İstanbul’da üç çocuk annesi, 69 yaşındaki Nur Yazıcı’nın, 20 yıl önce ev ekonomisine katkı sağlamak için yaptığı tek tepsi Laz böreği beğenilince talep arttı ve zamanla yüzlerce tepsiye ulaştı. Yazıcı, bir odasını mutfağa çevirdi ve siparişleri burada karşılamaya başladı. Zamanla talep o kadar arttı ki Yazıcı, aynı apartmanda oturan dokuz kadından kendisine yardımcı olmasını istedi. Yazıcı hem kendisi kazanıyordu hem de çevresindeki kadınların kazanmasına aracı oluyordu. Uzun bir süre evde bu şekilde siparişleri yaptı. Sonra evinin yanındaki bir dükkanı kiraladı.
‘Kazıyarak geldim’
17 yıl önce de İstanbul’daki “Rize Tanıtım Günleri”ne yaptığı Laz böreği ve sarmayla katılan Nur Yazıcı’nın hayatı o günden sonra değişti. Yaptıkları çok beğenilince evinin yanında ilk lokantasını açtı. Bu lokantada Karadeniz yemekleri yapmaya başladı. Yaptığı yemeklerin ünü kısa sürede yayıldı. Yazıcı’nın şimdi “Nur Abla Karadeniz Sofrası” adında üç restoranı ve 100’e yakın çalışanı var. İşlerinin büyümesinin ardından, eşi ve iki oğlu da istifa edip Yazıcı ile çalışmaya başladı. “Kadın olduğum için bana inanmayanlara rağmen, tırnaklarımla kazıya kazıya buralara geldim” diyen Nur Yazıcı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ dolayısıyla Milliyet’e konuştu.
Bir tepsiyle başladı
“Eşim ve çocuklarımla İstanbul’a ilk geldiğimizde evde bir minderimiz bile yoktu. Üç çocuk var, ev kira. Ramazanda bir derneğe iftar yemekleri yapmaya başladım. Orada Laz böreği de yapıyordum. Oraya gelen bir esnaf, ‘Bunu kim yaptı?’ diye sormuş. Aradı beni. ‘Fırınım için yapar mısın?’ dedi. Bir tepsi yaptım gönderdim, bir saat geçmeden tekrar aradı ve yine istedi. Devamı da geldi. Daha sonra tek bir yerle kalmadım, bir sürü yere Laz böreği yapmaya başladım. Siparişler her geçen gün arttı.”
‘Yanına erkek oturur’
“Siparişler artınca, araba aldık. Ama eşim ve çocuklarım ehliyet almama sıcak bakmadı. Dinlemedim. Ehliyet almak için gidip evraklarımı çıkarttım. Eşim evrakları yırttı. Neymiş, ehliyete gidersem yanıma erkek otururmuş. ‘Demek öyle’ dedim. Gidip yeniden belgeleri çıkartıp karşısına dikildim ve dedim ki ‘Sen bin defa da yırtsan ben bin defa çıkartacağım ve bu ehliyeti alacağım’ Sonra da ehliyetimi aldım.”
‘Kadınsın, yapamazsın’
“Ehliyetimi aldıktan sonra da ne çocuklarım ne de eşim benim araba kullanabileceğime inanmadılar. Ama kafaya koydum, o arabayı kullanacağım. Arabayı kullanmama da izin vermediler. Ben de sabah evdeki herkes uyurken kendi arabamızı çalıp sürüyordum.”
‘Fırsat verilmiyor’
“Ben çalışmaya başladığımda ‘Kadın çalışır mı, kadın araba kullanır mı, sen yapamazsın’ diye çok şey duydum ama hiçbirine aldırmadım. Çünkü kadınların daha akıllı olduğunu biliyorum. Sadece kadınlara fırsat verilmiyor ve önlerine engel konuyor. Ama kadın kendisine inandıktan sonra bu engelleri aşar. Bir de ‘Çalışmak ayıptır, günahtır’ deniyor. Bunu diyenler aslında en büyük ayıbı ve günahı kendileri işliyor. Bazı kadınlara da çok kızıyorum; gencecik pırıl pırıllar ama çalışmıyorlar.”
‘Önce kendime inandım’
“Erkekler kadınların başarmasından korkuyorlar. Ama kadın isterse her şeyi yapar. Bu noktaya gelene kadar kimseden bir beklentim olmadı. İnandım ve ‘Oraya bir erkek çıkmışsa, onu bir erkek yapmışsa, ben de yaparım’ dedim. Hep önüme baktım ve daha iyisini nasıl yapabilirim diye düşündüm. Bu düşünce sayesinde bugün buradayım.”
‘Biz de varız’
Nur Yazıcı: “Restoranlarımın isminin ‘Nur Ablanın Karadeniz Sofrası’ olmasını istememin nedeni, kadına olan bakış açısını değiştirmekti. Bu isimle Türkiye’de kadınların da bir şeyler başardığını göstermekti. Bu ülkede kadınlar da var.”
Hedefi kitap
Nur Yazıcı: “En büyük arzum kadınları cesaretlendirecek bir kitap yazmak. Kadınların kimseye boyun eğmeden, kendi ayakları üzerinde durmalarını istiyorum. Kendilerini ispatlamalarını, kendilerini değerli görmelerini istiyorum. Kadınlar, ‘Ben de varım’ diyebilmeli. Kadınlara bu cesareti vermemiz gerekiyor.”
Ailenin erkekleri istifa edip geldi
Nur Yazıcı’nın işlerinin büyümesi üzerine eşi ve iki oğlu işlerinden istifa edip Yazıcı’nın yanında çalışmaya başladı. Eşi Feyzi Yazıcı bir şirkette bölge müdürüydü, büyük oğlu Mustafa Yazıcı aynı şirkette satış müfettişiydi, küçük oğlu Recep Yazıcı ise bir teknoloji firmasında bilişim uzmanıydı.
‘Nur Abla Karadeniz Sofrası’nda yemek yiyenler arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan da bulunuyor. Ayrıca AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, eski Başbakan Mesut Yılmaz ve sanatçı Orhan Gencebay, ‘Nur abla’nın yemeklerini beğeniyor. (Çiğdem Yılmaz / Milliyet)