Su yoksa gelecek hayali de yok!
Birkaç on yıl içinde su fakiri bir coğrafyada yaşıyor olacağız. O yüzden suyun gerçek değerini onu kaybetmeden anlamalıyız.
Afrika’daki çileli su yolculuğuna tanıklık ettikten sonra hayatını baştan aşağı değiştiren bir sivil toplum çalışanı o. Tanzanya’da konuk olduğu Mta Kbu Mwta köyünde susuzluğun ne demek olduğunu birebir yaşamış. O 6 kilometrelik su yolculuğunu Fatima ile adımlamış. Sonra da “Köye nasıl su getiririz?” sorusunun peşine düşüp, topladığı yardımlarla köye sondaj kuyusu açtırmış. “Sanki uzun yıllar köyü kaplayan kış, bir anda yerini bahara bırakmıştı. Yaşlılar sevinçten ağlıyor, çocuklar bana sarılıyordu. Kimi de tavuğunu Türkiye’deki bağışçılara götürmem için bana vermeye çalışıyordu” diye anlatıyor köydeki çeşmeden suyun ilk aktığı anı Hayri Dağlı.
Derneğin suya kavuşturduğu köyün ortasına inşa edilen çeşme, çocukları tehlikeli su yolculuğundan kurtardı.
Afrika’daki “akıllı köy”
O sevinç, Dağlı’nın yaşam rotasını da değiştirmiş. Benzer sorunları yaşayan Afrika’daki diğer köyler için yeni bir yola çıkmış. Kurduğu IDEA Universal Derneği’ne inanan bağışçılar sayesinde susuz 85 köyü, elektriğini güneşten sağlayan, güneş enerjili pompayla yer altı suyundan sebze-meyve üretebilen “akıllı köy”e çevirmiş. Dernek, Afrika ve Asya’daki yoksul ülkelerde 168 bin insana su, gıda, enerji ve eğitim sağlamış. 20 yeni köy için de çalışmaları sürüyor.
Afrika’daki köylerde günlerce kalan Dağlı’ya, suyun orada ne anlam ifade ettiğini sordum. Yanıtı, 22 Mart Dünya Su Günü’nde henüz suyunu yitirmemiş bu coğrafya insanı için uyarı niteliğindeydi: “Orada suyu her damlasına dikkat ederek kullanmaya başlıyorsunuz. Bazen yarım kova suyla tüm ihtiyaçlarınızı gidermek zorundasınız. Hatta o suyu da bir yerde biriktirip bahçenize ağacınıza veriyorsunuz. Köydeki çeşmeye su geldiğinde bazen fotoğraf için çocuklardan musluğu açmalarını istiyorum. Boşa akacak diye çekinip açmıyorlar. Suyun bitmesinden o kadar korkuyorlar ki! Çünkü orada susuzluğun, gıda yoksunluğuna; yoksulluğa, eğitimsizliğe, karanlığa neden olduğunu çok canlı bir şekilde deneyimliyorsunuz. Su olmayınca hayal bile kurulamadığını görüyorsunuz. Çocuklar bugünü atlatabilme derdinden yarını düşünemiyor. Kimseye büyüyünce ‘Ne olacaksın’ diyemiyorduk o köylerde. Çünkü yarına dair bir hayal yoktu.”
Suyun köy çeşmesine ilk geldiği an en büyük mutluluğu çocuklar yaşıyor.
Formula 1 pistinde yürüyüş
Şimdi, suya kavuşan o köylerde gözle görülür bir değişim yaşanıyormuş. Tarım yeniden başlayınca açlık azalmış. Günde 15 saat elektrik sağlayan güneş kitleri sayesinde çocuklar tekrar eğitim alabilir hale gelmiş. Değişimin köylerde çekilen fotoğraflara dahi yansıdığını söyleyen Dağlı, akıllı köylere ek olarak, gıda yoksunluğunu azaltabilmek amacıyla meyve bahçeleri projesine yoğunlaştıklarını anlatıyor. Bu kez bağışçılar, çeşmelerin yanı sıra bölgedeki meyve ağaçlarına da isim verebilecekmiş.
Aslında su olmayınca hayallerini yitiren o coğrafyayla empati kurabilmek, gölleri ve nehirleri kuruyan, su kaynakları kirlenen, su ayak izini önemsemeden yaşayan bizler için oldukça önemli. Dernek de bu empatiyi sağlamak için, su dolu kovalarla Tuzla’daki Formula 1 pistinde yarın bir yürüyüş gerçekleştirecek. 6 kilometrelik o yürüyüşe katılanlar bir kova su için çekilen ızdırabı, kısa süre de olsa deneyimleyecek.