tesis edilemeyince de ECB’nin atmış olduğu adımlar, aldığı tedbirler bir türlü amacına ulaşamıyor.
Uzun bir süredir beklenen sonuçlar açıklandı. Bundan sonra 13 banka il ilgili; aralarındaki en büyük sorun İtalyan Monte Paschi’de olduğu ifade ediliyor; sorunlar şu veya bu şekilde çözülebilirse AB’deki bankacılık sorunu aşılabilecek.
Ancak bunu için AB’nin net bir karar vermesi gerekiyor. O da 2016’ya ertelene bizim BDDK benzeri bir yapının 2016’da mı yoksa daha önce mi kurulacağı kararı. Eğer ertelemeye devam edeceklerse 13 bankadan sermayesini yükseltemeyecek olanlar ne olacak? Bunlara TMSF benzeri bir yapı el koyacak mı, yoksa ülkeler kendi kükümranlık alanlarındaki bankaları kendileri mi halledecek? ECB mi? Eğer ECB ise yaptırım gücü ne? AB için bu soruların cevapları halen daha muğlak! AB’deki problemi yaratan da bu değil mi zaten?
Sorun 10 milyar euroda
Gelelim bu testin bugün ve sonraki günlerdeki sonuçlarına... 25 milyar dolarlık sermaye açığının 15 milyar eurosu karşılanmış görünüyor. Sorun 10 milyar euroda kilitleniyor ki bu rakam piyasaların kaldıramayacağı bir rakam değil! Bu sonuçların, temelde piyasaları olumsuz etkilemesi ihtimali bence düşük.
Yellen’in önemli kararı
Ancak açıklamanın Fed’in bu haftaki toplantısı öncesinde yapılması piyasalardaki gerginliği arttırması ihtimali yüksek. En azından neyn ne olduğu anlaşılana kadar piyasalar bu açıklamayı olumsuz fiyatlayabilirler. Arkasından Fed’in “tarihi toplantısı” 28-29 Ekim’de yapılacak. Fed; parasal genişlemenin finalini ilan edecek! Piyasalar bu toplantıdan geleceğe dair sinyaller almayı umuyor! Neredeyse üç ayrı “okulun” farklı görüşler ifade edeceği toplantıdan benim beklentim Yellen’in ekolünün “galip çıkması”. Yani, “güvercin tavrın” olabildiğince sürdürüleceğinin ifade edilmesini bekliyorum. Ancak bu karar bile piyasaları coşturmaya yetmeyecek.
Euro/dolar paritesi ne olur?
Fed’in kararından önce hisse senedi piyasalarında olmasa bile Euro/dolar ve dolar endeksi cephesinde AB’den gelen stres testi haberleri fiyatlanacak. Haftanın ilk günlerinde doların değer kazanacağı birkaç gün yaşayacağız. Bu değer kazanma TL karşısında çok fazla hissedilmese de Euro karşısında dikkat çekici olabilir.
Teknik olarak önceki hafta görülen 1.2887 seviyesi önemli bir düzeltme seviyesinin de (1.2850 kritik önemdeydi) üzerine çıkıldığı bir gündü ancak üzerinde bir kapanış olmadı! Bu haftanın başında 1.2435’e kadar uzanan, doların değer kazandığı bir hareket görebiliriz.
Yok eğer; piyasalar ECB’nin stres testini “Monte Paschi’yi zaten biliyorduk, kötüsü geride kaldı” diye algılayacak olursa; ben beklemiyorum ama ‘euro’nun değer kazandığını bile görebiliriz. Bu durumda yine 1.2850 seviyesi önemli olacak!
Dolar 2.22’yi test eder
Geçtiğimiz haftanın bizim piyasalarımız açısından en önemli olayı PPK toplantısıydı. Merkez Bankası faizlerde ve zorunlu karşılık oranlarında herhangi bir değişiklik yapmadı. Toplantı öncesinde açıklanan “çekirdek yükümlülüklere faiz verilmesi” kararı yine karmaşık, anlaşılması zor bir mekanizmaya dayandırılsa da borsa tarafından bankacılık sektörü hisselerinde bir ralli yaşanmasına yardımcı oldu. Bu hafta içinde Fed’den gelecek habere göre dolar/TL kurlarında; paritenin de katkısı ile; oynak bir seyir izleyebiliriz. Fed’in “güvercin tavrını” sürdürmesi durumunda dolar/TL kurlarında 2.2250 seviyesi test edilebilir. Aşağısına inilmesi “arızi” olacak, kısa zamanda yeniden 2.2250 seviyesinin üzerine çıkıldığını göreceğiz. Gerek ECB’nin stres testi gerekse de Fed’deki “çatlak seslerin” yükselmesi nedeniyle doların değer kazandığı (DXY endeksinin yükseldiği) bir dönemde 2.2650 seviyesinin test edildiğine şahit olabiliriz. Bu seviyenin aşılması durumunda; her ne kadar bu hafta için beklemiyorsam da; 2.2880 seviyesinin test edilmesi olasılığı artacaktır.