Kolon kanseri genetik mi, belirtileri neler?
Her yıl milyonlarca insanı etkileyen kolon kanseri, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmasına rağmen, erken teşhisin önemi çoğu zaman göz ardı ediliyor.
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İlknur Erenler Bayraktar, Kolon Kanseri Farkındalık Ayı'na özel olarak, bu ciddi sağlık sorununun ne olduğunu, en sık rastlanan belirtilerini ve nasıl önlenebileceğini detaylandırarak, merak edilen soruları cevaplıyo
Kolon kanseri, sindirim sisteminde ince bağırsak sonra gelen kısmı olan kalın bağırsakta başlayan kanser türüdür. Kolonun içinde oluşan polip olarak adlandırılan iyi huylu hücre kümeleriyle başlayıp zaman içinde bunların bir kısmının kontrolsüz çoğalmasıyla kansere dönebilir.
Kolon kanserinin en yaygın belirtileri nelerdir?
Başlangıçta belirtiler çok belirgin değildir. Belirtiler hastalığın yerine göre farklılıklar gösterir. Kalın bağırsağın başlangıç kısmında yerleşen kanserler kronik anemiye neden olurken sonuna doğru yerleşenlerde rektal kanama daha sık görülür.
Diğer belirtiler ise şu şekilde sıralanabilir:
- Tekrarlayan ishal ve kabızlık,
- Dışkı kalınlığının incelmesi,
- Anüsten ve dışkılamadan kan gelmesi,
- Dışkılamada yumurta akı görünümlü (mukuslu) salgı,
- Bağırsakların yeterince boşalamaması hissi,
- Ağrılı dışkılama,
- Karın ağrısı,
- Halsizlik, kilo kaybı,
- İştahsızlık.
Kolon kanseri için risk faktörleri nelerdir ve bu riskler nasıl azaltılabilir?
Hareketsiz yaşam, liften fakir beslenme, obezite, sigara, kalın bağırsakta poliplerin olması, ailede kolorektal kanser hastalarının bulunması, bazı genetik bozukluklar, kadınlarda yumurtalık-meme veya kanser hikayesinin olması, işlenmiş-hayvansal gıdaların çok tüketilmesi riski artıran faktörlerdir.
45 yaşından sonra düzenli gaitada gizli kan ve kolonoskopik inceleme yapılması önerilir. Liften zengin beslenme, düzenli egzersiz yapmak ve kilo kontörlü riski azaltır. Ancak en önemli riski azaltma yolu düzenli tarama yaptırmaktır.
Ailede öyküsü olanlarda, genetik hastalığı olanlarda daha erken olmak üzere 45 yaşından sonra düzenli kolonoskopi yaptırılarak hastalık var ise tanısı konulabilir, henüz polip aşamasındaysa engellenebilir.
Ailede kolon kanseri öyküsü olanlar ne tür önlemler almalıdır?
Birinci derece akrabalarında kolorektal kanser veya adenomatöz polip öyküsü olan bireylerde tarama 40 yaşından itibaren başlanır.
Birinci derece akrabalarında “erken yaşta” kolorektal kanser ortaya çıkan bireylerde ise akrabalarında kanserin saptandığı yaştan 10 yıl önce tarama prosedürü başlamalıdır.
Ailesel polipozis sendromlarının olduğu ailelerde 10-12 yaşından sonra genetik testler yapılmalı ve yıllık sigmoidoskopiler ve kolonoskopiler ile tarama yapılmalıdır.
Ailesel non-polipozis kolorektal kanser aile hikayesi olanlarda genetik mutasyonlar araştırılmalıdır. 20-25 yaşından itibaren veya erken kanser gelişen aile bireyinin yaşından 5 yıl önce kolonoskopi 2 yılda bir, 40-45 yaşından itibaren yıllık tarama, gelişebilecek diğer organ kanserleri için bayanlarda 25-30 yaşından itibaren yılda bir endometrial ve ovarial inceleme, deri muayenesi yılda bir, 1-3 yılda bir üst sindirim sistemi endoskopisi yapılmalıdır.
Evreleme nasıl yapılır?
Tanı konulduktan sonra hastalığın yaygınlığı belirlemek için evreleme yapılır. Bu amaçla aşağıdaki testlerden yararlanılır:
- Karın ve göğüs bilgisayarlı tomografisi (BT)
- Karın manyetik rezonans ile görüntüleme (MRI)
- PET/BT
Kolon kanseri tedavisi nasıl yapılır?
Hastalığın evresi; bağırsak duvarına sınırlı ve lenf bezlerine yayılım görülmeyen evre 1’den, uzaktaki organlara yayılımın saptandığı evre 4’e kadar değişir. Tedaviye hastalığın evresine göre karar verilir.
Kolon kanserinin tedavisi cerrahidir. Hastalığın evresine göre ameliyat öncesi veya sonrası kemoterapi de gerekebilir. Radyoterapi nadiren uygulanır. Kanserin olduğu bağırsak bölümü, onu besleyen damarlar ve onlara eşlik eden yağlı doku ve lenf bezleri ile birlikte çıkartılır. Hastalıklı alan çıkartıldıktan sonra çoğu zaman kalan iki bağırsak ucu karşılıklı getirilerek birbirine dikişler veya stapler adı verilen aletler ile birleştirilir. Bu hastanın gaitasını doğal yollardan (anüsten) çıkarmaya devam edeceği anlamına gelir.
Ancak özel durumlarda (bağırsak tıkanıklığı, hastanın genel durumunun bozuk olması vb.) kalan bağırsağın iki ucu birleştirilemez. Bu durumda, bağırsak karın duvarına ağızlaştırılır. Buna stoma denir. Gaita, stomayı kapatan toplayıcı bir torbayla dışarı alınır. Çoğunlukla bu stomalar geçicidir. Tedavi bitiminde, bağırsaklar tekrar birbirine birleştirilir.
Kolon kanseri tedavisinden sonra takip süreci nasıl olmalıdır?
Hastalığın düzenli takibi çok önemlidir çünkü ilk 5 yıl içinde tekrarlama riski yüksektir. Tekrarlayan hastalıkların yüzde 60-80 ilk iki yıl içinde olur. 3 ayda bir kanda CEA, 6 ayda radyolojik görüntüleme ve yılda bir kolonoskopi yapılması önerilir.