Uykusuz gecelerin sorumlusu sizsiniz

Adı, İngilizce internet anlamına gelen ‘net’ ve Amerika’da günlük konuşma dilinde filmler anlamına gelen ‘flicks’ kelimesinden türetilen Netflix, 1997 yılında e-posta sipariş yoluyla DVD kiralama platformu olarak doğdu. Aylık belli bir üyelik ücretini ödedikten sonra web sayfasından seçtiğiniz filmlerin DVD’leri, sizin oluşturduğunuz listeye göre postayla yollanıyor, ne zaman izlerseniz izleyin gecikme ücreti ödemeden filmin size gelen kırmızı zarfıyla birlikte geri yollayıp heyecanla gelecek diğer filminizi beklemeye koyuluyorsunuz. Netflix, sadece DVD kiraladığı, ‘streaming’ (canlı yayın akışı) yapmanın bir hayalden ibaret olduğu zamanlarda bile Amerika’da kısa süre içerisinde popüler kültür unsuru haline gelmiş, “Posta devri bitti” denildiği anda etrafta hızla kırmızı zarflarla gezen insanlar belirmeye başlamıştı.

Oyun da geliyor

Netflix 2018 yılında, halen, DVD kiralıyor hatta bundan para da kazanıyor ancak elbette bu gelir streaming’ten elde edilen kârın yanından bile geçemiyor. Zira dünya çapında streaming yayının 125 milyon üyesi varken DVD aboneliği hizmetinin sadece ABD’de 4 milyon üyesi var. Dolayısıyla bu uçurum gayet normal görünüyor. Netflix’in başkan yardımcısı Steve Swasey 2009 yılında Hürriyet gazetesine verdiği bir röportajda “Avrupa’ya açılacak mısınız?” sorusunu olumsuz yanıtlayıp yanıbaşlarındaki Kanada’ya bile gitmeyi düşünmediklerini söylese de bugün, dünya çapındaki 125 milyon üyesiyle 2020 yılında ilk kez televizyon izleyicisinden daha fazla olacak internet video izlemesi sayısına büyük katkı sağlayacağı su götürmez bir gerçek. Yayın hizmetine yakın zamanda oyun hizmeti de sokacak olan Netflix’in kısa zamanda yakaladığı başarının ürettiği orijinal içeriklere ve sayısız film arşivine bağlanıyor.

Orjinal içerikle en güçlü rakip

Son yıllarda özellikle aktif internet kullanıcılarının reklamlara takılmadan, yüksek görüntü kalitesiyle kaliteli yapımları izlediği Netflix gibi platformlar Türkiye’de de giderek artıyor. Bunların ilk ve en çok tercih edileni ise BluTV. Masum, 7yüz, Dudullu Postası, Börü gibi popüler dizileri reklama takılmadan izlemenin tek yolu. Son zamanlarda herkesin konuştuğu ‘yabancı kalitesinde yerli diziler’i ‘Googleladığımızda’ karşımıza çıkan ilk isim olan BluTV internete bağlanabilen her türlü akıllı cihazınızdan erişip sayısız içerikle kendi dijital televiyonunuzu oluşturabileceğiniz bir platform görevi görüyor. Dizi, film, canlı televizyon yayını ya da belgesel... Ruh haline göre, yayın saati beklemeden dilediğiniz içeriğe ulaşabiliyor, BluTV özel yapımlarının yanında yerli-yabancı farklı dizi, film ve belgesellerin tadını çıkarabiliyorsunuz.

1. Netflix’in 125 milyon kullanıcısının yüzde 51’ini ABD’li kullanıcılar oluşturuyor, bu da ABD’de yetişkin nüfusun yüzde 54’ünün Netflix izleyicisi olduğunun göstergesi.

2. Netflix’in dünya çapında 5 bin 500 çalışanı bulunuyor.

3. ABD’de Netflix üyelerinin yüzde 23’ü, günde en az 1 defa Netflix’ten herhangi bir içerik izliyor.

4. Netflix 2018 yılının toplamında yeni içeriklere 8 milyar dolar harcayacak, reklam giderlerine ise 2 milyar dolar harcamayı planlıyor.

5. Netflix, ABD’deki yoğun internet trafiğinin% 37’sinden fazlasını oluşturuyor.

6. Kullanıcıların üçte ikisi hesaplarını başkalarıyla da paylaşıyor.

7. Kullanıcıların yüzde 54’ü Netflix kullanma sebeplerini fiyat-performans oranıyla açıklıyor.

8. 2018’de Forbes’un Dünyanın en yenilikçi 100 şirketi listesinde 6., Dünya’nın en değerli 100 şirketi sıralamasında ise 55. oldu.

9. Avustralya’da Netflix’ten sonra torrent kullanımında 2015’de %15 düşüş yaşandı.