Oğlunun katilini kendi bulacak
6.5 aydır katili bulunamayan Engin Temel'in babası harekete geçti.
Love Bar'ın işletmecisi Engin Temel cinayetinde 6.5 aydan bu yana bir ilerleme kaydedilemeyince baba Münir Temel harekete geçti. Babalar Günü öncesi görüş açıklayan Temel, oğlunun katilini bulmak için eski polislerden oluşan 5 kişilik bir ekip kurduğunu açıkladı. Acılı baba katile ulaşacağına inanıyor.
Hiçbir ilerleme yok
Münir Temel, İstanbul'da 8 Aralık 2008'de öldürülen Love Bar'ın işletmecisi Engin Temel'in babası. Tıpkı Münevver Karabulut cinayetinde failinin yakalanamaması gibi Temel cinayeti de aydınlanamadı. 8 Aralık 2008 günü Şişli'de gerçekleşen cinayette hiçbir ilerleme kaydedilemedi.
Oğlum sahipsiz değil
Akşam'ın haberine göre sonunda baba Temel, kendi çabasıyla eski polislerden oluşan bir ekip kurdu. Münir Temel, 'Polis bize bir şey söylemedi ama sanıyorum failin bulunmasına az kaldı. Bizim de bir ekibimiz var ve araştırıyor. İstanbul'u iyi bilen eski polislerden 5 kişilik bir ekip. Farklı bir teknikle çalışıyor. Bu işi yapanlar oğlumu sahipsiz sandılar' diye konuştu.
Görgü tanığı yok
Emniyet'in cinayetin çözülmesinde bir ihmali olduğunu düşünmediğini söyleyen baba Münir Temel, 'Emniyet görevini yapıyor. Cinayetin bir görgü tanığı yok. Güvenlik kamerası görüntüsü de net değildi. Zaten oğlumun öldürüldüğü gün hava yağmurluydu ve ele geçirilen tek kamera görüntüsü otoparkın görüntüsüydü' diye konuştu.'
Son hediye gömlek
Oğlunun öldürülmesinin ardından ilk Babalar Günü'nü geçiren Münir Temel, oğlunun kendisine son hediyesinin bir gömlek olduğunu, annesine ise cep telefonu aldığını söyledi.
Her dakika için yanıyor
Anne Hatice Temel de cinayet sonrası basında yer alan haberlere ateş püskürerek duygularını şöyle dile getirdi: 'Oğlum işinde gücünde, kötü alışkanlığı olmayan bir çocuktu. Bırakın uyuşturucuyu, içkisi, sigarası bile yoktu. Rayting uğruna oğlum hakkında söylemedikleri kalmadı. Lüks içinde yaşadığını söylediler. Oysa su, elektrik, cep telefonu faturalarını bile ben ödüyordum. Haber yapılırken öyle bir noktaya geldi ki sanki oğlum eşcinselmiş gibi sunuldu. Her dakika yüreğim yanıyor.'