Tüm mücadelem kızımın gülüşü için
Eşi Hasan Karabulut’u öldürdükten sonra kefaletle tahliye edilen Çilem Karabulut, ailesi ve kızıyla sabaha kadar uyumayıp hasret giderdi.
ADANA’da kendisini fuhuşa sürüklemek istediğini öne sürdüğü eşi 33 yaşındaki Hasan Karabulut’u tabancayla vurarak öldürdüğü gerekçesiyle 15 yıl hapis cezasına çarptırılan ve dün akşam 50 bin lira kefaletle serbest bırakılan 24 yaşındaki Çilem Karabulut, özgürlüğünün ilk gecesinde kızı ve ailesiyle sabaha kadar oturup hasret giderdi. Kızı Mira’yı bir an olsun kucağından indirmeyen, mutluluğunu gece boyunca ailesi ve akrabalarıyla paylaşan genç kadın, yerel mahkemenin verdiği 15 yıllık hapis cezasının Yargıtay’daki sonucunu beklemeye başladı. Avukatı İsa Ayanoğlu da, cezaevinde olduğu için öldürdüğü eşinin soy isminden kurtulmak için bugüne kadar bir girişimde bulunamadığını, kızlık soy ismini kullanmak için birkaç gün içinde Nüfus Müdürlüğü’ne dilekçe ile başvuracağını söyledi. İşte Çilem’in açıklamaları:
- Tüm mücadelem kızımın gülüşü için. Mücadelemiz devam edecek. Kadınlarımız için mücadele edeceğiz. Biz, yine kirpiğimiz yere düşmesin diye mücadele edeceğiz. Tekrardan ’Kadınlar ölmesin’ diyeceğiz..
- Tahliye olduktan bu saate kadar hiç uyumadık, anne, babam, akrabalar ve çocukla birlikte. Arkadaşlarımız avukatlarımız bizi ziyaret etti, hiç yalnız bırakmadılar. Çok mutluyum, hâlâ bir sevinç içindeyiz.
- Özgecan’ın öldürüldüğünü duyduğumda, ben yoğun şiddet görüyordum. Kendisine (eşine) bu olayı anlattığımda bana tepkisi, ’Kim bilir ne yaptı da öldürülmeyi hak etti, iyi oldu’ olmuştu. ’Ben hak ediyor muyum, dayağı, şiddeti?’ demiştim. ’Kimse öldürülmeyi hak etmiyor’ demiştim. Onun için bana bir saldırısı olmuştu. Bir katil olduğu için, Özgecan’ı da öldüren bir katil olduğu için, kendi cinsinden bir insan olduğu için Özgecan’ı öldüreni savunuyordu.
Dövmenin aynısı eşimde de vardı
Sol kolundaki melek ve insan figürlü dövmeyle ilgili de açıklama yapan Çilem Karabulut, “O dövme eşimde de vardı. Evlilik sürecinde ben de aynı dövmeyi yaptırmıştım. Bir anlamı yoktu. Hoşumuza gitmişti, yaptırmıştık” dedi.
‘Tişört gerçekten tesadüf’
Cinayet sonrası polise teslim olduğunda üzerinde ’Verdiğin bütün dersler için teşekkür ederim sevgili geçmiş’ yazılı tişörtle ilgili de konuşan Çilem Karabulut, şunları anlattı: Olay günü kıyafetimi teslim etmek zorundaydım. Terledim, yorulmuştum. Üzerimde bir kapri ve tişört vardı. Uygun değildim, savcının hakimin karşısına çıkacak şekilde. Olay sırasındaki kıyafetleri teslim etmek zorunda olduğum için aileme haber gönderdim, kıyafet istedim. Annem, polislerin yardımıyla bir mağazadan 5 liralık bir tişört alıyor. Annemin okur yazarlığı yok zaten. Tişörtü ve bir eşofman altı getirdi, bunları giydim. Adli Tıp Kurumu’nun önünde basını gördüm, herkes gülümsüyordu. Yanımdaki polisler üzerimde ne yazdığını bilip- bilmediğimi sordu. Ben o an hayatta kalmanın sevincini mi yoksa çocuğumun babasının ölmesine bilemiyordum. Tişörtte ne yazdığını bilmiyordum. Ben İngilizce bilmiyorum. Sadece ’I am’ yazıyor, liseden kalma bilgimle bunun ben anlamına geldiğini biliyorum. Tişörte bakıp gülümsüyorlar, ben de onlara gülümsedim. Tişörtün üzerinde ne yazdığını hâlâ bilmiyordum. Cezaevine girdiğimde arkadaşlar tişörtü sordular, güldüler. Ne var diye sordum. İngilizce çevirisini bana söylediler. O an çok kötü oldum, çünkü tasarlayarak giymişim, öldürmüşüm gibi değerlendirilebilirdi. Çok korktum. Sonraki sabah babam cezaevine görüşe geldi, ben de emanete teslim edip tişörtü babamla gönderdim.”