Pınar Gültekin davasında flaş gelişme! Tek tek anlattı

Muğla’da üniversite öğrencisi olan 27 yaşındaki Pınar Gültekin 16 Temmuz günü kayboldu. Yapılan araştırmalar sonucu gözaltına alınan Gültekin’in eski sevgilisi Cemal Metin Avcı, genç kızı boğarak öldürdüğünü, cesedini bağ evindeki varile koyup yaktığını, üzerine de beton döktüğünü itiraf etti. Avcı çıkarıldığı mahkeme tarafından, “canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme” suçundan tutuklandı. Yargılamanın devam ettiği sırada Cemal Metin Avcı’nın kardeşi Mertcan Avcı’nın da cinayet saatinde olay yerinde olduğu telefon sinyallerinden tespit edilince tutuklandı. Ancak Mertcan Avcı, 15 Şubat’ta yapılan duruşmada tahliye edildi. Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan davanın hemen her duruşması olaylı geçiyor. Olay yerinde DNA’ları tespit edilen tutuklu sanık Cemal Metin Avcı’nın ailesinin hakkında takipsizlik kararı verilmesi, Pınar Gültekin’in cep telefonundaki görüntülerin incelenmesi için ABD’ye yazı yazılması ve cinayet saatinde olay yerinde olduğu tespit edilen kardeş Mertcan Avcı’nın tahliye edilmesi Gültekin ailesini umutsuzluğa itti.

"CİNAYETE YARDIM EDEN BAŞKALARININ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ"

Gültekin ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir davaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Sürecin başından beri bu cinayetin tek başına işlenemeyeceğini iddia ettiklerini söyleyen Epözdemir, “Aksinin hayatın olağan akışına aykırı, mantık fizik kurallarına aykırı olduğunu düşünüyoruz. 1.83 boyunda, 65 kiloluk bir maktulenin cenin pozisyonunda tek başına varile dahi yerleştirilemeyeceğini iddia ediyoruz. Cinayete iştirak eden veya gizleyen, yardım eden başkaca faillerin de olduğunu düşünüyoruz. Nitekim MOBESE kayıtları, DNA ve biyolojik incelemeler ve buna ilişkin taleplerimiz neticesinde Mertcan Avcı da önce tutuklandı. Sonrasında hakkında dava açıldı. Yargılamaya dahil edilmiş oldu” dedi.

"EVE NEDEN GİTTİKLERİNİ AÇIKLAYAMIYORLAR"

Cemal Metin Avcı’nın annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, eşi Eda Avcı ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan’ın da işin içinde olduğunu iddia eden Epözdemir, “Cinayet mahalinde aynı saatte MOBESE kayıtlarında onların kullandığı araçlara benzer araçlar kayıt veriyor. Cinayet evi atıl bir ev, aynı zamanda evin içerisinde DNA’lar var. Sigara izmaritleri var ve eve gidilmiş. Bizim taleplerimiz sonucu ifadeleri alınırken, 20 Temmuz’da gece vakti birdenbire eve gitmelerini açıklayamıyorlar. 20 Temmuz’da Cemal Metin Avcı gözaltına alınmış fakat cinayeti henüz kabul etmemiş iken 21 Temmuz’da itiraf etti” dedi.

İFADELER ÇELİŞKİLİ

“Akşam 22.35 saatinde bağ evine gitme motivasyonlarının ne olduğu konusunda açıklama yapamıyorlar” diyen avukat Dr. Rezan Epözdemir, “Anne ve baba biz gelinimiz Eda Avcı’nın talebiyle maktul orada mı diye gittik baktık diyor, Şükrü Gökhan Orhan ise evde tadilata ihtiyacı var mı diye bakmaya gittik diyor. 20 Temmuz’da Cemal Metin Avcı gözaltında, akşam 22.35’te bağ evine gidiliyor. 4 kişi gidiyorlar daha suç ikrarı yok, tadilat ihtiyacı var mı diye kullanılmayan bir bağ evine.. Bu hukuk garabeti mahiyetinde bir savunmadır. Buna rağmen savcılık kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi” dedi.

"YAGILAMANIN SEYRİ DEĞİŞECEK"

Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz ettiklerini ve Yargıtay’ın itirazı kabul ederek ret kararını kaldırdığını söyleyen Epözdemir, “Bunun anlamı, Selim Avcı, Ayten Avcı, Eda Avcı ve Şükrü Gökhan Orhan hakkında soruşturma düzenlenerek iddianame hazırlanacağı ve yargılamanın seyrinin değişeceğidir. Bununla birlikte yargılama daha geniş bir yelpazeye oturmuş olacak. Gerçek faillerin ortaya çıkması, kamu vicdanının rahatlaması, adaletin tecellisi ve maddi gerçeğin ortaya çıkması adına da çok ciddi bir şanstır bu süreç.. Umut ediyorum adalet tecelli eder ve maddi gerçek ortaya çıkar” dedi.

"MAKTULENİN ÖZEL HAYATINI TARTIŞILIR HALA GETİRME MAHİYETİ"

Sanığın savunmasında, “Pınar bana bıçak çekti. Ben kendimi korumak isterken panikledim ve öldürdüm” dediğini söyleyen avukat Dr. Rezan Epözdemir, “Halbuki ortada bıçak yok. Sanığın kolundaki yaranın da bıçak yarası olmadığı sıyrık olduğu raporlarla belli. Duruşmada dinlenen doktor da sıyrık olduğunu çok net bir şekilde söyledi. Sanığın haksız tahrik savunması buyken ABD’den gelecek müzekkerenin yargılamaya hiçbir şey katmayacağı bellidir. Olsa olsa cinayeti meşrulaştırma ve maktulenin özel hayatını tartışılır hale getirme mahiyetinde olabilir” dedi.

"MAHKEMENİN TARAFSIZ OLMADIĞI ALGISI OLUŞUYOR"

Bu karardan geri dönme taleplerinin mahkeme tarafından 3 kez reddedildiğini anlatan Epözdemir, “Mahkemenin genel çerçevedeki tavrı, duruşu, yaklaşımı, müvekkillere karşı kullanılan üslup, neredeyse her duruşmadan müvekkilleri çıkartma, müzekkere konusundaki ısrar ve Mertcan Avcı’nın tahliye edilmiş olması, bütün bunları bir arada düşündüğünüzde müvekkiller nezdinde mahkemenin tarafsız olmadığı ve objektif olmadığına dair bir algı oluşturuyor. Dolayısıyla müvekkiller bu mahkemeden adalet çıkmayacağını, bazen adil olmak kadar adil görünmenin de önemli olduğunu fakat mahkemenin adil olmadığı gibi adil görünmediğini de düşünüyorlar. Biz de onların vekili olarak onların taleplerini reddi hakim taleplerini mahkeme huzurunda dile getiriyoruz” dedi. (Milliyet)