ULUSLARARASI Antalya Altın Portakal Film Festivali’ni düzenleyen Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) yöneticileri Göksel Kumsal, Hüseyin Şanlı ve Birol Kaya hakkında, festival için gittikleri İstanbul’da konakladıkları otelde, birlikte oldukları Türk ve Ukraynalı kadınların otel, içki ve yemek ile kadınlarla ilişki esnasında kullandıkları prezervatif (kondom) paralarını AKSAV’a fatura ettikleri iddiasıyla Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Savcı Osman Şanal’ın hazırladığı iddianamede, sanıkların 5 yıldan 12 yılaü kadar hapis cezasına çarptırılmaları istendi.
Olay, kendisini ’partili bir vatandaş’ olarak tanıtan Kemal A.B.’nin Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Akaydın’a hitaben yazdığı, birer nüshasını da İçişleri Bakanlığı ile Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği ihbar mektubuyla ortaya çıktı. İhbar mektubunda, Başkan Akaydın ve ekibinin çalışmalarını başarılı bulduğu, Başkan Akaydın’ın AKSAV ile ilgili olarak kamuoyunda konuşulanlara kulak tıkamaması gerektiği belirtilerek, AKSAV’da yolsuzluk ve usulsüzlükler yapıldığının herkes tarafından konuşulduğunu iddiası yer aldı.
SEVGİLİLERİNİN ANNELERİ DE KONAKLAMIŞ
Kemal A.B.’nin ihbar mektubunda, AKSAV Genel Müdür Vekili Göksel K., Genel Müdür Yardımcısı Birol K. ile AKSAV İcra Kurulu üyesi Hüseyin Ş.’nin, görevli olarak gittikleri İstanbul’da konakladıkları otelde makul seviyeden çok daha fazla miktarda harcama yaptıkları, hatta otel odasında kondom satın alıp, bunu da AKSAV’a fatura ettikleri, AKSAV’ın parasını kendi zevkleri için harcadıkları öne sürerek, Başkan Akaydın’dan bu rezalete ’dur’ demesinin beklendiği yazıldı. İhbarda, bu görevlilerin otel konaklamalarına sevgilileri ve sevgililerinin annelerinin de dahil olduğu ve bunların parasının da AKSAV tarafından ödendiği ileri sürüldü.
BAŞKAN’IN GÖREVLENDİRDİĞİ KİŞİYİ ’YEMLEMİŞLER’
İhbar mektubunu gönderen Kemal A.B., bu iddiaları araştırmak üzere Başkan Mustafa Akaydın tarafından AKSAV’a gönderilen bir kişinin de ’yemlenip, hovardalık ettirilip, sonra da tehdit edildiğini’ öne sürerek, bu sayede olayın üstünün kapatıldığını iddia etti. Bir dönem AKSAV’da çalışan muhasebe müdürü D.B.’nin faturalardan bilgisi olduğunu, ancak bu kişinin de tehditle susturulduğunu ihbar mektubunda ileri sürüldü.
SAVCILIK İNCELEME BAŞLATTI
Başkan Akaydın’a gönderilen ihbar mektubunun bir suretinin cumhuriyet savcılığına ulaşması üzerine, örgütlü suçlarla mücadeleden sorumlu Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’ın talimatıyla Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü aracılığıyla AKSAV’dan Birol K., Hüseyin Ş. ve Göksel K.’nın hangi tarihlerde il dışına görevli gönderildikleri ve bu kişilere ilişkin harcama faturalarının dökümü istendi. Savcılık, iddialarda adı geçen otellerden de bu kişilerin konaklama bilgilerini talep etti.
PREZERVATİF DE FATURA EDİLMİŞ
Otellerden ve AKSAV’dan gelen bilgiler derlendikten sonra hazırlanan iddianamede, Göksel K., Hüseyin Ş. ve Birol K.’nın geçen yıl festival çalışmaları için gittikleri İstanbul’da konakladıkları otelde beraber oldukları Rus, Ukraynalı ve Türk kadınlarla aynı odada kaldıkları, içtikleri içki, mini bar ve diğer ekstra giderlerinin AKSAV tarafından karşılandığı, hatta bu kişilerin kadınlarla cinsel birliktelikleri sırasında kullandıkları prezervatiflerin bile vakıf tarafından ödendiği kaydedildi.
2 GECE İÇİN 24 BİN LİRALIK FATURA
İddianamede Ukrayna uyruklu T.M., S.A., S.I., Rus uyruklu I.L. ile Türk kadınları G.Ş. ve S.P’nin farklı zamanlardaki tüm konaklama ve ekstralarının Vakıf tarafından karşılandığı, bu rakamın toplamda 24 bin 56 lirayı bulduğunun belirlendiği kaydedildi.
Savcılığın, yazılı olarak detay istemesi üzerine otel yönetimi, geçen yıl yapılan film festivali tanıtım toplantısı için 18- 19 Ocak 2011’de İstanbul’a gelen AKSAV yöneticilerinden Hüseyin Ş.’nın 501 numaralı odada Ukrayna uyruklu T.M. ile birlikte kaldığı, Birol K.’nın ise 435 numaralı odada Ukrayna uyruklu S.I. ile kaldığını, Göksel K.’nın ise Rus uyruklu I.L. ile kaldığını bildirdi. Gelen harcama dökümünde, bu kişilerin odalarındaki mini bardan kullandıkları içkiler ve ile yemek bedellerinin yanı sıra, ilişki sırasında cinsel hastalıklardan ve hamilelikten korunmak için kullanılan prezervatifin ücretinin de fatura edildiği ortaya çıktı.
OTEL ŞİŞİRİLEN FATURADA İNDİRİM YAPMIŞ
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal, bir dönem AKSAV Muhasebe ve Personel İşleri Departmanı’nda çalışan D.B.’nin ifadesine başvurdu. D.B., otelden alınan faturaların şişirildiğini anladığını belirterek, "Otel faturayı gönderince, harcamaların şişirildiğini anlayarak yönetimle görüşüp İstanbul’a gittim. Otel yöneticileriyle görüşmem neticesinde, fazladan kesilen ve şişirilmiş olduğu anlaşılan 8 bin lirayı vakıf borcundan mahsup ettirdim" dedi.
MUHASEBECİ UYARINCA PARAYI İADE ETMİŞLER
Muhasebeci D.B., 2012’de genel bir denetim yapılacağını bildiğini, bu nedenle tüm faturaları incelediğini, incelemeleri esnasında, Vakıf tarafından ödenmemesi gerekirken Vakıf kasasından ödenen giderler bulunduğunu tespit ettiğini, Genel Müdür Vekili Göksel K.’ya durumu aktararak, "Denetimde ortaya çıkar ve bu kişilerden faiziyle birlikte tahsil edilir. Denetime gerek kalmadan bu kişilerle görüşülerek, fazladan ödenen giderleri ödemelerini isteyelim" dediğini aktardı. Muhasebeci B., bu talebinin Göksel K. tarafından kabul edildiğini ve Hüseyin Ş.’nin 10 bin 940, Birol K.’nın da 4 bin 50 lirayı nakden ödediğini anlattı.
Tespit ettiği usulsüz ödemeleri ortaya çıkardığında Hüseyin Ş.’nin otelin faturaları şişirdiğini, yanında ikinci ve hatta üçüncü kişinin konaklamış gibi gösterildiğini söylediğini belirten muhasebeci D.B., "Gerçekten yanında konaklayan bayanın arkadaşları olup olmadığını bilmiyorum. Bayan olduğum için bana söylemekten çekinmiş olabilirler" dedi.
SAVCI 5- 12 YIL HAPİS İSTEDİ
Hakkında 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istenen AKSAV İcra Kurulu üyesi Hüseyin Ş. savcılıkta verdiği ifadede suçlamaları kabul etmeyerek, "1994 yılından bu yana Antalya Altın Portakal Film festivali organizasyonlarının başındayım. Suçlamaların tümünü reddediyorum. İhbar mektubunu gönderen Kemal A.B. ile yüzleşmek istiyorum" dedi.
Hüseyin Ş., İstanbul’da sanat çevrelerine yakın olan otelde yaptıkları konaklama sırasında kendisine ait özel harcamaların otel tarafından sehven AKSAV’a kesildiğini, bunun anlaşılması üzerine 10 bin 940 lirayı AKSAV’a ödediğini söyledi.
"KENDİ HARCAMALARIMI ÖDEDİM"
AKSAV Genel Müdür Yardımcısı Birol K. da savcılıktaki ifadesinde suçlamaları reddetti. Birol K., Ukrayna uyruklu S.I.’nın arkadaşı olduğunu ancak aynı odada kalmadığını belirterek, "İddianamede ismi geçen T.M.’yu tanımıyorum" dedi. Birol K., görevli gittikleri İstanbul’daki oteldeki özel harcamalarına ait 4 bin 50 lirayı AKSAV’a ödediğini açıkladı. Birol K., otelin faturayı şişirip fazladan kestiği 8 bin liranın ise AKSAV’ın otele olan borç hesabından düşüldüğünü vurguladı.
İDDİALAR ASILSIZ
AKSAV Genel Müdür Vekili Göksel K. ise iddiaların asılsız olduğunu, hesapların Vakıflar Genel Müdürlüğü denetmenleri tarafından da incelendiğine işaret ederek şunları söyledi:
"Kayıtlarda aynı odada kaldığım iddia edilen I.L. ile aynı odada kalmadım. Bu bayanın konaklama ücreti olarak AKSAV’a fatura edilen para, itirazımız üzerine otel tarafından Vakfa iade edildi. Yine konaklama ücretleri ödenen Türk uyruklu G.Ş. ise Hüseyin Ş.’nin kız arkadaşıdır. Hüseyin Ş. kız arkadaşının konaklama ücretini vakfımıza ödemiştir."
SAVCININ TESPİTLERİ
Savcı Osman Şanal, Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne çılan davanın iddianamesinde, şüpheli AKSAV yöneticilerinin görevleri nedeniyle zilyetliği kendilerine devredilmiş olan, yine vakıftaki görevleri gereği, koruma ve gözetimi ile yükümlü oldukları vakfın maddi kaynaklarını suistimal ederek, ’vakıf adına ve vakfın görevlendirdiği işler sırasında görev gereği yapılmış giderler’ gibi göstererek kişisel giderlerini vakfa fatura ettirdiklerinin anlaşıldığını yazdı.
Şüphelilerin kendilerinin özel işleri için yapılan giderleri, kullandıkları hileli yöntemlerle vakıf adına fatura edilmesini sağladıklarını ileri süren savcı Osman Şanal, yapılan idari denetim sırasında bu giderlerin şahsi giderler olduğu, bu nedenle vakıf tarafından haksız olarak ödendiğinin tespit edilmesi üzerine şüphelilerin bir kısım parayı nakit olarak vakıf hesabına yatırdıklarını, bir kısım ücreti ise şüphelilerin otel yönetimi ile iyi ilişkilerini kullanarak mahsup ettirdiklerinin saptandığını kaydetti.
Şanal, buna rağmen şüpheliler tarafından vakıf hesabından haksız olarak ödetilen toplam 1066 lira 30 kuruşun ödemesinin ise hala yapılmadığını, bu paranın şüphelilerin uhdesinde göründüğünün anlaşıldığını öne sürdü.
"HARCIRAH ALIYORLAR"
Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal, iddianamesinin sonuç bölümünde şu ifadelere yer verdi:
"Şüphelilerin bu suretlerle defalarca özel masraflarını vakfa ödettikleri, vakfın görevlendirmesi gereğince çıktıkları şehir dışı gezilerinde tüm masrafların vakıf tarafından karşılanmasına rağmen, şüphelilerin ayrıca harcırah ödemesi adı altında vakıftan ödeme aldıkları, kendilerine harcırah olarak ödenen bu para ile görev gereği yapılan tüm harcamaların karşılanması gerektiği ve fakat şüphelilerin hem harcırah aldıkları, hem de yaptıkları tüm özel ve şahsi harcamalarına ve masraflarına konaklama giderlerini vakfa ödettirdikleri, şüphelilerin bu şekilde haksız mal edinirken, hileli yöntem kullanarak resmi bir görev kapsamında değerlendirilmesi amacında görev kapsamındaki giderler arasına fatura ettirdikleri, faturalarda özellikle ayrıntı bulunmadığı, Cumhuriyet Başsavcılığımızca yapılan soruşturma sırasında ayrıntılara ulaşıldığı, şüphelilerin bu haksız mal edinişlerin gizleyerek vakfa fatura ettirdikleri, bu suretle atılı suçu yoğunlaşmış kast altında ve sistematik şekilde işledikleri sonuç ve kanaatine varılmıştır."
Haberin Devamı