Sonsuzluk kütüphanesinin en güzel rafına yolculuk
Türk basınının duayen ismi, ‘kelimelerin efendisi’ gazeteci-yazar Çetin Altan’ı dün son yolculuğuna uğurladık.
Türk basınının duayen ismi olan ve ‘kelimelerin efendisi’ olarak anılan gazeteci-yazar Çetin Altan sonsuzluğa uğurlandı. Önceki gün tedavi gördüğü Fatih Üniversitesi Maltepe Tıp Fakültesi Hastanesi’nde solunum yetmezliği ve septik şok nedeniyle 88 yaşında hayatını kaybeden Çetin Altan için ilk tören saat 11.00’de ‘Şeytanın gör dediği’ adlı köşe yazdığı Milliyet Gazetesi’nin Çağlayan’daki binasında yapıldı.
Milliyet’in önünde tören
Milliyet Gazetesi önündeki törene Altan’ın oğulları Mehmet Altan, Ahmet Altan, kızı Zeynep Bakan, torunları Sanem Altan, Kerem Altan, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Demirören, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila ve gazete çalışanları katıldı. Burada anılan Altan, çalışma arkadaşlarından helallik alındıktan sonra Teşvikiye Camii’ne uğurlandı.
Arkadaşları uğurladı
Teşvikiye Camii’nde cenaze törenine basın, edebiyat, siyaset, iş ve sanat dünyasından bir çok isim katıldı. Cenaze törenine katılanlar arasında Altan’ın yakın arkadaşı CHP eski Genel Başkanı Altan Öymen, CHP Genel Başkan Yardımcıları Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu, Akif Hamzaçebi, HDP Milletvekilleri Hasip Kaplan, Garo Paylan, Altan Tan’ın yanı sıra Bülent Eczacıbaşı, Gençay Gürsoy, Ercan Karakaş, Kadir İnanır, Halit Kıvanç, Demet Akbağ, Bedri Baykam, Sezen Cumhur Önal, Yaşar Okuyan gazeteciler Asaf Savaş Akat, Şükran Soner, Nebil Özgentürk, Murat Belge, Bekir Coşkun, Coşkun Aral, Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Can Dündar, Cengiz Aktar, Nazlı Ilıcak, Derya Sazak gibi birlikte çalıştığı arkadaşları da yer aldı.
‘Babasını kaybetmeyen anlayamaz’
Cenazede çok üzgün olduğu görülen ve Altan Öymen’e sarılarak bir süre ağlayan Altan’ın kızı Zeynep Bakan, “Sizlerle bir yere kapanıp aylarca konuşmam lazım. Sizin istediğiniz türden benim bir şey söyleyecek durumum yok şu anda. Duygularım çok karışık. Bir yandan inanamıyorum... Babamdı. Babasını kaybetmeyenler şu anda beni anlayamazlar” diye konuştu.
En zor veda
Sevenleri ve arkadaşlarının katıldığı cenaze töreni Teşvikiye Camii’nde ciddi bir yoğunluk yaşamasına neden oldu. Burada Altan’ın oğulları Ahmet Altan, Mehmet Altan ve kızı Zeynep Bakan taziyeleri kabul etti. Altan’ın çocukları tek tek cenaze başına gelerek babalarına veda ettiler. Altan Ailesi fertlerinin oldukça üzgün olduğu gözlendi.
‘Çok iyi bir babaydı’
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin de Altan ailesine başsağlığı dileyerek, “Yakın tarihimizin çok önemli bir şahsiyeti, iyi bir yazar, iyi bir edebiyatçı ve iyi bir siyasetçiydi. Aynı zamanda çok iyi bir babaydı. Demokrasi ve özgürlük konusundaki mücadelesi hiç unutulmayacak” diye konuştu. Çetin Altan’ın cenazesi, öğle vakti kılınan cenaze namazına müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.
6 Aralık 2014’teki ‘Rüyalar' yazısından ölüme dair...
Bir Fransız yazarın ünlü bir sözü dökülebilir dudaklarınızdan:
- Bir insan kaç hayatla yaşamışsa, o kadar ölümle de ölür.
***
Gençken pek değerlendiremediğim bir sözdü bu...
Her genç gibi ben de tek hayatla yaşandığını sanırdım.
Meğer pek öyle değilmiş.
***
Sen istesen de istemesen de farkına varmadan bitiveren ve farkına varmadan başlayıveren değişik sinemalardan geçiyorsun...
***
Vaktiyle babanın elinden tutarak dolaştığın Tunca ile Meriç kıyıları yerlerinde dursa da elinden tuttuğun o genç adam, Merdivenköyü mezarlığında gitgide eskiyen bir taş şimdi...
Kerimecik de öyle...
***
Uzun yıllardır ilgilenmediğin bir dolabı açıverdiğinde...
Vaktiyle yaşamış olduğun bir eve giriverdiğinde...
Kırk yıl önce yazmış olduğun bir yazıyı okuyuverdiğinde...
Can dostu çocuklarının küçüklük resimlerine bakıverdiğinde...
İçindeki anı ormanlarının sararmış yapraklarından üşümüş mutlulukların ürpertici rüzgârları geçiyor.
***
Ressamlar, heykelciler, müzikçiler, yazarlar, tiyatro ve sinema sanatçıları, sürdürmek için bazen aralarında şah yapıtların çıktığı oyuncaklar yapıp dururlar kendilerine...
Onun için büyümeden yaşlanmanın “sadece kendilerine malum” hiç bitmeyen bir lunaparkında dolaşırlar.
***
Ve görürler ki her salıncak, her inişli çıkışlı kızak, her dönme dolap, birbirine eklenen birer ayrı dönemmiş.
Çocukluklarını yitirmeseler de yaşadıkları değişik hayatların bitimiyle öle öle bir gün yitirirler ömürlerini...