Tezkere oylamasından "savaşa hayır" çıkabilir
Dev-Yol saflarından AKP'ye uzanan bir siyaset yaşamı olan Sakarya Milletvekili Gündüz "50'ye yakın AKP'linin tezkereye ret oyu vereceğini sanıyorum" diyor
Süleyman Gündüz, AKP Sakarya Milletvekili. 1961 Trabzon doğumlu ve ilk gençlik yıllarında Devrimci Yol örgütü sempatizanı olarak siyaset yapıp bu örgütteki bölünme sonrası Devrimci Sol'a kaymış. Üniversite eğitimi için Erzurum'a gidince İslamcı düşünceyle "tanışmış". Trabzon'daki "solculuk" günlerinde bile aksatmadan orucunu tutacak kadar geleneklerine bağlı olduğu için geçiş sürecinde zorlanmamış. Savaş karşılı organizasyonlarla Bosna'dan Kosova'ya; Filistin'den Çeçenistan'a kadar dünyanın kanayan her bölgesine koşmuş. Salı günkü oylama öncesi "tezkere" sıkıntısını en fazla çeken miletvekillerinin başında gelen Gündüz'ü İstanbul Kağıthane'deki evinde ziyaret ettik.
"Tezkere" oylamasında "Savaşa hayır" karan çıkar mı?
Böyle bir ihtimal var. Sayın Genel Başkan'ın da söylediği gibi bu konuda bir grup kararı olmadığı için 50'ye yakın AKP milletvekilinin ret oyu verebileceğini sanıyorum.
Siz Saraybosna'dan Kosova'ya; Filistin'den Çeçenistan'a kadar savaşın dehşetini birebir yaşayan biri olarak tezkereye "evet" diyecek misiniz?
Olağanüstü bir gelişme yaşanmaması kaydı ile bu tezkereye "hayır" oyu vereceğim. 20 yüzyılın neredeyse tüm savaşlarına "tanıklık" eden biri olarak biliyorum ki; en kötü barış en iyi savaştan iyidir. Sonuç ne olursa olsun, yaptığımız acılara tutunmak ve
yaraya tuz basmak olacak.
Oylama öncesi gergin misiniz?
Olmaz mı? Bir yanda 'Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz" söylemi ve unutulmaz tarihi bağlar; öte yandan saldırmaya kararlı bir süper güç? Aslında hepimizin kafası çok karışık.
Irak fotoğrafını önünüze koyduğunuzda ilk aklınıza gelen ne?
1986'da İran-Irak savaşını başlatan Saddam'dı ve bu saldırıyı "Batı" ya danışmadan başlattığına hiç inanmadım. 1991'de de ABD'nin bölgeye gelmesine neden olan Körfez Savaşı'nı başlatan Irak ve lideriydi. Bugüne bakıyoruz, yine direnen ve savaşı "kışkırtan" bir Saddam var. ABD'nin bölgeye yönelik politikalarını "petrol" basitliğine indirgemeden, stratejik hedeflerin maşası bir CIA ajanı Saddam mı var sorusu hep aklımda.
Yani Saddam CIA ajanı mı?
Kanıt olmadan böyle bir iddiayı öne süremem. Ama kimse de "Saddam CIA ajanı değildir" diyemez.
Bir dönem merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın da danışmanlığını yaptınız, şu anda hükümet o olsaydı durum ne olurdu?
Savaş başlamış ve acılar çoktan yürekleri dağlamaya başlamıştı.
Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya'yı iyi bilen biri olarak, Türkiye'nin durumu nasıl görünüyor?
Türkiye, demokratik refleksler ve düşünsel gelişim konusunda bölgenin hiç kuşkusuz lideri ve bu durumu Atatürk'e borçluyuz. Bir imparatorluğun mirasçısıyız ve Sayın Kamran İnan'ın hayal ettiği "hayır diyebilen Türkiye" den bugün pazarlık yapabilen Türkiye'ye geldik. Bu çok önemli.
Irak üzerine para pazarlığı...
Türk ve dünya basınının bilerek ya da bilmeyerek ABD medyası tarafından yönlendirildiğine inanıyorum. Amaçlanan "Türkiye sadece para pazarlığı yapabilecek kadar kişiliksiz politika yürütüyor" imajıyla Türkiye'nin önünü kesmek. Hükümetin de medya ile ilişkilerde zayıf olduğunu düşünüyorum. ABD'ye verilen 100 sayfalık dosyanın sadece 15 sayfası ekonomik sorunlara ayrılmışken, sanki dosyada başka konu yokmuş havası veriliyor. Hükümet dosyanın siyasi boyutlarını da halkla paylaşmalı.
Özel hayatınıza dönersek, soldan sağa geçiş sancı yarattı mı?
Hayır, çünkü Karadeniz solcuları geleneklerinden hiç kopmadı. İçlerinde namaz kılanlar da vardı, oruç tutanlar da. Ben de onlardan biriydim, Trabzon'dan Erzurum'a gidişim Islamla yüzleşmem sancı yaratmadı.
Son soru; tezkere oylamasında hangi sonuç sizi daha çok üzer?
Sanırım her ikisi de üzebilir, her ikisi de sevindirebilir.
Sonuçları ne olursa olsun "savaşa evet" diyen bir Meclis'in üyesi olarak tarihe geçmek...
Savaşın her "pisliğini" bilen biri için dayanılamayacak kadar "kötü".