Gazete Vatan Logo

Furkan’ın hakkını yemeyin!

Dul kalan polis eşi, maaş bağlanması için Emekli Sandığı’na başvurdu. Ancak gelen cevapla beyninden vurulmuşa döndü

Selami ve Hatice Duğrul karı-koca polis memuruydu. Evlendikten bir yıl sonra oğulları Furkan da doğunca borçlarını bir an önce ödeyebilmek için şark hizmetine başvurdular. Tayinleri Van’ın Çatak ilçesine çıktı. Ancak bu tayin korkunç kaderlerinin de başlangıcı oldu. Bundan 10 ay önce, 3 Eylül 2006 akşamı 33 yaşındaki Selami Duğrul, mesai bitimi sonrası arkadaşlarıyla oturduğu çay bahçesinde PKK terörüne kurban gitti.


Hani kanı yerde kalmayacaktı!

Geriye gözü yaşlı polis eşi Hatice Duğrul ile henüz 1.5 yaşındaki boncuk gözlü oğlu Furkan kaldı. Olayın ardından Hatice Hanım’a başsağlığı dileyen yetkili makamlar, “Kanı yerde kalmayacak” sözü verdi. Cenaze töreninde gözyaşı döken polis memuru eşi ve kucağında oturan bir yaşındaki oğluna sahip çıkacaklarını söylediler. İçişleri Bakanlığı, Hatice Hanım’a 42 bin YTL tazminat ödedi. Ancak aradan 10 ay geçmesine rağmen emekli maaşını bağlanmadı.


Bomba ekspertiz raporunu getirin

Tek gelir kaynağı olan kendi maaşı olan Hatice Dumrul , geçimini sağlamakta zorlandığı için Emekli Sandığı’na başvurdu ve eşinin emekli maaşının bağlanmasını istedi. Fakat kurumdan tokat gibi bir yanıt geldi: “Polis memuru Duğrul’un şehit olduğunun kanıtlanması için olayda kullanılan bombaya ait ekspertiz raporu, olayla ilgili yargıya intikal eden dosyası, görgü tanıkları, olayın yaşandığı alanın krokisi gönderildikten sonra gerekli değerlendirme yapılacaktır. Aynı şekilde Duğrul’un toplam hizmet süresi 8 yıl. Emekli maaşının bağlanması için 10 yılı doldurması gerekiyor. Aradaki açığı ödeyin, durum değerlendirmesi yapalım.”


‘Gerekli yardımları yaptık, ödemeyiz’

Bu cevapla yıkılan Hatice Duğrul, derhal Emniyet Genel Müdürlüğü’ne başvurdu ve mağduriyetinin giderilmesini istedi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelen yazı ise ikinci bir darbe oldu. Emniyet, ödenen 42 bin YTL tazminatı kast ederek, “Hatice Duğrul ve aile efradına yasalar kapsamında; bakanlığımızca gerekli yardımlar yapıldı. Dolayısıyla, talep edilen tazminatın ödenmesine ilişkin verilmiş, herhangi bir yargı kararı bulunmadığı için ödeme yapılamaz” cevabını verdi. Her iki kurumdan aldığı bu cevaplar üzerine şehit eşi Hatice Duğrul, avukatını aradı ve İçişleri bakanlığı aleyhine toplam 110 bin YTL tazminat davası açtı.


Eceliyle ölmüş gibi davranıyorlar

Duğrul’un avukatı, şehit polisin ailesine yapılan haksızlığı VATAN’a şöyle anlattı: “Selami Duğrul şehit kabul edilmiş olsaydı, ’iki yıllık farkı öde, emekli edelim’ cevabıyla incitilmezdi. Şehit kabul edilmiş olsaydı, bürokratik işlemlerle uğraştırılmadan emekli olacaktı. Emekli maaşı, ölmeden önce aldığı maaşın kesintisiz haliyle ödenecekti. Geride kalan yakınlarına sosyal yardım, konut yardımı için sıfır faiz kredi verilecekti. Şehit kabul edilip ailesi onurlandırılacaktı. İçişleri Bakanlığı aileye yalnızca 42 bin YTL ödedi. Bu toplumsal olaylarda yaralanan ya da ölen polis ve jandarma yakınlarına yapılan yardımı düzenleyen 2330 sayılı kanuna göre yapılmış. Şehit ailelerine çok daha yüksek rakamlar ödeniyor. Tuğrul’a sanki eceliyle ölmüş gibi davranılıyor. Biz, Emekli Sandığı’nın yazısını da gerekçe gösterdik. Miktarın artırılmasını talep ederek tazminat davası açtık.”


‘Mesai saati dışında öldü, şehit olur mu’

“Ayrıca Emekli Sandığı görevlileri, polis memurunun eşine, ’Hemen emekli maaşı bağlayamayız. Şehit olduğu saatler mesai saatinin dışında olduğu için şehit kabul edilemeyebilir’ şeklinde şifahi bir uyarıda bulunmuşlar. Eşi çok ağladı ve beni aradı. Olay maddi tazminat elde etmek değil. Eşinin şehit kabul edilmemesine kahrolmuş. Kaldı ki kendisi, bomba ekspertiz raporunu sunmak zorunda değil. Van’a gidip belge bilgi toplayacak hali yok.”


Keklik gibi avlandı’

3 Eylül 2006 akşamı çay bahçesinin hemen yanındaki çöp konteynerine konan uzaktan kumandalı bomba büyük bir gürültüyle patlamış, Duğrul kanlar içinde yere yığılmıştı. Yerde yatanın canlı bomba mı yoksa yaralı mı olduğunu anlayamayan çevredekiler, yarım saat boyunca Duğrul’a müdahale edemedi. Anında hastaneye kaldırılsa belki yaşayacak olan polis memuru, maalesef hayatını kaybetti. Hatice Dumrul, cenaze töreninde şehit eşinin, nöbet tuttuğu kulübe için “Keklik gibi avlanmayı bekliyoruz” dediğini söyleyip, şöyle sitem etmişti: “Dağların arasında büyük bir arazi düşünün. Çevresinde tek bir ağaç bile yok. Ortasında ise küçük bir kulübe, içinde nöbet bekleyen biri var. Eşim, ’Vatanı korumak için, yemeden içmeden saatlerce beklerim. Ancak beni burada dışarıdaki saldırılara karşı kim koruyacak?’ derdi. Korktuğu başına geldi .”

Haberin Devamı