Mahkumlar içeride, mahalleli dışarıda ceza çekiyor
Muğla’nın Seydikemer İlçesi’nde geçen yıl aralık ayında hizmete giren Fethiye T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Fethiye Açık Ceza İnfaz Kurumu’nun kanalizasyon suyunun, açıktan dereye akıtıldığı öne sürüldü. Duruma isyan eden mahalleli kokudan evde oturamadıklarını ve içme sularının kirlendiğini söyledi.
MUĞLA’nın Seydikemer İlçesi’nde geçen yıl aralık ayında hizmete giren Fethiye T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Fethiye Açık Ceza İnfaz Kurumu’nun kanalizasyon suyunun, açıktan dereye akıtıldığı öne sürüldü. Duruma isyan eden mahalleli kokudan evde oturamadıklarını ve içme sularının kirlendiğini söyledi.
Seydikemer’in Eşen Mahallesi’nde 122 bin metrekare alan üzerine inşa edilen Fethiye T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Fethiye Açık Ceza İnfaz Kurumu, geçen yıl 19 Aralık’ta Fethiye Kapalı Cezaevi’ndeki 168 tutuklu ve hükümlünün sevkiyle hizmete girdi. Kapalı ceza infaz kurumu binası, infaz kurumu ana binası, jandarma hizmet binası, ziyaretçi kabul binası ve 20 dairelik personel lojmanlarından oluşan 1000 mahkum kapasiteli cezaevi yerleşkesinde, tutuklu ve hükümlüler için 14 kişilik 62, 6 kişilik 8 ve 1 kişilik 18 oda bulunuyor.
KANALİZASYON SUYU DEREYE AKIYOR
Yapım aşamasında cezaevinin bölgeye ekonomik katkı sağlamasını ve hareketlilik getirmesini bekleyen mahalle sakinleri, cezaevinin hizmete girmesiyle hiç beklemedikleri bir sorunla karşılaştı. İddiaya göre cezaevinde toplanan kanalizasyon suları, bölgede altyapı olmadığı için Eşen Mahallesi’nin merkezine doğru uzanan Maksi Deresi’ne akıtılıyor. Kirli sular her gün belli saatlerde, cezaevini çevreleyen tel örgünün hemen yanındaki ucu açık borudan, yüksek debiyle dereye akıyor. Dere aracılığıyla Eşen Çayı’na yönelen sulardaki insan dışkıları gözle görülebiliyor.
KANALİZASYON DENİZE ULAŞIYOR
Dereden yayılan kötü kokular adını aynı dereden alan sokak ve çevresindeki 30 evin sakinlerini olumsuz etkiledi. Çevre sakinleri burunlarını tıkamadan dereye yaklaşamazken, misafirlerinin kokudan rahatsız olduğu için evlerine gelmediğini söyledi. Çocukların sürekli dere çevresinde oynadığı, dere suyundan içen küçükbaş hayvanların ise telef olduğu belirtildi. Mahalleli dere kıyısında bulunan ve daha önceden içme suyu olarak kullanılan kuyuların da kullanılamaz hale geldiğini ve içinden lağım kokusu yükseldiğini vurguladı. 3 ay önce ilçe sağlık müdürlüğüne dilekçeyle başvurduklarını kaydeden mahalle sakinleri, bir heyetin derede inceleme yaptığını, sonrasında herhangi bir sonuç elde edilemediğini belirtti. Cezaevinden günün belli saatlerinde salınan kirli suyun 4 kilometre aktıktan sonra Eşen Çayı’na karışarak denize ulaştığı aktarıldı.
’BORUDAN İNSAN DIŞKISI AKIYOR’
Cezaevinden çıkan borunun başına gelerek, akan kirli suyu gösteren mahalle sakinlerinden Hüseyin Dobra, buradan insan dışkısı aktığını, evlerinde kokudan duramadıklarını söyledi. Kirli suyun kuyulara sızdığını aktaran Dobra, kuyulardan su içemediklerini ve kokudan evlerinde kapı pencere açamadıklarını kaydetti.
’MİSAFİRLER KAÇIYOR’
Derenin kıyısına gelip burnunu tıkayarak konuşabilen Osman Dobra da cezaevinden çıkan tuvalet suyunun evinin 5 metre yakınındaki Maksi Deresi’ne akıtıldığını aktardı. Sinek ve kötü kokuların evlerini sardığını anlatan Dobra, misafirliğe gelen kimsenin evinde oturmak istemediğini belirtti. Derenin kıyısında bulunan kuyudaki suyu geçmiş yıllarda içtiklerini vurgulayan Dobra, "Artık bu suyu hayvanlar dahi içmiyor. Kuyudan da kötü kokular yükseliyor. Su içen hayvanlar hasta olmaya başladı. Evimiz yaşanmaz hale geldi" dedi.
’SUYUN İÇİNDE İNSAN PİSLİĞİ VAR’
Derenin kıyısına gelerek suyun üzerinde yüzen insan dışkılarını gösteren Sezai Çatal ise "Bu lağım suyu cezaevinden köyün içine akıyor. Aşağıda evlerimiz var, oturamıyoruz. Kuyularımız kullanılmıyor. Dereden aldığımız su ağaçları dahi kurutuyor. Bu suyun içinde insan pisliği var" diye konuştu.
’ÇÖZÜM BULUNSUN’
Cezaevi hizmete girdikten bu yana yaklaşık 1 yıldır aynı sorunla mücadele ettiklerini anlatan Tayfun Kırlangıç da 30 evin kötü kokudan rahatsız olduğunu belirtti. Derenin yakınında bulunan kuyuların kullanılamadığını aktaran Kırlangıç, şöyle dedi:
"Burada yaşayamaz hale geldik. Çocuklar bu suda oynuyor. Kötü kokular yüzlerce metre uzağa geliyor. Evin penceresini açamıyoruz. Bu kokudan ve pislikten etkilenenlerin sayısı gidecek artacaktır.