O askerlere casusluk davası açıldı!
ADANA’da 19 Ocak’ta, MİT’e ait TIR’ların durdurulmasıyla ilgili 13 asker hakkında ’casusluk’ suçlamasıyla hazırlanan iddianame mahkeme tarafından kabul edildi.
Adana 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan davanın iddianamesinde, aralarında yarbay, yüzbaşı, üsteğmen, astsubay ve uzman çavuşların bulunduğu şüpheli askerler E.T. (40), H.G. (32), Ö.K. (31), G.M. (32), H. K. (30), B.K. (30), H.Ö. (30), H.İ.K. (28), A.Y. (40), M.Ö. (30), C.K. (40), H.Ü. (29), S.Y. (35) hakkında ’Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama’ suçlarından birer kez ömür boyu ve 20’şer yıla kadar hapis cezası istendi. MİT mensuplarının isimlerinin yanı sıra devlet sırrı niteliğindeki bilgi ve belgelere yer verilmeyen iddianamenin giriş kısmında, olayla ilgili bilgi verildi. Hemen ardından da MİT’in görevlerine değinildi. MİT’in görevleri anlatılırken "MİT mensuplarına hizmetlerinin yerine getirilmesi sırasında bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruşları gereken her türlü yardım ve kolaylığı göstermekle yükümlüdürler" denildi.
48 sayfalık iddianamede, şüphelilerin yanı sıra tanık ifadelerine de yer verildi.
MİT MENSUBUNUN AİLESİNİ DE DİNLEMİŞLER
7 MİT mensubunun yanı sıra bir MİT mensubunun ailesine ait cep telefonun da dinlendiği belirtilen iddianamede, "Şüphelilerin MİT’e ait olan TIR’ları bu şekilde durdurmak ve dünya kamuoyuna deşifre etmek suretiyle, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve devletini uluslararası toplumda zor duruma düşürmeyi amaçladıkları anlaşılmıştır. Söz konusu casusluk faaliyeti bu nedenlerle nihayetinde Suriye devletinin Türkiye aleyhine elini güçlendirmeyi ve Türkiye Cumhuriyeti devletini, hükümetini, MİT’in ve Dışişleri Bakanlığı’nı uluslararası toplumda ve Suriye’deki Esad rejimine karşı zayıf, suçlu ve çaresiz bırakmayı amaçlamış bir casusluk faaliyetidir" denildi.
İddianamede ayrıca, diğer şüpheliler ve tüm iddialar hakkındaki dosyanın ayrılarak soruşturmanın devam ettiği, suç tarihindeki Adana İl, Ceyhan ve Pozantı İlçe jandarma komutanları ve soruşturması izne tabi kişiler hakkında 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’na tabi olmaları nedeniyle HSYK’dan izin istendiği kaydedildi.
"TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİM"
Şüphelilerden Yüzbaşı H.G., emrinde çalışan astsubay G.M.’nin uyuşturucu kaçakçılığı olayıyla ilgili olarak mahkeme kararıyla dinledikleri kişilerin hareketlendikleri yönde bilgi verdiğini, kendisinin de şube müdürleri Yarbay E.T.’ye haber verdiğini belirterek, "Sahamızdan ayrılmış olmaları sebebiyle sadece gelişmeleri takip edilmesi talimatını verdi. Ben de daha önce aynı birliklerde görev yaptığım Adana istihbarat şube görevlisi olarak çalışan Üsteğmen Ö.K.’yı aradım. Ona da aynı bilgileri aktardım. Ben televizyonlardaki haberlerden bizim şüphe ettiğimiz TIR’ların MİT’e ait olduğunu öğrenince önleme dinlemesindeki kişilerin MİT personeli olduğunu anladım" dedi.
"BİLGİ PAYLAŞIMIMIZ OLUR"
Olay tarihinde Adana İl Jandarma Komutanlığı’nda İstihbarat Terör Kısım Amiri olarak görev yapan Kıdemli Üsteğmen Ö.K. de savunmasında "Olayın olduğu gün saat 04.00 sıralarında Ankara İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat şubede görev yapan Yüzbaşı H.G. arayarak, ’Bizimkilerde hareketlenme var. Bir koordine yapmamız gerekebilir. Haberin olsun’ dedi. Ben de tamam dedim. Ben kendisi ile daha öncede aynı yerde görev yaptım, ayrıca göreve yönelik zaman zaman koordinasyonlarımız olur, daha doğrusu bilgi paylaşımımız olur" diye konuştu.
"ACİL DURUM"
Araçlardaki kişilerin MİT mensubu olduğunu kimlik kontrolü yaparken öğrendiklerini ileri süren Ö.K. şunları anlattı:
"Şahıslar kimliklerinin tespit edilmesine müsaade etmediler. Şahıslara kelepçe takıldıktan sonra bileklerini bilerek kelepçeye sürterek bileklerinin zarar görmesini sağladılar. Uzun boylu olan telefon görüşmesi yaparak ’Başkanım acil durum. Adana’da jandarma bizi 200 askerle durdurdu’ dedi. MİT mensubu olduklarını anlayınca kelepçelerini derhal çözdük."