Kalp sızısı hayat kurtarır
Kalp krizi anı korku filminden farksızdır “Acı var mı?” derseniz, var... “Panik var mı?” dersiniz, tarifsiz... Zira pek az kriz, anında alıp götürür
Çoğu ise birkaç dakikadan saatlere varan bir kabustur ama nankörlük etmemek gerek, çünkü bu kabus hayatınızın kurtarıcısıdır aynı zamanda... Yeter ki belirtileri anında fark edin ve hiç zaman kaybetmeden bir hastaneye yetişin. Gerisi biraz kader, çoğunlukla doktorların mahareti...
Gelelim bu hayatı kurtaran panik ve korkuyu beraberinde getiren belirtilere... Anadolu Sağlık Merkezi Kalp Damar ve Göğüs Cerrahisi Koordinatörü Doçent Doktor Besim Yiğiter, “Belirtiler çeşit çeşittir yeter ki bir belirti olsun. Zira bazı durumlarda kalp krizi kapıyı çalmadan gelir” diyor ve en çok görülen belirtileri sıralıyor. Yiğiter’e göre kalp krizi belirtileri her bünyede farklı semptomlarla gelebiliyor. Kimi durumda serçe parmağınızda bir sancı, kimi insanda iki parmakta bir ağrı kiminde ise çene ağrısı. İşte size hayat kurtaracak bir öneri... Eğer ki hayatta hiç hissetmediğiniz bir ağrı hissederseniz hiç onu anlamaya kalkmayın. Anlamaya çalışarak kaybedeceğiniz her saniye, bu hayatla bağınızı kopartacaktır.
* Hocam kalp krizi nasıl meydana geliyor? O anda ne oluyor?
Aniden olmuyor, yıllar istiyor... Hatta bazen çocukluktan başlıyor. Damar çeperinde yağ birikimiyle başlıyor. Bazı kişide bir damarı yüzde 30’dan yüzde 70’e kadar daraltması 10 seneyi alabiliyor. İleri derecede, ölümcül derecede hastalık ilerleyebildiği halde kişi bundan hiç haberdar olmayabiliyor. Hatta spor yapıyor. Tehlikeli tarafı da bu zaten. Bazı insanlarda belirti vermediği için farkedilemiyor. Ani ölümler hep duyarsınız. ‘Hiç şikayeti yoktu. Hayatında aspirin bile almadı. Birden öldü’ diye... Bu tehlikeli.
* Yüzde kaçı öyledir hocam?
Benim tahminim ani ölüme sebebiyet veren kalp krizlerinin oranı aşağı yukarı yüzde 10 kadar ani ölümü ortaya çıkabiliyor.
* Peki nasıl belirtiler veriyor?
Tipik belirtileri şunlar: Göğüste ağrıyla başlıyor ve bu ağrı hareketle başlıyor. Yani kişi istirahat halindeyken, kalbinin çok fazla çalışması, vücuda kan pompalaması gerekmiyor, böyle idare ediyor kişi. Yani daralmış damardan geçen kan yetiyor...
ATİPİK BELİRTİLER VAR
* İstirahat halindeyken, kalp dakikada 60-80 kez kan pompalıyor vücuda deniyor...
İstirahatte olan, fazla hareket etmeyen bir kişinin tabii çok fazla enerjiye ihtiyacı olmadığı için, vücudunda bir efor olmadığı için kalbi optimal bir derecede çalışıyor yani çok fazla kan pompalamaya ihtiyacı olmuyor.
* Yani bir sayısı yok mu?
İstirahat halinde bir insanın kalbinin tüm vücuda pompaladığı kan miktarı aşağı yukarı 5-6 litre.
* Vücudumuzda toplam ne kadar kan var?
5-6 litre. Yani tüm vücudun kanını bir dakikada devredebiliyor. Bu istirahat halinde... Ama kişi efor sarfederse... Yani eforun da çeşidi var tabii... Koşmak, yürümek, merdiven çıkmak, basketbol oynamak, ağır yük kaldırarak koşmak... Bu eforun derececisi arttıkça vücudun bütün genel olarak harcadığı enerjiyi karşıyalabilmesi için daha fazla kan gerekiyor. Hem adale gücünü karşılayabilmek için, adalelerin kullandığı enerjiyi karşılayabilmek için kalbin daha fazla kan pompalaması gerekiyor. Bu kan ihtiyacı 3-4 misline çıkabiliyor. Yani kalp dakikada 5-6 litre kan pompalarken, 15-20 litreye kadar dakikada kan pompalaması gerekebilir kalbin. O zaman normalde yaptığı işin, 3-4 misli daha fazla iş yapması gerekiyor kalbin. İşte o zaman istirahat halinde kalbe gelen kan yetiyorken, 3-4 misli daha fazla kuvvetle çalışınca bu defa yetmez oluyor. O zaman belirtiler başlıyor. Yani kalbe, kalbi besleyici damarlardan gelen kan yetmiyorsa bunun tipik belirtisi göğüste ağrıdır. Herkesin bildiği göğüste ağrı, sol kola yayılan tipik ağrı, istirahat edince duru. ‘Angina Pectoris’ diyoruz buna. Anlamı göğüs ağrısı demek. Yani kalbin kansızlık nedeniyle ortaya çıkan ağrısı.
* Bu bir belirti değil mi?
Hem de çok tipik bir belirti. Hemen bir kardiyoloji tetkiki gerekiyor. Ama bu ağrı böyle de olmayabilir. Yani çok atipik şekilleri de olabilir.
* Tipik şekli nedir?
Göğüste bir yanma olur, baskı olur, bir ağırlık olur... Sanki birisi göğsünüze oturmuş, çökmüş gibi... Dediğim gibi yanma şeklinde ya da bildiğimiz baş ağrısı gibi de olabilir. Sanki göğüste bir alev var veya mide yanması gibi... Hatta bazısı mide şikayetleri zannedip oyalanabildiği de oluyor.
* Yani mide yanmasıyla bile karıştırılabilir değil mi? Öyle bir yanma da olabilir?
Olabilir. Hatta çok atipik şekilleri var, mesela ağrı sol kola yayılır denir, sağa da yayılabilir. Sadece bir parmağı, elinin iki parmağı, küçük parmağı ağrayabilir, çenesi ağrıyabilir, dişi ağrıyormuş gibi görünebilir. Onun için diş hekimine gidiyorlar... Halbu ki kalp ağrısı.
Krizin belirtileri
* Göğüs kafesinin orta bölgesinde birkaç dakikadan uzun süren baskı, sıkışma, ağırlık, huzursuzluk, sıkıntı hissi...
* Sanılanın aksine çok can yakmayan, çok şiddetli bir ağrı değil, sıkıntı veren, sinsi, kıstırıcı bir ağrı...
* Omuzlara, boyuna veya kollara yayılan göğüs ağrısı
* Çarpıntı, nefes darlığı
* Baş dönmesi, baygınlık, bayılma, bulantı, soğuk terlemenin eşlik ettiği göğüs kafesi şikayetleri...
Öksürmek kalbe şok etkisi yapar
* Kriz anında başka bir şey olabilir mi?Bunun daha ileri safhası şöyle; damar tamamen tıkanırsa, hiç kan geçemediği için artık hareket etmeye gerek yok, istirahatta bile kalbin çalışması, kasılması için gerekli enerji değil, yaşaması için, canlılığını sürdürebilmesi için dahi kan gidemiyor demektir. O zaman kalbin o bölgesi, artık kaç tane damar tıkandıysa o damarın bölgesi artık canlılığını kaybediyor, ölüyor buna da kalp krizi, kalp enfaktüsü diyoruz.
* Ölen dokunun bir daha canlanması mümkün değil ama, değil mi?
Ölen dokunun tekrar düzelmesi, canlanması mümkün değil. Ama o doku tamamen ölünceye kadar geçen bir süre var. 4-5 saat gibi... Müdahale edilebilirse iyi. O enfaktüsün belli bir bölgede tamamen yerleşmesini önlemek, ölen bölgeyi küçük tutmak gerekiyor.
* Tabii daha uzun süre hayatta kalma şansımız da artıyor herhalde...
Tabii... Kısa süre içinde müdahale etme şartları varsa, müdahale etmenin çok yararı vardır. Hastanın ondan sonraki uzun vadede taksiratını çok etkileyen bir durumdur, eğer kriz anında ölmediyse tabii...
* Hiç kalp ağrısı çekmemiş birinin, birdenbire göğsünde ağrı oluşmaya başladıysa ne yapmalı? Nefes de alamıyor mudur?
Nefes alamama da olabilir tabii, ağrı, baskı da olabilir. Bazen çarpıntıyla da kriz gelebilir. Yapılması gereken şu en küçük bir şüphede yani normalin dışında kendisinde bir tuhaflık hisseden bir kişi bunu hiçbir şekilde ihmal etmemeli, şikayet kalbe benzesin benzemesin derhal bir hastaneye müracaat etsin.
ASPİRİN İYİ GELİYOR
* Ama zaten kalp krizi anında böyle bir şey denemez değil mi, çünkü anneannemden hatırlıyorum. ‘Sofrada fenalaşıyorum’ dedi ve son nefesini verdi...
Ayakta kalp krizi geçirenler var. ‘Midem ağrıyor, canım geçer şimdi. Gazoz içeyim rahatlarım’ diye geçiştiriyor. Sonra, üç-beş gün sonra doktora gittiğinde, ‘Sen kriz geçirmişsin’ diyorlar.
* Kalp krizi anında ne yapmak lazım?
Tabii ki hemen bir hastaneye taşıyacaksınız. Bir aspirin de atabilir ağzına... İstanbul gibi bir yerde ambulans trafiğe takılmıştır, adresi bulamamıştır, gelir sizin sokağa giremez... Onun için ambulans beklenmeli ama o sırada en yakınınızdaki hastaneye kendi imkanlarınızla ulaşmayı denemelisiniz.
* Bir kere zaten kalp krizi riski olan insanların herhalde hastaneye yakın bölgelerde oturması lazım. Değil mi hocam?
Tabii... Eğer hastalığını biliyorsa yararı var. Çünkü dediğimiz gibi ilk dakikalar, o ilk 3 dakika çok önemli. olabilir. Herkesin kalp masajı, suni solunum yapmayı bilmesi lazım. Yapılabilecek bir şey yok. Ama aspirin verilebilir.
* Kaç miligramlık bir aspirin?
Normal, bakkallarda satılan aspirinlerden bir tane verebilirsiniz. Ağzında çiğnesin. Bunun yararı olabilir. Kanı sulandırır.
* 2 saniyede bir şiddetli öksür teorisi hayat kurtarır mı?
Kalp ölümlerinin bir kısmı da ritim bozukluklarından, ya da ani kalp durmasından oluyor. Bu öksürükle sanki kalbe elektro şok yapmışsınız gibi bir faydası olabiliyor. Çünkü öksürükle uyarıyorsunuz kalbi, yani böyle ritim bozukluğundan veya ani kalp durmasından ötürü ölümlerin önü alınabiliyor.
* Yani ne kadar aralıkla öksüreceğiz ya da öksürmeye mi uğraşacağız o sırada?
Tabii. Öksürmenin faydası var. Ama sıklığını söylemek mümkün değil.
* Yani öksürmeye uğraşmanın bir faydası var? Hayat kurtarabilir?
Evet. Kurtarabilir.
* Peki diyelim ki kriz anında yalnızız. Birin gelmesini bekliyoruz... Başka ne yapalım?
Ayaklar yukarı kaldırılmayacak yatar pozisyonda olacak. Ancak tansiyon düşükse ayakları kaldırmanın faydası olur...
* Başının altında bir şey olacak mı?
Çok yüksek olmayan hafif bir yastık konulabilir. Yan yatırmak lazım. Çünkü kusma olabilir ve akciğerlerine kaçırabilir. O yüzden problem daha da komplike hale gelebilir.
YARIN
* Kriz anında etrafta doktor yoksa ne yapmak gerekir?
* En riskli dönem hangisi?