Halet Çambel Google'da Doodle oldu!
Halet Çambel, 27 Ağustos 2015'te Google'ın ara sayfasındaki özel köşesi Doodle'a taşındı
Türkiye’nin ilk açık hava müzesini kuran ve 27 Ağustos 1916’da Almanya Berlin’de doğan Halet Çambel, 27 Ağustos 2015'te Google'ın ana sayfasında Doodle oldu.
Peki Halet Çambel kimdir? Halet Çambel Almanya'nın Berlin kentinde 27 Ağustos tarihinde dünyaya gelmiştir. Türkiye'nin ilk açık hava müzesini kuran kuran Halet Çambel 12 Ocak 2014 tarihinde hayada veda etmiştir. Google Halet Çambel'i unutmayarak doğum gününe özel bir doodle hazırladı. İşte Halet Çambel hakkındaki kapsamlı bilgiler ve Google'ın hazırladığı doodle.
İşte Halet Çambel hakkında detaylı bilgiler;
Ailesi ve gençliği
27 Ağustos 1916'da Berlin'de dünyaya geldi. Babası, Almanya'da askeri ataşelik görevi yapan ve Atatürk'ün yakın arkadaşlarından Hasan Cemil Bey, annesi dönemin Berlin Büyükelçisi İbrahim Hakkı Paşa'nın kızı Remziye Hanım'dır. Dört çocuklu ailenin üçüncü çocuğu idi. Hukukçu ve gazeteci Leyla Çambel ile kanser araştırmacısı Perihan Çambel'in kardeşi, mühendis Bülent Çambel'in ablasıdır.
I. Dünya Savaşı sonrası mütareke döneminde anne babası ile bir süre İsviçre ve Avusturya'da yaşadıktan sonra, cumhuriyetin kurulmasını takiben 8 yaşında Türkiye'ye geldi.
Ortaokul ve liseyi Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde okudu. Sanat tarihi öğretmeninin etkili anlatımı ve İstanbul'un tarihi mekanlarına düzenlediği geziler lise yıllarında onu derinden etkiledi.[4] Okulda, eskrim sporu ile de tanıştı ve bu konuda ustalaştı.
Lise öğrenimini tamamladıktan sonra Fransız hükümetinden aldığı bursla Paris Sorbonne Üniversitesi'nde 3 yıl arkeoloji lisans öğrenimini gördü; ayrıca Hititçe ve eski İbranice öğrendi. İlk kazı deneyimini 1935 yılında yaşadı. Dr. Kurt Brittel'in başkanı olduğunda Alacahöyük kazısına stajyer olarak katıldı.
Olimpiyatlara katılması
Fransa'daki lisans öğrenimi sırasında boş vakitlerini eskrim ve binicilikle değerlendiren Çambel, 1936 Yaz Olimpiyatlarında eskrim dalında Türkiye'yi temsil etti ve Suat Fetgeri Aşeni ile birlikte olimpiyatlara katılan ilk Türk kadın sporcu oldu. Turnuva sırasında Adolf Hitler tarafından görüşmeye çağrılan Çambel, hükumetin izni olmadan görüşmeyeceğini bildirerek reddetti.
Türkiye'ye dönüşü
1938 yılında lisans öğrenimini tamamladıktan sonra Sorbonne'da doktora yapmaya başlayan Çambel, 1939 yılının yaz aylarında İstanbul Fransız Arkeoloji Enstitüsü'nün, Dr. Emilie Haspels baskanlğında yürüttüğü Yazılıkaya/Midas şehri kazısına katılmak üzere Türkiye'ye geldi. II. Dünya Savaşı sebebiyle Fransa'ya dönemeyince İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Helmuth Theodor Bossert'in asistanlığını yaptı.
1940 yılında Tan Gazetesinde çalışan sol görüşlü bir gazeteci-yazar olan Nail Çakırhan ile evlendi. Üniversitede kadro olmadığından bir süre Haydarpaşa Lisesi'nde Fransızca öğretmenliği yaptı. Doktora çalışmasına İstanbul Üniversitesi'nde devam eden Çambel, Türk Tarih Kurumu adına Kırşehir Hashöyük'teki kontrol kazısını gerçekleştirdi. 1946'ya kadar Dr. Bossert ile birlikte Anadolu'da araştırma gezileri yaptı.
Karatepe kazıları
1946 yılında Kayseri-Adana arasında kalan bölgedeki Hitit eserlerini incelemek için Bossert ile bilikte çıktıkları gezide Karatepe bölgesindeki kalıntılara ulaşmaları kariyerinde belirleyici oldu. Araştırma ekibi, Hitit hiyeroglifleri ve Fenike yazısının bir arada kullanıldığını görmüş ve Fenike yazısı tercüme edilebildiği için, bu keşif Hitit hiyerogliflerinin nihai çözümü olmuştur. Karatepe-Arslantaş Höyüğü'nde Bossert tarafından başlayan kazı çalışmalarına 1952'den sonra Çambel başkanlık etti. Karatepe'de ortaya çıkarılan arkeolojik buluntuların restorasyonu, korunması ve sergilenmesi için bir açık hava müzesi kurulmasına ön ayak oldu. Mimar Turgut Cansever'in yaptığı projenin uygulanması işini Çambel'in eşi Nail Çakırhan yürüttü.
1948-199 yıllarında, Karatepe'deki çalışmaların yanı sıra Fransız Arkeoloji Enstitüsü'yle birlikte Yazılıkaya/Midas şehri kazısını yürüttü.
1960 Darbesinden sonra 1960 İhtilali'nden sonra 147'ler listesinde yer alarak üniversiteden ihraç edildi. Eşiyle birlikte Karatepe'de çalışmalara devam eden Çambel, 1962-1963'te Almanya'da Saarbrücken Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak çalıştı. Türkiye'ye döndükten sonra İstanbul Üniversitesi'ndeki görevine döndü ve Prehistorya Kürsüsü'nü kurdu.
1964 yılında Chicago Üniversitesi'nden Robert J. Braidwood ve eşi Linda S. Braidwood'la birlikte Ergani'de Çayönü höyüğü kazısına başladı. Kote Çemi (Hilar - Çayönü) kalıntılarını gün ışığına kavuşturdu; bu bölgede günümüzden 8.000 yıl önce avcı-toplayıcılıktan tarıma geçildiğinin kanıtlarını ortaya çıkardı.
Çambel'in çabalarıyla kurulan İstanbul-Chicago Üniversiteleri Güneydoğu Anadolu Tarihöncesi Araştırma Kamu Projesi çerçevesinde, 1964'te Urfa-Bozova'da Biris Mezarlığı ve Söğüt Tarlası, 1968 ve 1970'de Diyarbakır Girikihacıyan kazıları gerçekleştirildi.
Çambel, Keban Barajı'nın yapımıyla su altında kalacak olan alanların taranması için 1966'da başlayan çalışmalara öncülük etti.
1976'da Tübitak'a bağlı bir Arkeometri Ünitesi kurulmasına katkıda bulundu.
Emeklilik yılları
1984 yılında emekli oldu. Kazılara katılımını ve yazılarını emekliliğinde de sürdürdü.
Arnavutköy'de “Kırmızı Yalı” olarak bilinen ailesinden kalma evini 2004 yılında Boğaziçi Üniversitesi'ne bağışladı. Yapı, Halet Çambel ve Nail Çakırhan Arkeoloji ve Geleneksel Mimarlık Araştırmaları Merkezi'ne dönüştürülmek üzere restore edilmektedir.
2005 yılında Hollanda devletinin kültür ve kalkınmaya hizmet edenlere verdiği Prens Claus ödülü'nün sahibi oldu. 2010 yılında kendisine T.C. Kültür Bakanlığı tarafından Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi.
12 Ocak 2014 tarihinde İstanbul'daki evinde yaşamını kaybetti.
Halet Çambel'in Karatepe kazısı
Arkeolojinin en önemli isimlerinden Prof. Halet Çambel, 12 Ocak'ta hayata veda etti. Yaptığı kazılarla tarihöncesi çağa ışık tutan ve birçok eserin günümüze taşınmasını sağlayan Çambel'in aynı zamanda mimarlık kültürüne yaptığı katkılar da unutulmazdı. Kariyerinin kırılma noktasını 1950'lerde yürüttüğü Karatepe Höyüğü Kazıları ile yaşayan Çambel'in bundan sonra hayatı boyunca üzerinde durduğu en önemli çalışması olacak Karatepe Kazıları, iki usta mimarın elinden çıkacak bir mimarlık eserinin temellerini atacaktı.
Hitit antik kenti Karatepe, 1946 yılında Prof. Bossert ve Halet Çambel tarafından keşfedilmişti. Bu tarihten sonra Çambel'in hayatını adayacağı Karatepe Kazıları, tarih öncesi birçok eserin günyüzüne çıkmasına katkıda bulunurken mimarlık kültürüne de büyük bir katkı koydu.
1950'lerde Karatepe Kazılar'ında elde edilen arkeolojik buluntuların restorasyonu, korunması ve sergilenmesi için geniş bir alanın saçaklıkla örtülmesi gereksinimi burada bir mimari eserin oluşmasına katkıda bulunur. Çalışmalara başlayan müteahit işi bıraktığı için Çambel'in eşi Nail Çakırhan yarım kalan çalışmaları yürütmek üzere işe koyulur. Böylece Türkiye'nin ilk Ağa Han ödüllü alaylı mimarı Nail Çakırhan, avan projesini Turgut Cansever'in yaptığı Karatepe projesi ile mimarlığa adımını atmış oldu.
İki usta mimarın birlikteliğinde Türkiye'nin ilk açık hava müzesi ve ilk geniş saçaklı görünebilen beton uygulaması ortaya çıktı. Bundan sonra da kazı evi, karakol, orman bölge şefliği binaları, bölge okullarının inşası birbirini takip etti. Çambel ve Çakırhan çiftinin Karatepe'deki büyük çabaları, arkeoloji ile mimarlığın iç içe geçtiği başarılı bir proje ortaya çıkararak mimarlık kültürüne unutulmaz bir katkı koymuş oldu.