Gazete Vatan Logo

Sanal yaşam gerçek hayat

2100’lü yıllarda dünya milli gelirinin yüzde 50’sinden fazlası online olarak üretilen ve satılan ürünlerden gelecek. Bunda en büyük payı ise ‘sanal gerçeklik’ (VR) alacak. İnsanlar gerçek evlerinden çok sanal dünyadaki evlerinde vakit geçirecekler

Sanal yaşam gerçek hayat

22’inci yüzyıldan itibaren özellikle Çin, Japonya ve Hindistan gibi kalabalık şehirler ve küçük evlerin bulunduğu yerlerde yaşayanlar için VR adeta gerçek yaşam haline gelecek. VR teknolojisi sayesinde sanal dünyadaki deniz kenarındaki dev malikanenizde komşularınızla ve arkadaşlarınızla vakit geçirmek gerçek dünyanın sıkıntılarını unutmak için ideal olacak.

20 saat mesai

1800’lü yıllarda ABD ve Avrupa’da bir işçi haftada 70-90 saat mesai yapıyordu. Yapay zekadaki gelişim ve üretim-hizmet sektörlerinin neredeyse tamamen robotlaşması nedeniyle 2100’e yaklaşırken batılı ülkelerde ortalama bir insan haftada 20 saat çalışacak. Yaşanacak olan kültür değişimi ile hayatın anlamının çalışmak ve para kazanmakta değil kendine ve sevdiklerine daha fazla vakit ayırmakta olduğu normu toplumlara yerleşecek.

Dil devrimi

Beyin implantlarının, konuşmadan haberleşmeyi ve simultane tercümeyi mümkün ve yaygın hale getirmesinin ardından insanlar için farklı dilleri kullanarak konuşmak ‘gereksiz zaman kaybı’ olarak görülmeye başlanacak. Bu da şu an dünyada 7 bin düzeyinde olan dil sayısının yarı yarıya azalmasına sebep olacak. Dünyada küreselleşen dillerin kullanımı standart hale gelecek. İngilizce, Çince ve İspanyolca bilim, teknoloji, ekonomi ve havacılıkta hakim diller olmayı sürdürecek.

Haberin Devamı

Işınlama gerçek oluyor

2100’lü yıllar bilim dünyasının metrenin katrilyonda biri boyutunda mühendislik yapabildiği bir dönem olacak. Atomlara şekil verme teknolojisi (Femtoengineering) sayesinde gözle görülür objelerin ışınlanması rüyası gerçek olmaya bir adım daha yaklaşacak. Bu teknoloji sayesinde her tür devasa baskıya ve basınca dayanıklı metaller üretilecek. Bu da Güneş’e kadar erimeden ulaşabilen uzay mekikleri, mağmanın derinliklerine kadar inebilen ve dünyanın henüz çözülmemiş sırlarını çözebilen araçlar üretilmesine imkan tanıyacak. Ayrıca yıldızlar arası seyahat eden uzay mekikleri ve ışık hızında uzay yolculuğunun da kapısı aralanacak. Teknolojik gelişimi ise an itibariyle insan beyninden trilyonlarca kat daha zeki olan yapay zeka gerçekleştirecek.
22’nci yüzyıl uzay çağı olacak
2100’lü yıllar yani 22’nci yüzyıl insanların makinelerle etkileşiminin artık sıradan hal aldığı, insanlardan zeki robotların hayatın her alanına hakim olduğu bir çağın başlangıcı olacak. Mars ve Ay’a kurulan kolonilerin ardından birçok insan tatillerini uzayda geçirmeye başlayacak. Yeni uzay mekikleri ile Güneş Sistemi’nin her bölgesine ulaşım sağlanmış ve tüm gezegenlere ve uydularına ulaşılmış olacak. Dünyadaki maden kaynaklarının tükenmesiyle birlikte başlayan göktaşı madenciliği zirve noktasına ulaşacak. Milyonlarca ton demir, altın, platin ve paladyum gibi madenler dünyaya getirilecek.
Meteoroloji gibi deprem tahmini
İnsanlık 22’inci yüzyılın ilk yarısında yerkürede tüm fayları haritalandırmış olacak. Yapay zekayla güçlenen bilgisayar simulasyonları bu faylar üzerinde oluşacak depremleri aynı meteorolojinin hava tahminleri gibi önceden bildirecek. Bu sayede depremlerin yıkıcı etkisi insanlar için minimuma indirilecek. Bazı uluslar ise fayları özel jelle doldurup kapatacaklar. Bu jel ile küçük depremler engellenecek. 8.0 gibi büyük depremler ise 4.0 seviyesine indirgenebilecek.
‘Starman’ geri dönecek
Elon Musk’ın SpaceX firması tarafından uzaya bir Tesla otomobil içinde geçtiğimiz aylarda gönderilen Starman isimli figür, eğer astroidler tarafından parçalanmamışsa 73 yıl sonra 2091’de bir kez daha Dünya’ya çok yakın bir noktaya geri dönecek.
En hızlı yükselen ‘Batı Antarktika’
ABD’nin 18 ve 19’uncu yüzyıllarda dünyanın dört bir yanından yaşadığı göç dalgasının bir benzeri küresel ısınma sayesinde 15 derece ısınan ve insanların yerleşimine son derece uygun hale gelen Batı Antarktika’da yaşanacak. Milyonlarca insan buzulların kalkıp verimli toprakların açığa çıktığı bu bölgeyi kendilerine vatan yapacak. Burası dünyanın en hızlı gelişen bölgesi haline gelecek.
2120
Ölümsüzlük kapısı aralanıyor
Bilgisayar teknolojisindeki ve işlem hızlarındaki baş döndüren yükseliş ile insanlardan trilyonlarca kat daha zeki bilgisayarların ortaya çıkışı, 22’nci yüzyılın en büyük tartışma konusuna kapıyı aralayacak. 2100’lü yıllara gelindiğinde insanların beyinlerini bir başka yapay yaşam formuna/bedene yükleyebilmesi için tüm şartlar gerçekleşmiş olacak. Yani genç bir yapay bedene yüklenecek beyinle aynı insan ‘Altered Carbon’ dizisinde olduğu gibi hayatına yüzlerce yıl devam edebilecek. Tabi bu durum tüm dünyada ölümü yenmenin ahlaki, dini ve sosyal etkilerinin çok ateşli bir şekilde tartışılmasına sebep olacak. Ancak dini grupların tüm itirazlarına rağmen bu teknoloji önce maymunlar, daha sonra ölüm cezası almış mahkumlar üzerinde denendikten sonra 2120’de tüm insanlığın kullanımına açılacak.
Toplum ayrışacak
İnsanların beyinlerini en ince detayına kadar tarayıp kopyalayan klinikler bunları laboratuvarda oluşturulan sentetik beyinlere yükleyecekler ve bu sentetik beyinler belirli aralıklarla güncellenecek. Ölüm ya da yaşlanma durumunda, yine laboratuvarda oluşturulan sentetik bedenlere bu beyin nakledilecek ve hayat bu şekilde sürmeye devam edecek. Dışarıdan bakan biri yapay deri ve organları gerçeklerinden ayırt edemeyecek. Ancak toplumun önemli bir kısmı ‘Bizi insanlıktan çıkarıyor’ diyerek bu teknolojiye kapısını kapatacak. Toplum, ölümsüzlüğe kapı aralayanlar ve geleneksel olarak ölümü bekleyenler arasında derin bir bölünme yaşayacak.
2099
Amazon ormanlarının yüzde 80’i yok olacak. Maldivler’in tamamı sular altında kalmış olacak. New York ve Londra’da su baskınlarına karşı bariyerli koruma sağlanacak.
Okyanus şehirleri
Şehirleri sular altında kalan insanların bir kısmı okyanuslar üzerine kurulacak ve her biri 100 bin kişiyi barındırabilecek mikro şehirlerde hayatlarını sürdürmeye başlayacak.
Yeni Dünya Mars olacak
İnsanlık Mars ve Ay’da kurulan kolonilerin ardından Güneş Sistemi’nin derinliklerini keşfetmeye devam edecek. Yeni nesil ve yakıtı anti-madde olan uzay gemileri sayesinde milyarlarca kilometrelik mesafeyi sadece saatler içinde kat etmek mümkün olacak. 2100 yılına gelinmeden insanoğlu Jüpiter ve Satürn’e ulaşıp bu gezegenlerin uydularına insanlı koloniler kurabilmek için hazırlıklar yapmaya başlayacak.
2110 yılında ise insanlık Mars’a dünyadakine benzer bir atmosfer kazandırmak için gerekli projelere start vermiş olacak. Mars’ın iklimini dünya şartlarına dönüştürme (Terraforming) projesi ile insanlık ikinci bir Dünya’ya kavuşacak. Bu dönemde en büyük tartışma konusu ise Mars’ın kaynaklarının kontrolü ve yönetimi olacak. Mars’ın adeta bağımsız bir ülke gibi orada yaşamayı tercih edenler tarafından yönetilmesi de tartışılacak.

Haberin Devamı