Nazara karşı dökülmüş ilk kurşun bulundu
Amasya’daki Oluz Höyük arkeolojik kazılarında nazara karşı suya kurşun dökme geleneğinde kullanıldığı düşünülen 2 bin 500 yıllık ilk kurşun parçaları bulundu.
Kurşun eserler üzerinde yaptıkları gözlemlerde bazı ilginç sonuçlara vardıklarını belirten kazı başkanı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Oluz Höyük’teki bu örneklerin Anadolu’daki en azından ilk örnekler ve en geniş koleksiyon olduğunu düşünüyoruz Suya kurşun akıtılması, kurşunun suyun içinde gelişigüzel bir şekil alması, bununla ilgili yorum yapılması, kurşun dökme geleneğiyle ilgili Anadolu’daki ilk ve en geniş koleksiyon olduğunu görüyoruz” dedi.
Oluz Höyük’ün Pers döneminde güçlü bir mimari kimliği ve kültürü olan bir yerleşme olduğunu ve bu dönemde halkın kurşun madenine ilgisi olduğunun bilindiğine, bulunan 52 kurşun sapan tanesi ve 7 kurşun külçenin yanı sıra farklı şekiller almış kabartılı 30 parçanın ise kendilerini şaşırttığına değinen Prof. Dr. Dönmez, “Bir Anadolu geleneği olan nazarla ilgili olduğunu artık düşünmeye başladık. Çünkü kurşun yüz derecenin biraz üzerinde ergiyen ve doğada oldukça bol bulunan önemli bir maden. O dönemde silah yapımında kullanıldığı gibi bu kurşunun bolluğunun Anadolu kültüründe bu güne kadar izleyebildiğimiz nazar ve onunla ilgili konularda da bir arkeolojik kimlik kazandığını görüyoruz Oluz Höyük’te. Bunlar büyük olasılıkla bugün hala toplumda sık kullanılan ‘üzerinde nazar var’ söylemiyle ilgili olabilir. Nazarı almak için yapılan bir takım ritüeller vardır. Kurşun dökme gibi. İşte nazar olduğuna inanılan insanın tepesinden suyun içine ergimiş kurşun dökülür. O şekillere bakılıp da insanda ne kadar nazar var? Bunun ölçüsü nedir? Onun yorumu yapılır. Buradaki amorf kurşunların da benzer bir eylemde, benzer bir ritüelde kullanıldığını düşünüyoruz. Çünkü bunların hiçbiri birbirine benzemiyor. Hepsi farklı şekillerde, farklı büyüklüklerde” diye konuştu.
Kurşun dökme geleneğinin Orta Asya ve Şamanizm ile ilgili olduğunun düşünüldüğünü ancak Oluz Höyük’te bulunan parçalarla bu geleneğin Anadolu’dan da köken aldığını belirlediklerini vurgulayan Dönmez, “Anadolu’da bir kökeni olduğunu ve Kuzey Orta Anadolu ile Amasya’nın ve Oluz Höyük’ün bu konuda arkeolojik bulgu sağladığını, bir arkeolojik kimlik kazandığını bize gösteriyor. Bu etno-arkeolojik bakımdan çok önemli bir sonuç. Yani bugün yaşayan bazı geleneklerin, bazı bulguların bir arkeolojik kökenini bulmak, o devamlılığı sağlamak etno-arkeolojinin konularından birisi. Amasya’nın da Anadolu’nun bugün yaşayan, Türk inancında güçlü bir devamlılığı bulunan bir ritüelinin 2 bin 500 yıllık geleneğinin yansıtması Amasya bölgesinin ne kadar güçlü bir kültüre sahip olduğunu gösteriyor” şeklinde konuştu.
Höyükteki 8 yıllık kazılarda bine yakın eserin bulunup Amasya Müzesi’ne teslim edildiğini anımsatan Şevket Dönmez, Pers dönemi ikinci yapı katında çıkan kurşun parçalarla birlikte bulunan kurşun eser sayısının 100’ü bulduğunu söyledi.