Sosyal medyadaki meydan okuma akımı çocukların hayatını tehdit ediyor!
Son zamanlarda sosyal medyada hızla yayılan ‘challenge’ (meydan okuma) akımı, çocuk ve gençlerin sağlığını, hatta hayatını ciddi şekilde tehdit ediyor.
Son yıllarda sosyal medya kullanımı küçük yaşlara kadar düştü. Çocuklar gündelik yaşamlarında artık Instagram ve Tik Tok gibi popüler sosyal medya uygulamalarında vakitlerini harcıyor. Artan dijital uygulama ve sosyal medya kullanımı, beraberinde tehlikeyi de getiriyor. Uygulamalardaki ‘challenge’ (meydan okuma) akımı çocukları birbirleri üzerinde rekabete ve güç gösterisine iterken tehlikeli akımlar can alıyor.
Milyonların kullandığı sosyal medya platformu Tiktok’taki “Ne kadar süre nefessiz kalabileceksin” meydan okuması, dünya genelinde son 18 ayda 20 çocuğun ölümüne yol açtı.
Geçtiğimiz günlerde İngiltere’de kimin daha uzun süre hastanede kalabileceğini görmek için aşırı dozda ‘parasetamol’ alan çocukların aileleri, sosyal medya ‘challenge’ı konusunda ülkenin güvenlik güçleri tarafından uyarıldı.
ABD’de ise, sosyal medyada yer alan “Blackout Challenge” (Bayılma Oyunu) isimli içerik nedeniyle çocuğunu kaybeden annelerden biri olan Annie McGrath, YouTube ve TikTok’taki içerikler konusunda ebeveynleri uyardı.
McGrath, “Çok geç olana kadar bir şeylerin ters gittiğini bilmiyordum” dedi. “Blackout Challenge” bayılma oyunu, boğulma oyunu (choking game) gibi isimlerle anılıyor.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan olayda, sosyal medyada gördüğü ‘kolonya yakma’ videosunu denemek isteyen 11 yaşındaki F. K. alevler içinde kalarak ölümden dönmüştü.
‘KOLONYA YAKMA!’
Türkiye’de de sosyal medyada gördüğü ‘kolonya yakma’ videosunu denemek isteyen 11 yaşındaki F. K. kolonya döküp, elindeki çakmağı ateşleyerek yaralandı. Türk uzmanlar da sosyal medyadaki tehlikeye karşı ebeveynleri uyardı.
Genç ve çocuk psikiyatristi Doç. Dr. Veysi Çeri, sosyal medya kullanımının dönem dönem farklı sorunları gündeme taşıdığını söyleyerek, şunları aktardı:
“Çocuklar sokakta oyun oynadığında da rekabet içinde ancak rekabet son zamanlarda sosyal medyada yanlış yönlendirecek şeylere zemin hazırlıyor. Bunu yapanlar çocuk ve gençlerde ciddi bir rekabet dürtüsü olduğunu biliyor ve çocuğun hayatını tehlikeye sokan sonuçlara girişebiliyor. Sokağımızda olan insanlarla girişebileceğimiz rekabet aşağı yukarı belli. Sosyal medyada ise dünyanın dört bir yanından ne olduğunu bilmediğimiz belki de sokakta çocuğumuzu teslim etmeyeceğimiz insanlarla çocuklar bir araya gelebiliyor. Böyle bir tehlike söz konusu. Ben ailelere ‘Bilmediğiniz bir mahalleye çocuğunuzu bırakır mısınız?’ diye soruyorum, ‘Asla hocam’ diyorlar ama sosyal medya böyle bir yer. Tanımadığınız sokağa çocuğu bırakıyorsunuz.
Çocuğun karşısına kimin çıkacağını bilmiyoruz. Gerçek hayatta hiçbir kötülüğü olmayanlar sanal alemde gizlenmişliğin verdiği destekle vicdansızlaşabiliyor. Akran zorbalığından türlü sanal zorbalıklara kadar çocuğu duygusal açıdan kötü etkileyen olaylar olabiliyor. Dönem dönem ortaya çıkan ‘challenge’lar da durumu daha kötüye getirebiliyor.
‘DOĞRU ZANNEDİYOR’
Doç. Dr. Çeri konuyla ilgili yaşadığı bir olayı anlatarak, şöyle devam etti:
“Çocuğun birisi sosyal medyaya peri gibi uçuyor şeklinde bir şeyler atıyor. Tabii bu efektlerle yapmış. Benim bizzat gördüğüm çocuk bu gördüğü şey üzerine peri gibi uçabileceğini zannediyor. Yaş küçüldükçe çocukların sanal ortamdaki gördükleri küçük hileleri fark etme ihtimalleri de düşüyor. Gördüklerini doğru zannedebiliyorlar. Gerçek dünya ile sanal dünyayı birbirinden ayırt etme ihtimalleri düşüyor.
Bundan dolayı 15 yaşından önce çocukların hiçbir suretle ekranlara tek başına maruz kalmaması gerekiyor. Mutlaka bir yetişkinin gözlemi altında olması gerekiyor. Göz hizasında olunmalı. Ekrana sürekli bakılmasa bile başını çevirdiğinde neler dönüyor görülmesi gerekiyor.”
ÖLÜMLE YA DA YARALANMA İLE SONUÇLANABİLİYOR
Geçtiğimiz yıl Eylül ayında çocukların ölümüne neden olduğu için hakkında TikTok’a dava açılan tehlikeli ‘bayılma’ meydan okuması İskoçya’da 14 yaşındaki bir çocuğun ölümüne sebep oldu.
ABD’de 12 yaşındaki bir çocuk TikTok’taki ‘Blackout Challenge’ adıyla bilinen dayanıklılık meydan okuması sonucu nefessiz kalarak yaşamını yitirdi.
Brezilya’da 7 yaşında bir çocuk, bir “cesaret” videosundan etkilenerek bir deodorantı içine çekmiş ve hayatını kaybetmişti.
“Toplam kullanıcı sayısı 62 milyon olmakla birlikte çocukların kullanım süreleri yüksek. Kişi başına düşen ortalama kullanım üç saatin üzerinde. Bağımlılık sorununun önüne geçmek ve denetim sağlayabilmek için ailelerin alması gereken tedbirler var. Cihazlarda zaman sınırlamaları ve otomatik kapatma ayarları yaparak çocukların ekran süreleri sınırlanabilir. İçerik filtreleri ekleyerek uygunsuz içeriklere erişim engellenebilir.
ZAMAN SINIRLAMASI YA DA OTOMATİK KAPATMA
Marmara Üniversitesi öğretim üyesi, dijital iletişim uzmanı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, Türkiye’de sosyal medyanın bağımlılık durumuna geldiğini belirterek, şunları söyledi:
‘KENDİNİ İSPATLAMAK’
Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi’nden uzman klinik pskikolog Aybeniz Urhan da çocukların ‘challenge’lara katılma isteğinin temelini anlatarak, “’Challenge’ların yapılma amacı çocuklar arasında kendilerinin daha iyisini yapabildiğini ispatlamak. Amaç, karşı tarafa, arkadaşlarına, sosyal çevrelerine karşı ‘yapabilirim, yapabiliyorum’u fark ettirmek. Eğer yapamazlarsa ‘Sana challenge okudum ve sen bunu yapamadın’ oluyor. Arkadaşları arasında popülerlik ve özgüvenleri için de bunu yapabilmek istiyorlar. Çocukları ‘challenge’ çılgınlığından korumak için öz değerlerine döndürmek gerekiyor. ‘Ben bunu yapsam da yapmasam da değerlerimden bir şey ispat etmek zorunda değilim’ gibi noktalarda çocuğun kendisini yeterli ve değerli hissettirilmesi gerekiyor ki challenge çılgınlığından korunabilsin. Ailenin de bunu çocuğa hissettirmesi gerek ki çocuk neyi yapıp neyi yapmaması, neyin kendi için yararlı ve zararlı olduğunu fark etmeli” dedi.
Nasıl önlem alırsınız?
Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Merkezi (SODİMER) Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan da ailelerin alabileceği önlemleri sıralayarak, şöyle konuştu:
“Çocuklar sosyal medyanın karanlık bölgelerinde çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalabilirler. Bu yüzden teknik olarak bazı ebeveyn kontrol sistemleri var. Bununla beraber ekran kilitleme sistemleri mevcut. Burada asıl önemli olan çocuğun bilinçlendirilmesi. Çünkü kontrolsüz ortamlarda çocuklar istedikleri yerlere girebilirler. Anne ve babanın çocukların sosyal medyadaki dijital ayak izlerini takip etmelerini önemsiyoruz.
Youtube’da çocuk alanının aktive edilip kullanılması etkili olabilir. Bunun yanı sıra TikTok adı verilen çok moda olan sosyal medya aracının istenmeyen birçok probleme yol açtığını da ifade edelim. Çocukların ekran saatleri kontrol edilebilir. Yasaklama, engelleme, ceza verme yerine anlaşma ve iş birliğine gitmeyi önemsiyoruz.”