Lösemili çocukların sırtından kazandılar
Lösemi hastası çocukların ailelerinden, bürokratik işleri halletmek ve acil ilaçları sağlamak için aldıkları vekaletnameyle 8 trilyonluk vurgun yapan şebeke ortaya çıkarıldı
Ölümle yaşam arasındaki zorlu mücadeleleri çoğu zaman yenilgiyle sonuçlanan "lösemili" ya da halk arasındaki adıyla "kan kanseri" hastası çocukların sırtından ceplerini doldurmak isteyen ilaç simsarları yakayı ele verdi. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Hematolojisi Bölümü'nde tedavi gören hastalar adına sahte reçeteler düzenleyerek devletten haksız kazanç sağlayan, hasta çocukların umutlarını çalan ilaç simsarları Tarık Karaaslan ile işçisi İbrahim Güler ağır cezalık oldu. Vurgun, İstanbul Defterdarlığı'na Ö.E. adıyla gönderilen bir ihbar dilekçesiyle ortaya çıktı.
Sahte mühür basıldı
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Erol Canözkan tarafından ve İstanbul Defterdarlığı Muhasebe Denetmenleri'nin hazırladığı rapor ve belgelere dayanılarak hazırlanan iddianamede, asker kaçağı olduğu gerekçesiyle tutuklu bulunan Karaaslan ve yardımcısı Güler'in yaptıkları vurgun gözler önüne serildi. İddianamede sanıkların haksız kazanç elde etmek için planlı olarak hareket ettikleri olay şöyle anlatıldı: "Çapa Tıp Fakültesi'nin karşısında bulunan Sefa Tıbbi Malzeme ve Ecza Deposu'nun ortağı ve şirket müdürü Tarık Karaaslan işyerinde çalışan İbrahim Güler ile birlikte planlayıp tasarlayarak, hasta yakınlarından aldıkları vekaletnamelerle ilgili kurumlardan tahsilat işlemlerine başladılar. Sanıklar tahsilat işlemlerini yaparken sahte reçeteler düzenleyip, sahte mühürler basarak müfettiş raporlarında 7-8 trilyon lira olarak belirtilen büyük bir rakama ulaşan haksız kazanç elde ettiler."
Hastaların ikisi öldü
İddianamede sanıkların, suç tarihleri olan 2001 ve 2002 yıllarında lösemi hastası Ozan Güneş'in annesinden alınan vekaletnameyle 105 milyar 894 milyon lira maddi menfaat sağladıkları belirtildi. Ayrıca, yaşamını yitiren Şakir Karabaş'ın babası Mahmut Karabaş'ın vekaletiyle 201 milyar, 50 gün önce yaşamını yitiren Ebru Ayça Bakoğlu'nun babasından da 142 milyar 27 milyon lirayı sahte belgelerle tahsil ettikleri anlatıldı. İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne açılan davada sanıklar hakkında 22.5'ar yıla kadar hapis ve haksız menfaatin iki misli parayla yargılanmaları istendi.
