İstanbul'un kayıp adası gün yüzüne çıkarılıyor
İstanbul'un kayıp adası olarak bilinen ve Maltepe sahilinden 700 metre uzaklıkta bulunan tarihi Vordonisi Adası, Maltepe Belediyesi’nin desteğiyle gün yüzüne çıkartılıyor.
Tarihi yolculuk öncesi konuşan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, "İlçemizin doğal güzelliklerinin keşfedilerek, gelecek kuşaklara aktarılması noktasında, yerel yönetim olarak üzerimize düşeni yapıyoruz" dedi.
Maltepe Belediyesi’nin desteğiyle, Vordonisi adasının kalıntıları, keşif ekibi tarafından görüntülendi. 1010 yılında meydana gelen büyük İstanbul depreminde sular altında kalan ve yıllar boyunca ihmal edilen tarihi adanın, tüm özellikleriyle keşfedilerek, deniz turizmine açılmasının hedeflendiği tarihi yolculukta bir açıklama yapan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, "İlçemizin doğal güzelliklerinin keşfedilerek, gelecek kuşaklara aktarılması noktasında, yerel yönetim olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Tarihi yaklaşık bin yıl öncesine dayanan ve deprem sonucu batan ada, aslında bizlere hem arkeolojik, hem de sismik açıdan değerli veriler sunacak" diye konuştu.
BAŞKAN KILIÇ’A 100 YILLIK ÇAPA
Daha sonra dalgıçlar tarafında dalışta bulunan ve 100 yıllık olduğu belirtilen çapa Başkan Kılıç’a teslim edildi. Kılıç da çapayı, Vordonisi Adası’nın güzellikleri anısına saklayacağını belirtti. Kayıp adanın güzellikleri dalış ekibinden Mert Gökalp tarafından görüntülendi. Bu tarihi anlara, Adalar Denizle Yaşam ve Spor Kulübü Derneği dalgıçları Serco Eksiyan, Ercan Akpolat, Volkan Narcı, Can Sınmaz ve Anıl Durmaz eşlik etti.
İSTANBUL’UN 10. ADASI: VORDONİSİ
Bizanslıların "Küçük Ada", Osmanlıların "Batık Manastır Kayalıkları" ve denizcilerin de "Bostancı Kayalıkları" adını verdiği Vordonisi’nin, efsaneleşmiş sözlü tarihe göre, üzerinde bulunan manastır ve rahipleriyle 1010 yılında meydana gelen büyük İstanbul depreminde battığı biliniyor. Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kınalı, Sedef, Tavşan, Kaşık, Sivri ve Yassı adaları içinde barındıran Prens Adaları’ndan onuncusu olduğu belirlenen Vordonisi, Doğu Roma İmparatorluğu döneminde adaya sürgün gönderilen Patrik Fotius’un yaptırdığı manastırla tanınıyor. Aslında Patrik Fotius ile Patrik İgnazius arasındaki rekabet üzerine inşa edilen manastır, Küçükyalı’daki keşfedilen manastırın birebir kopyası veya devamı sanılıyor. Adanın keşfi arkeolojik ve sismik açıdan birçok veri sunması bakımından önem arz ediyor.