'Savcı olarak mı baba olarak mı?'
'Kesik baş' cinayeti savcısından yürek burkan açıklama
Türkiye’yi sarsan, Isparta Yalvaç’taki kesik baş cinayetinde davanın savcısı Osman Çabuk, “Kanaatime göre bebek Nurettin Gider’den. En kısa zamanda bebeği görmeye gideceğim. Yanına bir baba olarak mı bir savcı olarak mı gideceğim bilemiyorum ama başından beri merhamet gösterdim” dedi.
Türkiye geçtiğimiz aylarda Isparta’nın Yalvaç ilçesinde yaşanan tecavüz cinayetiyle sarsılmıştı. Kan donduran olayda, evli ve 2 çocuk annesi Nevin Yıldırım, kendisine silah zoruyla tecavüz ettiğini ileri sürdüğü 2 çocuk babası Nurettin Gider’i av tüfeğiyle vurmuş, Gider’in kafasını kesip “millet kelle görsün” diyerek köy meydanına atmıştı.
26 yaşında tecavüzcüsü olduğunu ileri sürdüğü Nurettin Gider’i öldürmekten tutuklanan Nevin Yıldırım, önce tecavüz sonucu hamile kaldığı bebeğe sahip çıkmayacağını söyledi, bu açıklamasının üzerinden aylar sonra da 3 buçuk kilo ağırlığında bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Talihsiz bebeğin akıbetinin ne olacağı düşünülürken Nurettin Gider’in eşi Kezban Gider bu soruya cevap niteliğinde bir adım attı. “Çocuğa sahip çıkmak istiyorum” dedi. Ancak yasalar Kezban Gider’in bu talebini reddetti. Çünkü bebeğin gerçek babasının kim olduğu DNA testinden gelecek sonuca bağlıydı.
‘Bebek Nurettin’den’
İşte bu süreçte tüm gözler ve kulaklar DNA testinden gelecek sonuca odaklanmışken davaya bakan Yalvaç Cumhuriyet Savcısı Osman Çabuk’dan tahmini zor olmayan açıklamalar geldi. Bugüne kadar yaptığı araştırmalar ve ifadelerden yola çıkarak bebeğin babasının Nurettin Gider olduğuna kanaat ettiğini söyleyen savcı Çabuk, VATAN’a şu açıklamalarda bulundu: “Bebek doğar doğmaz hemen kanını aldırdık ve bu hafta başı Adli Tıp Kurumu’na gönderdik. Öncesinde Nurettin Gider’in DNA örnekleri alınmıştı. Bebeğin kanı elimize ulaşır ulaşmaz kıyaslanması için Adli Tıp’a gönderdik elimizdeki profilleri. Adli Tıp’a “hemen sonuçlandırın” diye özellikle belirttik. Rapor elimize geldiğinde iddianameyi yazmaya başlacağım. Hâlâ en ufak delilleri hatta dedikoduları bile dikkate alıyoruz. Kezban hanım çocuğa sahip çıkmak istediği yönünde bir dilekçe yazdı ancak kabul edilmedi. Çünkü mevzuatın buna el vermediğini Kezban hanıma sunduğum gerekçede söyledim. Bebeğin nüfus Nevin Yıldırım’ın mevcut kocasının üzerine yapılacak. Çünkü bebek evlilik birliği içinde doğduğu için mevzuat bunu gerektiriyor. Ancak çocuk Nurettin Gider’den çıkarsa mahkemeden babalığın iptalini talep edeceğiz. Çocuğu yeni babanın yani Nurettin Gider’in nüfusuna geçireceğiz. Savcılık olarak bunu talep edeceğim. Zaten fiilen baba olup olmaması önemli değil. Benim kanaatime göre de bebeğin fiilen babası Nevin Yıldırım’ın eşi değil. Çünkü söylenenler, ifadeler o yönde. Biz bilimsel olarak da kesinlik kazansın diye DNA testi yapılmasını istedik”
‘Devlette kalacak’
“Bu çocuk Nurettin Gider’den de olsa hiçbir şekilde iki aileden birine verilmeyecek. Çünkü olay sıradan bir olay değil. Güvenlik, çocuğun sağlığı ve geleceği açısında uygun değil. Bu çocuk bir vahşet sonucu dünyaya geldi, bu travmayla nasıl yaşayacak? Hayata bir değil beş sıfır yenik başlayan, şanssız bir çocuk. Ortada koparılan ve sonra kalabalık köy meydanına atılan bir kelle var. Kan donduran bir olay. Dolayısıyla çocuğa başından bir sempatim oldu. Vermiş olduğum karar o çocuğun geleceğini belirleyecek. Fırsat bulursam gelecekte de ona destek olurum. Onu topluma kazandırmak bizim hedefimiz. Babasını annesi öldürmüş ve köy meydanına atmış. Çocuğun bundan haberdar olması kendinde nasıl travma yaratacak düşünemiyorum?
En kısa zamanda bebeği görmeye gideceğim. Yanına bir baba olarak mı bir savcı olarak mı gideceğim bilemiyorum ama başından beri merhamet gösterdim. Çünkü çok masum ve günahsız. Nevin’in çocuğu görmek istemeyeceğini başından beri tahmin ediyordum, sürpriz olmadı.”
‘Kan örneklerini kodlayarak gönderdik’
“Nevin Yıldırım bu cinayeti başından beri kendi yaptığını söyledi. Aksini ispat eden bir şey yoksa buna itimat etmek zorundayız. 6 yıllık savcıyım, daha önce Kars’ta da görev yaptım. DNA’lara uzak bir savcı değilim. Hayvan DNA’sı ile hırsızları bitirmiştik. Tecrübe açısından bu dava benim için hoş oldu. Çünkü açık hiçbir durum yok, en ufak detayı bile araştırdık. Çok hassas davrandık. Kan örneklerini bile kodlayarak gönderdik. Adli Tıp’takiler örneklerin kime ait olduğunu bilmez. İsimleri hiçbir şekilde deşifre etmedik. Sıkıntılı dosyalarda özellikle titizlikle kod olarak gönderiyoruz kan örneklerini. Bundan dolayı davanın bilimsel açıdan da kesinlik kazanması için gözümüz kulağımız test sonuçlarında. Olağanüstü bir şey çıkmadıkça hemen iddianameyi yazacağım.”